İbrahim Kahveci
Maalesef artık bilimsel yönetimleri rafa kaldırdığımızı söyleyebilirim.
Maliye politikasıymış
para politikasıymış
hepsini rafa kalkıyor.
Yeniden 16. yüzyıl iktisadi modeline dönüş işaretleri verilmeye başlandı. Merkantilizme merhaba..
H H H
Artık ne enflasyon derdimiz olacak...
Ne de faiz.
Hatta kur hareketleri de olmayacak. Kimse bize kur savaşı açamayacak. Kimse paramızın değeri ile oynayamayacak.
Ne güzel değil mi?
Tıpkı enflasyonun nedenini maliyet ve talep ekseninden çıkarıp faize
bağladığımız gibi.
***
İktisat bilimi enflasyonu (fiyat artışlarını) temel iki nedene bağlar:
1- Talep enflasyonu: Ürettiğin mal miktarından (arz) daha fazla mal tüketiyorsan (talep) fiyatlar artar.
2- Maliyet enflasyonu: Üretim girdilerinde maliyetler artınca zorunlu olarak satıcılar bu maliyeti ürün fiyatlarına yansıtırlar.
Türkiye’ye baktığımızda şu sonucu görüyoruz: Yılda yaklaşık 40-50 milyar dolarlık dış açıkla (sattığımızdan daha çok mal almamız nedeniyle) iç talebe mal yetiştiremiyoruz. Ayrıca üretici ve yurtdışı mal fiyatları da tüketici fiyatlarının daha çok üzerinde artıyor. Kısaca Türkiye’de hem talepten kaynaklanan (ürettiğimizden daha fazla tüketiyoruz), hem de maliyetlerden kaynaklanan (kur artışı nedeniyle) bir fiyat baskısı yaşanıyor.
Ama biz enflasyonu temel olarak faiz maliyetine bağlıyoruz.
Kahve köşesindeki iktisat teorisyenleri bu teori ile yetinsin diye belki de. Yoksa iktisat literatüründe enflasyon-faiz ilişkisini ülkemizdeki gibi açıklayan bir teori henüz bulunamadı. Zaten bu mantalite ile değil mi ki, yüzde 7,0-8,0’e faiz lobisi diyenlerin ülkeyi getirdiği yer yüzde 13,0-14,0 faiz aralığı oldu. Ve de TL nerede ise bütün az gelişmiş ülke para birimlerine karşı dahi yerlerde sürünür oldu.
DÜŞEN TL SAHİPSİZ
Evet, TL’miz Arnavutluk Lekesine bile dayanamadı. 2016’dan bu yana LEKE karşısında bile yüzde 67,0 değer kaybetti.
Düşenin dostu olmazmış derler ya. Ve öyle oldu.
Şimdi TL’nin yerine “Milli para” geliyor. Milli ve yerli parayla inşallah kur oyununu bozacağız. Milli ve yerli paramızın değerinin belirlenmesinde altın belirleyici olacak.
Yani, Yeni Türkiye olarak altına dayalı para sistemine geçiyoruz.
Keynes ne demişti?
2008-09 krizi nasıl atlatıldı?
Önce Keynes ile başlayalım: 29 buhranında denk bütçe ve altın karşılığı para sistemi vardı. Kriz çıkınca devletin gelirleri azaldı. Devlet, azalan gelirlere karşı bu sefer kemer sıktı ve giderlerini azalttı. Devlette giderlerini azaltınca ekonomi çok daha sert daraldı ve kronikleşti.
Keynes dedi ki;
“Devlet olmayan geliri harcasın. Açıktan harcama yaparak talebi canlandırsın. Böylece talep oluşunca boşta duran fabrikalarda çalışmaya başlar ve ekonomi canlanır”. Nitekim 29 büyük buhranı çok kısa özetini verdiğimiz bu anlayışla aşıldı.
Ya 2008-09 küresel kriz!
Burada da yine talebi canlandırmak için Merkez Bankaları sürekli parasal genişlemeye gitti. ABD MB’sı FED 1 trilyon dolardan 4,5 trilyon dolara giden bir parasal genişleme ile talebi canlandırmaya çalıştı. Avrupa Merkez Bankası da, Japonya Merkez Bankası da...
Altına dayalı Merkantilist anlayışta artık Maliye politikası olmayacak. Hatta para politikası da olmayacak. 16. yüzyılda yerel zenginlere karşı krallıkları güçlendirmek için uygulanan model yeni gözbebeğimiz.
İyi de biz dış ticaret açığı veriyoruz: Mesela 2017 yılında 234 milyar dolar ithalat yaptık. Buna karşılık 157 milyar dolar da ihracat. Altına dayalı sistem olsaydı 2017 yılında 77 milyar dolarlık altın karşılığımız elden gidecekti.
Altınlar azalınca ayarını mı düşüreceğiz, yoksa karşılıksız para mı basacağız? Ya da eldeki altın ne kadarsa o kadarlık bir ekonomi ile mi yetineceğiz?
Ufukta çok feci kara bulutlar var. Umarım tüm milleti perişan etmeden bilime-akıla dayanan önlemler alabiliriz. Aksi halde Venezuela bile cennet görülür.
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
8.12.2025
4.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
27.11.2025
24.11.2025
20.11.2025
19.11.2025
17.11.2025