Hasan CEMAL
17 ayda 18 bin ölü! Bir diktanın kanlı bilançosu... Beşar Esad rejimi, böylesine bir kan gölünü biraz daha büyütebilir ama o kan gölünde boğulmaktan da kimse onu kurtaramaz.
Şam’da, 42 yıllık Esad rejiminin kalbinde patlayan bombalar ister istemez bu gibi dönemlere özgü kritik soruları gündeme taşıyor:
Sonun başlangıcı mı?
Esad’ın gidişi hızlanıyor mu?
En nihayet çözülüyor mu?
Bir dönüm noktası mı?
Bu soruların ne kadar gerçeği yansıttığı ya da yansıtmadığını bugünden kestirmek hiç kuşkusuz kolay değil.
Ama Beşar Esad’ın en yakın çevresinde yer alan ve kanlı diktanın beyin kabinesini oluşturan dört kişinin bir intihar saldırısında ölmesi, Şam’da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının çarpıcı bir işaretidir.
Bundan böyle muhalefet güçlenecektir.
Özgür Suriye Ordusu büyüyecektir.
Kararsızların kamp değiştirmesi hızlanacaktır.
Ve Esad kampında moraller bozulacak ve panik havası koyulaşacaktır.
Şu da söylenebilir:
Muhalefet güçlerinin Esad diktasının kalbine indirdikleri bu ölümcül darbeyle, rejim içi bir askeri darbe ihtimalinin de kapıya dayanabileceği akla geliyor.
Öte yandan, son dört gündür başkent Şam’ın içinde ilk kez yaşanan silahlı çatışmalar da, kontrolün artık Esad’ın elinden iyice kaçmaya başladığını gösteren bir başka gelişmedir.
Kısacası:
Beşar Esad’ın yarını yok!
Çözüldükçe çözülüyor.
Ama tam da bu nedenle dikta rejimi, giderayak, 2011 yılı Mart ayından beri yarattığı kan gölünü biraz daha büyütebilir, baskı ve zulmü daha da korkunçlaştırabilir.
Bu çerçevede, büyük bir dikkat ve korkuyla izlenen bir başka konu var:
Kimyasal silahlar!
Beşar Esad rejiminin kimyasal silah depoları, başta Washington olmak üzere Batı başkentlerinde yakın markajda tutuluyor.
Bu konu tedirginlik yaratıyor.
Dikta, kimyasal silahları muhalefete, kendi halkına karşı kullanabilir mi?
Bununla birlikte bir soru daha var dolaşımda tutulan:
Kimyasal silahlar El Kaide’nin eline geçebilir mi?..
Esad rejiminin her geçen gün çözüleceği konusunda fazla bir kuşku yok.
Ancak çöküşün zamanlaması ve alternatifi konularındaki belirsizlik, soru işaretleri devam ediyor.
Bir başka deyişle:
Esad olmazsa kim sorusu, Şam’daki diktanın ömrünü uzatıyor.
Başbakan Erdoğan Moskova’ya yaptığı bir günlük ziyarette, Şam’da alternatif meselesini Başkan Putin’le görüştüğünü ve Rus lidere bazı alternatiflerden söz ettiğini açıkladı.
Öte yandan Amerikan Başkanı Obama’nın da geçen gün Başkan Putin’le yaptığı telefon görüşmesinde aynı konuyu ele aldığı belirtiliyor.
Suriye’de diplomatik çözüm ya da Beşar Esad sonrası yönetim meselesinde bugün için anahtar ülke olarak Rusya görülüyor.
Bir İngiliz yorumcu dünkü Daily Telegraph gazetesindeki yazısında, “Amerika için İsrail neyse, Rusya için de Suriye odur” diye yazmıştı.
Biraz abartılı da olsa bu değerlendirmede gerçek payı yok değil.
Ama şu da var:
Diktanın çözüldüğünü gören Moskova, daha fazla direnmeyi bırakıp Esad’ın ipini hiç duraksamadan çekecektir.
17 ayda 18 bin ölü!
Bir diktanın kanlı bilançosu.
Beşar Esad rejimi, böylesine bir kan gölünü biraz daha büyütebilir ama o kan gölünde boğulmaktan da kimse onu kurtaramaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024