Etyen MAHÇUPYAN
Sürdürülebilir çatışmalı ilişkilerin çok basit bir kuralı var. Her iki taraf da çatışmadan ‘gocunmadığına’ göre daha avantajlı konumda olan tarafın var olan çatışma koşullarını sürdürmeye, aksine avantajlı olmayan tarafın ise durumu değiştirerek dengeyi kendi lehine dönüştürmeye çalışması beklenir. Ama hem avantajlı konumda olup hem de ‘koşullar değişsin’ diyene pek rastlanmaz. Böyle bir talep ancak iki durumda inandırıcılık kazanabilir: Ya bunu söyleyenler gerçekte çatışmaya ilkesel olarak karşıdırlar, ya da çatışmanın o anda var olana kıyasla kendileri için daha da avantajlı hale gelmesini sağlamak üzere fırsatçılık, bir tür ideolojik sahtekârlık yapmaktadırlar.
Kürt meselesinin geldiği nokta itibarıyla böyle bir durumla karşı karşıyayız… PKK destekçilerinin yazdıklarına bakılırsa örgüt bu son çatışma sürecinden kazançlı çıkmış ve önümüzdeki süreçte de her şey onun lehine gidecek gibi gözüküyormuş. Rusya’nın, ABD’nin, İran’ın desteğini alan, Esad ve IŞİD ile anlaşmalar yaparak hareket alanını genişleten, Ortadoğu’nun tek laik, modern ve dolayısıyla güvenilir aktöründen söz ediliyor. Üstelik hendek ve barikat stratejisinin nihayette yine PKK’ya yaradığı da apaçık bir gerçek olarak öne sürülüyor… İddiaya göre ilk başta örgüte hafif bir tepki duyulmakla birlikte, zaman geçtikçe devletin bölgede baskı kurması ve güvenlik güçlerinin hakaretamiz eylemleri tam ters yönde bir eğilim yaratmış. Artık bölge insanının büyük çoğunluğu kendisini örgüte yakın görüyormuş…
Diyelim ki bu gözlemlerin hepsi doğru. Bunun anlamı PKK’nın çok başarılı bir strateji yürütüyor olmasıdır. Bu durumda PKK yanlısı veya sempatizanı ya da AKP karşıtı biri olarak savunacağınız konum ne olurdu? Tabii ki bu koşullar devam etsin isterdiniz ve PKK’ya ‘aynen devam’ derken, AKP’nin de bulunduğu durumda daha da yenilgiye gömülmesini beklerdiniz.
Diğer taraftan eğer AKP yanlısı ve/veya PKK karşıtı bir konumda bulunuyorsanız, herhalde devlete söz konusu koşulları değiştirmesi için tavsiyede bulunur, çatışmayı bu haliyle sürdürmenin sakıncalarını anlatırdınız.
Ne var ki ortada tam aksi bir durum var… Hükümet yanlıları çatışmanın bu haliyle sürdürülmesinin doğru olduğunu ima eden görüşler beyan ederken, PKK sempatizanları müzakerelerin yeniden başlaması gerektiğini söylüyorlar. Bu talebin ‘insani’ veya ‘ilkesel’ olduğuna inanılması için maalesef hiçbir neden yok. Söz konusu gruba dâhil olanların kendilerine taktıkları ‘özgürlükçü’ veya ‘barışçı’ türünden sıfatlar ancak ironik bir düzlemde anlamlı. Reel politik açısından bakıldığında da bu talep biraz garip… Eğer bu koşullarda her geçen gün daha kazançlı hale geliyorsanız bir an önce niçin müzakereye dönmek isteyesiniz? Bir süre daha kazancı artırmak, AKP’yi sıkıştırmak ve sonra müzakere istemek daha anlamlı olmaz mı?
Yoksa burada bir ‘ileri görüşlülük’ mü var? Şu an koşullar lehte olsa bile kısa sürede terse döneceği mi hesaplanıyor? İyi de, bu durumda hükümet çatışmayı niye durdursun? Marifet masaya en kazançlı durumda oturmaksa rakip de haliyle meseleye o açıdan bakacaktır… Ama galiba istenen şu: Hem PKK bu ‘başarılı’ yolda yürüyecek, hem de herkes buna razı olacak. Örgüt hiçbir şey ‘vermeyecek’ ama devlet oradan çekilince istediğini ‘alacak’…
Siyaset basit bir uğraş: Eğer karşınızdakinin farklı davranmasını istiyorsanız önce siz bir adım atmak zorundasınız. Görünüşe göre PKK ve sempatizanları hâlâ ergenlik döneminin cazibesi altındalar. Hayallerini başkalarının acısı üzerinden kurarken bile kendilerine hiç maliyet çıkmasın istiyorlar.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023