Etyen MAHÇUPYAN
Memlekette bir faiz yükseltme lobisi muhtemelen yok, ama bir faiz düşürme lobisi var… Siyasetçiler, medya ve iş dünyası faizlerin düşürülmesinin ne denli hayırlı bir durum olacağını söyleyip duruyor. Ancak eğer bu talebi ciddiye alacaksak, söz konusu lobinin ‘enflasyon nasıl düşürülür’ konusu üzerinde durmasını beklerdik. Çünkü faiz hadlerinin esası enflasyondan geliyor. Nitekim geçenlerde Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya şöyle demişti: “Önümüzdeki dönemde para politikası duruşumuzun enflasyon görünümüne bağlı olmaya devam edeceğinin altını çizmek istiyorum.”
***
Kısacası enflasyon inmedikçe faizin inme ihtimali yok. Ama gerçekçi olacaksak yukarıda zikredilen ‘düşük faiz’ savunucuları da aslında faizin düşmesini istemiyorlar! Onlar şu an itibariyle kendilerine yansıyacak olan faiz giderinin azalmasının peşindeler. Bunda da bir gariplik yok… Eğer belirli bir taahhüdün altına girmiş, yatırım sürecine başlamışsanız kullandığınız kredinin olabildiğince ucuz olmasını istersiniz. Ancak bu yatırımlar uzun vadeli ise, dolayısıyla uzun vadeli kontratlar yapmak durumundaysanız şu an alacağınız fiyat, yani faiz ileride de geçerli olacaktır. Böyle bir konumdaki iş adamı acaba faizlerin ileride artmasını mı ister, azalmasını mı? Tabi ki artmasını… Çünkü böylece kendisi ucuz fiyattan para almış ve sonrasında para kıymetlenmiş olacaktır. Böylece yatırıma henüz yönlendirmediği parasını yeniden para piyasasında değerlendirip ek para bile kazanabilir.
***
Kısa vadeli yatırımlarda ise faiz haddinin önemi daha az, çünkü üretim kısa sürede başlayacak ve yatırımcı enflasyonu ürününe yansıtacaktır. Demek ki ‘faiz lobisinin’ mantığı piyasa fiyatlarının altında tek seferlik veya kişiye mahsus düşük maliyetli kaynak bulmak… Bu senaryo her iş adamının tatlı rüyası ve söz konusu ‘düşük faiz lobisi’ de bu nedenle gerçek. Ne var ki böyle bir imkandan herkes yararlanamaz… İş dünyasının kahir ekseriyeti piyasa hadlerine mahkumdur. Genelde devletle iş yapan, mega projelere imza atan, hükümetin prestijinin kendi yatırımına bağlı olduğunu bilen iş adamları siyasetçilere baskı yaparak maliyetlerini düşürmek, daha çok kazanmak isteyebilirler. Hükümet de yapılacak projeleri ‘kendi hizmeti’ olarak sunduğu ölçüde bu iş adamlarına daha çok kazandırmak zorunluluğu hissedebilir.
Böylece ortaya ‘düşük faiz lobisi’ çıkar… Amaç faizi gerçekten de düşürmek değildir. Amaç karlılığı artırmak üzere piyasa hadlerinin altındaki bir seviyeden finansal ihtiyacı sağlamaktır. Hatta öyle bir imkan doğarsa, yatırımın gerektirdiği kaynaktan da fazlasını elde etmeye çalışmak ‘doğru’ olur, çünkü böylece paradan para kazanılabilir. Kulağa garip gelebilir ama asıl gayrimeşru kazançlar, faizin devlet eliyle yukarıya sıçratılması ile değil, aksine bu yöntemle düşürülmesi sayesinde sağlanır…
***
Mesele devletin daraltılmış bir piyasaya büyük projeler ve sair nedenlerle bağlı/bağımlı hale gelmesidir. Yönetim buna mahkum olur çünkü geniş çaplı, çok sektörlü, uzun vadede yüksek katma değer üretebilen bir rekabetçi ortama sahip değildir. Bunun olmamasının nedeni ise olumsuz tasarruf alışkanlıkları, dış finansman ihtiyacı ve oradan gelen kaynağın yetersiz olmasıdır. Nihayet söz konusu dış kaynak yetersizliğinin muhtemel nedeni de öngörülebilir ve istikrarlı bir ülke olma yolunda yeterince hızlı ve inandırıcı biçimde ilerlemiyor olmaktır. Belki de bunu istiyor olunduğuna dair bir izlenim yaratamamak, demokrasiye ne denli hazır ve istekli olunduğu konusunda sıkıntı yaşamaktır. O zaman giderek piyasanın dar bir bölümünün taleplerine, şu veya bu lobiye mahkum olma ihtimali artar...
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024