Hayko BAĞDAT
Bir an için sırtınızdaki kamburu, taşıdığınız bagajları, aidiyetlerinizi, ezber söylemlerinizi bir kenara bırakabilir misiniz?
“Ama” ile başlayan bütün cümlelerinizi, refleks hâline gelmiş savunmalarınızı, koro hâlinde dillendirdiğiniz iddialarınızı susturabilir misiniz?
Ayıp olur diye düşünmeden, vicdanımızı kaybetmeden, hak olandan uzaklaşmadan, samimiyetimizi elden bırakmadan iki satır konuşalım mı?
Hadi konuşalım…
Bu ülkede (Ergenekon veya adı her neyse) bir derin devlet var. Canımıza okudu bunlar. Arkadaşlarımızı, gençlerimizi, çocuklarımızı öldürdüler.
Hayatlarımızı, siyaseti, nefes alışımızı organize ettiler yıllardır.
Bu ülkede asker hep darbeciydi. Fiilen, post-modern, internet üzerinden farketmez. Kozmik odalarda otopsi raporlarımızı sakladılar daha düne kadar.
Bu ülkede derin devlet ile darbeci ordu elbirliğiyle çalıştı hep. Ya da aynı şeylerdi, bilemiyoruz…
AKP- Cemaat koalisyonu alenen bunlara savaş ilan ettiği beyanında bulundu.
Çünkü bu yapının son hedefinde AKP iktidarı vardı.
Erdoğan, toplum nezdinde, devlet içindeki devleti “tasfiye” edeceğini vaat ettiği bu kavgada moral üstünlüğünü, ahlaki üstünlüğü kazandı.
Ardından vesayetin müdahale etmemesi gerektiğini savunduğumuz siyaset “büyük dava” adına gemi azıya aldı.
Şimdi de siyasetin müdahale etmemesi gereken tüm bağımsız kurumlar ele geçirildi.
Devlet, Erdoğan’ın emrindeki Cemaat bürokrasisine teslim edildi.
İşte o bürokrasi, aynı eskileri gibi yapışıverdi toplumun yakasına.
Cemaat’in “bizim çocuklar” diye tarif ettikleri devlete gidince devlet hayırlı bir şeye dönüşmedi. O çocuklar devlete dönüştü.
Canlar yakıldı. Canımızı yakmış olan sembol isimler “işte yakaladık katillerinizi” manşetleriyle kalkan yapılırken arka tarafta onlarca masum insanın hakkına girildi.
Üniversitede, belediyede, sınavda, mülakatta, adliyede, mahkemede, karakolda, sokakta…
Bu bürokratlar terör estirdiler. Dink’in katillerini sakladılar partnerleri iktidarla beraber.
Roboski katliamı örtüldü. Hattâ aralarındaki kavga başlamadan bir tık evvel Gezi’den darbe çıkaran savcılar da onlardı.
Muhalif olan herkesin başına çorap örüldü. Gazetecileri arayıp tehdit eden polis şefleri doldu ortalık.
Devlet, tüm enstrümanlarıyla mevzilendi yeniden karşımızda.
Sonra?
Sonra kavga büyüdü. Cemaat, cebinde sakladığı, önceden toparladığı dosyaları faş ediverdi.
Siyaset yolsuzluğa karışmıştı ve bunu açıklamanın tam zamanıydı.
İktidar, bildiği, öğrendiği yöntemlerle tedbir aldı. MİT yasası, güvenlik yasası, kurumları, adliyeyi, polisi bir kez daha ele geçirme mecburiyeti, hukuksuzluk, baskı, yıldırma…
Dünün muktediri Cemaat bir anda Kürd’ün, Alevi’nin, Ermeni’nin, devrimcinin yanına yollandı.
MGK kararlarının, kırmızı kitapların yeni “vatan haini” ilan edildi.
Geçmiş olsun, hoşgeldiniz. Buralara düşene bir de üstüne tekme atmak âdetten değildir.
Okuduğunuz gazetelerinizi terörle mücadele basıyorsa, gazetecileriniz tutsak ediliyorsa, gençleriniz fişleniyor, sivil toplum örgütlerinize baskı yapılıyorsa, eğitim kurumlarınız kapatılıyor önderlerinize alenen küfrediliyorsa bu bize tanıdıktır.
Bütün bu hâller karşısında yanınızdayız elbet.
Bu hayatı “devlet dersinde” öğretiyorlar bizlere.
Akıl vermek gibi olmasın ama yapılacak tek bir iş var artık. İtildiğiniz bu alanın adı konmamış kurallarını anlamaya çalışmalısınız.
Arkadaşlarımızın cinayet dosyalarında adı geçen polisleri Twitter’daki profilinizin fotoğrafı yapmayınız.
Roboski katliamı döneminin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’den demokrasi kahramanı çıkarmaya çalışmaktan vazgeçiniz. Devlete atfettiğiniz kutsallığı unutunuz.
Berkin Elvan anmalarına geliniz.
Roboski yürüyüşlerine katılınız.
19 Ocak’ta AGOS’un önünde olunuz.
24 Nisan’da Taksim’e geliniz.
Ellerinizde “adalet” yazan pankartlar taşıyınız.
Çünkü “hain” olmak bunu gerektirir.
Ekrem Dumanlı’nın adliye çıkışında daha kalabalık kitleler göreceksiniz o vakit.
Büyük geçmiş olsun.
Not: Canım Aslı Teyzem (Aslıhan Aydın) bitkilere ve kelimelere meraklı olanlar için harika bir eser ortaya koydu:
“Ağacın Adı : Le Nom de l’arbre: Türkçe, Fransızca, Latince Bitki Adları Sözlüğü” Bence kaçırmayın.
Twitter:@haykobagdat
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
23.01.2025
15.01.2025
8.01.2025
18.12.2024
11.12.2024