Fehim TAŞTEKİN
Astana üçlüsü olarak Rusya, Türkiye ve İran bugün Ankara’da liderler düzeyinde bir kez daha buluşuyor. Suriye krizine çözüm bulmaya odaklı sürecin 14’üncü toplantısı. Liderler zirvesinin de beşincisi. Rekor bir istikrar!
Zirvelerin ilki Kasım 2017’de Soçi’de, ikincisi Nisan 2018’de Ankara’da, üçüncüsü Eylül 2018’de Tahran’da ve sonuncusu Şubat 2019’da Soçi’de yapılmıştı. ‘Gerilimi Azaltma Bölgeleri’, askeri gözlem noktaları, İdlib’i terör örgütlerinden arındırma hedefiyle Soçi Mutabakatı ve anayasa komitesi çalışmaları bu süreçle geldi.
Her Astana dönemeci yaklaşırken uluslararası medya yakamıza yapışıp soruyor: “Bu sefer ne olacak?”
Astana, Türkiye’nin Suriye hezimetinin taksitli bildirim sürecidir. Ağır çekim final sahnesinde Türkiye’yi teskin edecek bir iki ayarlama, Bilad’uş Şam’ın yeniden fethine dair bitmiş bir hikâyeyi başa saramaz.
Rus lider Vladimir Putin’in kömekçisi Yuri Uşakov, gündemi, “İdlib ve kuzeydoğu Suriye’deki durum ele alınacak” diye verdi. Türkiye’nin 12, Rusya’nın 10 askeri gözlem noktasıyla çevirip 30 Ağustos ateşkesine rağmen Rusya ve Suriye’nin havadan ve karadan dövmeye devam ettiği İdlib’deki durumu radikal bir şekilde değiştirecek bir açılım ufakta gözükmüyor.
***
İdlib konusunda Erdoğan’ın 27 Ağustos’ta Moskova’da Putin’den elde ettiğinden daha ileri bir sonucun çıkması şaşırtıcı olur. En fazla Morek’te kuşatma altında kalan 9 no’lu gözlem noktasının etrafına Rus polis gücünü ‘kalkan’ olarak yerleştirmek gibi ilave bazı güvenlik ayarlamaları gelebilir. Türkiye’nin gözlem noktalarını tahkim etmesine de “Tabii tabii” denilir. Ki bu minvalde hareketlilik zaten var. Hatta muhalif kaynaklar, Han Şeyhun’un ordunun kontrolüne geçmesi üzerine Maarat el Numan ile Han Şeyhun arasında Maar Hattat yerleşim merkezinde bir kontrol noktasının kurulduğunu söylüyor. Belki buna benzer adımlara göz yumulabilir.
Kuşkusuz yanıltıcı bir esneklik! Türkiye’ye hemen “Çekil” denmez ama M-5 otoyolunu açmaya dönük operasyon kâh soğutularak kâh alevlendirilerek devam eder. M-5 hattında Han Şeyhun’dan sonra operasyonun yöneldiği Maaret el Numan’a bağlı Sırman köyündeki 8 no’lu gözlem noktası, ardından Serakıb’a bağlı Tel Tukan köyündeki 7 no’lu gözlem noktası, iki adım yukarıda El Hader’e bağlı Tel Eys köyündeki 6 no’lu gözlem noktası sırasıyla kuşatma altında kalır. İdlib’in güneyinde Zeytinlik bölgesindeki 12 no’lu gözlem noktası ile Zaviye bölgesindeki 10 no’lu gözlem noktası da aynı sonu görür. M-4 otoyolunu açmaya yönelik operasyon başladığında da Cisr el Şuğur’a bağlı İştabrak köyündeki 11 no’lu gözlem noktası sırasını bekler.
Erdoğan’ın 17 Eylül 2018’de Soçi’de Putin’le yaptığı anlaşma gereği bu iki otoyolun geçen yılın sonunda trafiğe açılması gerekiyordu. Haliyle bu hedefe dönük operasyon sürerken Erdoğan’ın karşı koz kullanma şansı kalmadı. Yani İdlib’de perde ağır ağır, kasvetle iniyor. Zirveler bunun sadece zamanlamasını etkileyebilir.
Bununla birlikte 13. toplantıya yetişmeyen anayasa komitesinin ilanı belki bu sefer gerçekleşir. Olursa zirve için önemli bir başarı sayılabilir. Anayasa komitesinde kimlerin yer alacağına kriz aşılsa da toplantıların ne sıklıkla ve ne kadar süreyle yapılacağına dair teknik uzlaşmazlıklar sürüyordu. Komiteyi ilan ederlerse Türkiye bunu bir başarı olarak sunup Suriye’deki korkunç hezimetini bir nebze perdeleyebilir. Bu rahatlamayla İdlib’de Rusya ile daha uyumlu hareket edebilir.
***
Kuzeydoğu Suriye’de ise Türk-Amerikan müşterek harekât mekanizmasına çatık kaşla bakan Putin, Türkiye’yi ABD kulvarında bunaltıp kendi ‘güvenli bölge’ seçeneğine çekmeyi deneyebilir.
Erdoğan son günlerde “32 kilometre derinliğinde güvenli bölge hedefi tutmadı ama Amerikalıların Kürt rızasına dayalı planını kabul edip Serakaniye’den sahaya intikal ettikten sonra yeni fırsatlar kollama” mantığını betimleyen açık sözlü yakınmalarda bulunuyor. Bu durum, Putin’e, “O halde gel Rus planına” deme şansı veriyor. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un birden bire, “Suriye’de savaş bitti” demesi, savaşın bitmiş olmasından ziyade Rusların, Suriye’de Türkiye’nin bu saatten sonra Amerikan stratejisine kolay kolay dönemeyeceğine kani olduklarını gösteriyor.
Amerikalılar Fırat’ın batısındaki Türk askeri varlığını, en nihayetinde Suriye devletinin toparlanmasını önleyecek ya da geciktirecek veyahut Rusya’nın kolay bir zafer etme etmesini imkânsızlaştıracak “oyun bozucu bir mevcudiyet” olarak görüyor. Şimdi ABD, güvenli bölge mutabakatı sayesinde Suriye bağlantılı stratejisi için Urfa şubesini de açmış bulunuyor. Bu, iktidarın ABD’nin Suriye’deki varlığından ‘sözde’ rahatsızlığını da hepten açığa düşüren bir netice. İktidarın rahatsız olduğu şey Amerikan varlığı değil Washington’ın sahadaki tercihleri. Ki yüksek voltaj yemiş retoriğine rağmen Erdoğan, ABD’nin çekip gitmesini değil sahada kalarak Türkiye’ye ‘emniyetli’ bir müdahale kanalı açmasını tercih ediyor. TOKİ konutları yapma önerisinin alt önermesinde de ABD’den havadan kalkan olma talebi var. Fakat Amerikalılar kontrolü Türkiye’ye bırakmadan Kuzey Suriye’de ortaklık tesis ederken Ankara’nın muradına ters sonuçlar elde etmiş oldu: Erdoğan içine sindiremese de YPG’yi Türkiye’ye muhatap yaptılar, tek taraflı silme harekatının önünü kestiler ve Amerikan askeri varlığını Türkiye üzerinden irtibatlandırdılar. Erdoğan’ı, “Suriye’ye gir, dağıt” diye fiştekleyenlerin şimdi feveran etmeleri de bundan. Madem Erdoğan plandan dolayı mutsuz ve ABD’nin YPG’ye güvenli bölge yarattığını düşünüyor o halde Putin’den ayartıcı tekliflerin gelmesi neden şaşırtıcı olsun? “İstediğin güvenli bölge ise Adana Mutabakatı temelinde Suriye devleti ile koordineli bir şekilde 5 kilometrelik alanın sorumluluğunu sen üstlen” diyebilir. Ki Erdoğan Adana Mutabakatı’nı Suriye’deki askeri varlığın hukuki payandası olarak dillendirince Putin bu savı havada kapmıştı. 5 kilometrelik şeritte güvenli bölge kurulduğunda Putin iş yükünü hafifletmiş olacak: Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının kapsama alanı daralacak; İdlib önemli ölçüde kontrol altına alınacak; cihatçı bakiye Türkiye sınırlarına itilecek ve bunlarla baş etme sorumluluğu Türkiye’nin sırtına yüklenecek; Türkiye’ye mülteci akınını durdurma şansı verilecek; bütün bunların neticesinde Şam-Ankara barışının önü açılacak. Putin, ABD’yi oyundan düşürmek için güvenli bölgeyi Fırat’ın doğusuna da geçirmek isteyebilir. Ama ABD’nin mevcut pozisyonu nedeniyle bu ihtimalin acelesi yok!
***
Her halükarda Putin, Türkiye’nin eline verdiği vahim kozları kâra ve avantaja çevirmeye devam ediyor. Trans-Atlantik ortakları felaket senaryoları çizedursun NATO vitrinine S-400 savunma sistemini çıkardı. Erdoğan sayesinde. Türkiye’yi havuç-sopa taktiğiyle yola getirmeye çalışan Amerikalılar, “Obama yönetiminin hatası sonucu Türkiye bu yola girdi ve uyarılarımıza rağmen Rus sistemini satın aldı. Hiç olmazsa sistemi aktif hale getirmeyip garaja çekerse askeri alanda sınırlı bir yaptırımla durumu kurtarabiliriz” diye manevra alanı beklerken S-400’ün ikinci sevkiyatı tamamlandı ve Nisan 2020’de aktif hale getirilmesi öngörülüyor.
Rusya kadayıfın altını, S-400’lerin arkasına SU-35 ve SU 57’leri de takıncaya kadar düşük ateşte keyifle kızartmaya devam edecek. Beri tarafta NATO kıvranıyor, S-400’leri hazmedemiyor ama bir şey de yapamıyor. Hafta sonu bir etkinlik vesilesiyle tanıştığım NATO’dan emekli bir Alman, “Türkiye’yi NATO’dan atamazlar. Coğrafyanın dayatması var. Türkiye’nin yaratacağı jeostratejik açığı kapatamazlar. Erdoğan bunu bildiği için bunlarla akıllıca oynuyor” dedi.
İfadedeki “akıllıca” kısmı pek nazikçe. Bu durum için çok münasip kelimeler mevcut. Bu oyunun bize kalan bakiyesi her şeyin akıldan vareste olduğunu yeterince söylüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları







































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025