Etyen MAHÇUPYAN
Türkiye’nin bir rejim değişikliği içinde olduğunu görmeyenler anlamakta zorlanıyor. İktidarının ilk döneminde ve yıllarca LGBT üyelerinin de tüm vatandaşlık haklarına sahip olduğunu savunan bu Erdoğan değil miydi? LGBT’nin Onur Yürüyüşleri AK Parti yönetimi altında sorunsuz şekilde yapılmamış mıydı?
Ancak devran döndü… Erdoğan parti içindeki nispeten liberal ve demokrat kişileri tasfiye etti, Gülencilerin darbe girişiminin yarı yolda durdurulması sayesinde bürokraside ‘temizlik’ olanağı doğdu, Bahçeli (MHP dışında geliştirilen) cumhurbaşkanlığı sistemini Erdoğan’a teklif etti ve İttihatçı damar üzerinden bir yeni rejim (İkinci Cumhuriyet?) hayata geçirilmeye başlandı. Bugünlerde de Bahçeli (MHP dışında kotarılan) bir yeni anayasaya geçiş için Erdoğan’la anlaşmak üzere.
Bütün bunların LGBT ile ne ilgisi olabilir? Meseleye LGBT’nin ne olduğu üzerinden bakarsanız hiçbir ilgisinin olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak konuya diğer tarafından yaklaşmak lazım. Nihayette değişen LGBT hareketi değil, iktidar.
Dolayısıyla soru şu: Acaba iktidarın bakışında ne değişti ki, bir süre önce sıradan vatandaş olan LGBT üyeleri şimdi toplumu yozlaştıracak bir yabancı unsur, bir ‘kültürel mikrop’ gibi sunulmaya başlandı? Bunun söz konusu rejim değişikliği girişimiyle, ya da İttihatçı yaklaşımla bir ilgisi olabilir mi?
Tahmin edeceğiniz üzere cevabım ‘evet’. LGBT’nin düşmanlaştırılmasının Yeni İttihatçılık ile apaçık ve kaçınılmaz bir ilgisi var.
Bunu görmek üzere son dönemde ‘makbul vatandaş kimliğinde’ yaşanan değişimin altını bir kez daha çizelim: Yeni İttihatçı yaklaşım Müslümanlığı Türklüğün ‘içine’ alıyor, onu Türklükle kuşatıyor. Böylece Müslümanlık vatandaşlığın kültürel, Türklük ise siyasi ‘özünü’ sağlıyor. Yerlilik (kültür) milliliğin (siyasetin) içinde eriyor.
Bunun nasıl radikal bir anlayış farkı olduğunu görmek için Kemalizmin vatandaşlık anlayışına bakmakta yarar var. Kemalizmin vatandaş tasavvuru ‘Türk ve laik’ kimliğe dayanıyor. Ancak bu iki nitelik bir ‘organik’ bütünleşme yaratmaktansa birbirini destekliyor. Diğer deyişle vatandaşlığın kültürel ve siyasi yönleri mekanik bir eklemleşme olarak hayal ediliyor.
Söz konusu farklılığın konumuz açısından önemli bir uzantısı var: Kemalizm bir kimlik yarattı, o kimliği sahiplenen toplumsal kesimi devlet koruması altında cemaatleştirdi ve kültürleştirdi. Kimlikten kültüre doğru yönelindi. (Muhtemelen bu nedenle de laik kesimin modernliği yüzeysel ve şekilsel kaldı).
Buna karşılık Yeni İttihatçı tasavvur aksi yönde ilerliyor. Kültürden kimliğe doğru… Müslümanlık (bir inanç olmaktan ziyade) bir kültür olarak kabulleniliyor ve Türklüğün ‘içinde’ tanımlanması sayesinde yeni bir kimliksel bileşim üretiyor.
Kemalizm ‘köylü milletin efendisi’ derken köylüyü kültürel değil, sosyoekonomik bir kategori olarak ele alıyordu. Kültür köylülerden bağımsız olarak, devletin siyasi merkezde ürettiği kimliğin uzantısı olarak hayal ediliyordu. Yeni İttihatçılık ise Müslümanlara ‘sen bu rejimin esas oğlanısın’ diyor. Dindarların kültürünü merkeze çekerek kimliğin asli parçası haline getiriyor.
Kültürün kimlikleşmesi ve söz konusu kimliğin siyasallaşarak rejimin sahibi olarak tanımlanması, farklı kültürlerin de birer kimlik olarak tasavvur edilmesine, o kimliklerle siyaset üzerinden ilişki kurulmasına yol açıyor. Örneğin modernlik bir kültür olduğu ‘için’ bir kimlik… Yani ‘öteki’ olma vasfı kimliğinin özü. Ve o nedenle bu kimlikle kültürel temasın getirisi değil, zararı var. Kısacası söz konusu kimliğe karşı siyaset yapmak gerek!
Yeni İttihatçılığın (geçmiş yazılarda sıkça ele aldığım) bir özelliği daha var: Batı karşıtlığı, Batı korkusu ve geçmişten gelen bir rövanş arayışı. Dolayısıyla modernlik giderek bir ‘düşman kimlik. Nitekim onunla baş etmek için de bir ‘düşman siyaseti’ geliştirmek gerekiyor.
LGBT konusu işte burada işlevsel hale geliyor. Öncelikle Müslüman kültürde inancı arka plana aldığınızda, cemaatleri de kimlik inşa eden mekanizmalar olarak devletin ‘uzağında’ tutmanız gerek. (Hele ortağınız MHP ise ve Türklükten taviz verilmek istenmiyorsa bu ‘uzak tutma’ daha da kritik). Bu durumda elinizde devletle kişi arasında, kültürel Müslümanlığı taşıyabilecek ve temsil edebilecek (genele şamil) tek bir kurum kalıyor: Aile.
Öte yandan kültürel açıdan düşmanlaştırılan Batı modernliğinin en belirgin yönü bireyselciliği. Her türlü farklılığın kamusal alanda meşru kılınarak eşit vatandaşlık anlayışından yararlanması. Ancak Yeni İttihatçılık söz konusu bireyselliğin ve farklılaşmaya müsaade eden vatandaşlık anlayışının ‘yerliliği’ tehdit ettiğini, kültürü bozma ihtimali olduğunu, doğrudan aile tasavvurunu hedef aldığını düşünüyor…
LGBT bu açıdan en tehlikeli farklılaşma, çünkü aile içindeki ataerkil kültürün sürekliliğine çomak sokuyor. Aile içinde farklılaşmayı normalleştiriyor, bu kurumu ya daha eş düzeyli hale getiriyor, ya da parçalanmasına neden oluyor. Dahası LGBT sadece vatandaşlık ve aile sosyolojisini muhatap alan bir olgu değil, siyasete ve yönetime ilişkin demokratik bir tasavvur da taşıyor. Böylece iktidara oluşturduğu tehdit katmerli hale geliyor.
Altını çizelim: Yeni İttihatçı ideolojide, aile siyasi iktidarın toplumla ‘organik’ bağını oluştururken, aynı zamanda ‘kültürel iktidarın’ da taşıyıcısı olarak tasavvur ediliyor. Dolayısıyla LGBT yeni rejimin kültürel iktidarı önündeki engellerden biri. Batı modernliği ile ilişkilendirilerek tanımlanma suretiyle de ‘böğrümüze sapladıkları bir mızrak ucu’ olarak sunuluyor.
Velhasıl iktidarın bakışıyla, LGBT Batılı ve modern kültürün taşıyıcısı olduğu ölçüde bir ‘siyasi kimlik’ ve onunla mücadele de siyasi olmak durumunda…
Yine de düşmanlaştırma söyleminin böylesine abartılı hale gelmesi yadırgatıcı olabilir. Nihayette LGBT geniş bir toplumsal varlığa veya güce sahip değil. Siyasi denebilecek ‘büyük’ talepleri de yok. Eşit vatandaşlık haklarından yararlanmak, insan olarak hak ettikleri saygıyı görmek istiyorlar. Ne aile ne toplum ne de iktidar için ‘gerçek’ bir tehdit oluşturmadıkları açık.
Ancak LGBT siyaseten kullanıma çok uygun bir olgu. Çünkü hem kültürel olarak reddedilmesi ‘meşru’, hem de bu sayede Batı karşıtlığı teşvik edilebiliyor. LGBT’ye laf ettiğinizde Batı itiraz ediyor ve bu da ‘bizim kültürümüze karıştıkları’ söylemini besliyor. Diğer deyişle Batı’dan gelen uyarılar vatandaşlığa (siyasete) değil, aileye (kültüre) müdahale olarak okunuyor.
Maksadın demokrasi olmadığı, demokrasinin Batı tarafından araç olarak kullanıldığı, esas amacın kültürel benliğimizin yozlaştırılması olduğu ileri sürülüyor.
LGBT Yeni İttihatçı vizyon altında artık bir vatandaşlık değil, kimlik meselesi… Kimlik de artık modernist bir tahayyülden değil, ailenin taşıyıcısı ve yeniden üreticisi olduğu kültürden neşet ediyor… Ve nihayet kültür de artık toplumun doğal çeşitliliğinin zemini değil, doğrudan siyasetin beslendiği, onu ayakta tutan, ‘zaman dışı’ (geçmişten geleceğe uzanan) bir benlik hali…
Not: LGBT konusu etrafında cinsiyet kimliklerine dair bir tartışma da var. Özellikle dindarlar farklı cinsiyet eğilimlerini bir hastalık olarak tanımlama eğiliminde. Milyonlarca yıldır var olduğu ve başka canlılarda da görüldüğü düşünülürse iflah olmaz bir ‘hastalık’ olmalı… Oysa bu konuda yeterince bilimsel bilgi mevcut.
İnsan vücudu iki kez büyük çapta testosteron salgılıyor. Fetus anne rahminde iken ve ergenlikte. Birincisi daha kritik. Bu salgılama çok çeşitli nedenlerle gerekenden daha az veya çok olabiliyor. Gerekenden az testosteron salgısı erkekte de kadında da ‘kadınsı’ eğilimi güçlendiriyor. Aksine gerekenden çok salgı ise her iki cinste de ‘erkeksiliği’ destekliyor.
Böylece her iki cinste de üç farklı tip ortaya çıkıyor: ‘erkeksi’ ‘ortalama özelliklerde’ ve ‘kadınsı’ erkek ve kadınlar. Biz ‘ortalama özelliklerde’ olan kişilere ‘normal’ deme eğilimindeyiz. Ne var ki ‘normal’ olan zaten üç çeşit kadın ve erkek olması. ‘Ortalama özelliklerde’ olanların oranı çok daha yüksek, ama bu onları vücut ve zihin sağlığı açısından ‘normal’ yapmıyor.
Sağlık kişinin kendisini özgürce yaşaması halinde mümkün. Alışılmış özelliklere sahip olmakla birlikte bastırılmış dünyalara hapsolmuş kişiler sağlıklı olamıyor…
Buradan hareketle Yeni İttihatçılığa da gönderme yapalım: Bu vizyon, ‘yerli ve milli’ kaygısı, özgürlüğe ve farklılaşmaya alerjik olduğu ölçüde toplumu hasta edecek. İktidarlar da ‘ortalama özelliklerde’, ‘kadınsı’ veya ‘erkeksi’ olabiliyor. ‘Kadınsılık’ bir idealizm ve romantizm olarak düşünülebilir. ‘Erkeksilik’ ise hesapçılık, baskıcılık ve hoyratlık olarak. ‘Kadınsı’ iktidar güçsüz bir bilgeliği simgeliyor… ‘Erkeksi’ iktidar güçle gözünü karartan bir cehaleti…
‘Erkeksi’ iktidarlar hastalandırıyor… Mutlak ‘erkeksilik’ mutlaka hastalandırıyor.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023