İbrahim Kahveci
Bir tarafta bütçe,
Diğer yanda ise Kamu Bankaları;
Âdeta piyasaya para enjekte eden iki temel yapı. Her ikisi de kamu yönetiminde. Dolayısı ile her iki harcama kalemi de ekonomik verimlikten öte, siyasi verimliliğe odaklı.
Mesela İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu “Maaş ilişkimiz olan Kamu Bankaları cari işlemlerde dahi bize mesafeli” diyor. KÖİ projelerine kapılarını sonuna kadar açabilen Kamu Bankaları İstanbul Belediyesine kapılarını kapatabiliyor.
Ya da futbol kulüplerine kapıyı açabilen Kamu Bankaları, iş Şehir Üniversitesine gelince kapıyı kilitleyebiliyor.
Ülkenin toplam verimliliği yerine Ankara’nın verimine odaklanılabiliyor.
EKONOMİK ŞİŞME
Bizler benzer bir süreci aslında daha hafif şekilde 2017 yılında yaşamıştık. Kredi Garanti Fonu (KGF) eliyle kredi genişlemesi sayesinde ekonomideki durağanlık aşılmış, yüzde 7,5 oranında büyüme bile elde edilmişti.
Şimdi kamu eliyle bir kez daha ekonomiyi şişirmeye çalışıyoruz.
Merkez Bankasından tabiri caiz ise araklanan (Hedef dışı kaynak aktarımı) paraların da etkisi ile bütçeden adeta oluk oluk para harcanıyor. Ama hâlâ kamu yatırımlarında bir artış yok. Hatta bırakın kamu yatırımlarındaki artışı, kamuya iş yapmış bir çok küçük-orta işletmeler alacak bekliyor.
Lakin bütçeden KÖİ’lerin paraları nerede ise aksamadan ödenmeye devam ediyor.
Büyüklerin işi epey iyi. Ama küçüksen işin zor.
Harcanan her 1 liranın toplam verimliliği nedir? Verilen kredilerin kaynak yaratma, çarkları döndürme kabiliyeti nedir? Ya da bir tarafta yüksek teknolojik bir yatırım beklerken, diğer yanda yüksek çıkar ilişkili krediler işleyebiliyor mu?
İşte asıl sorulması gereken noktalar burası. Bugün harcadığımız her liranın fayda/maliyet analizi nasıl yapılıyor? Alternatif maliyet ne oluyor veya ne olacaktır?
Çünkü, bugün yapılan harcamaların geri dönüşü beklenenin altında kaldığında ortaya çıkacak yan etkileri zaten GÜVEN unsuru eksilmiş piyasada toplum olarak hepimiz ödeyeceğiz.
KAMU BANKALARININ CAZİBESİ
Merkez Bankası verilerinden ‘Yurtiçi Yerleşiklerin’ Mevduat Bankalarındaki TL mevduatlarına bakıyoruz.
28/12/2018 tarihinde toplam TL mevduatı 958 milyar lira. Bu tutarın yüzde 40,4’ü olan 387 milyar liralık bölümü kamu bankalarında.
15/11/2019 tarihinde toplam TL mevduatları 1 trilyon 084 milyar liraya yükseliyor. TL mevduatlarındaki artış oranı yüzde 13,2.
Oysa kamu bankalarındaki TL mevduatları yüzde 20,6 artışla 387 milyar liradan 467 milyar liraya çıkıyor. Böylece kamu bankalarının TL mevduatlarındaki payı da yüzde 40,4’den yüzde 43,1’e geliyor.
Olayı şöyle izah edelim: Bu yıl 15 Kasım tarihine kadar TL mevduatları 126 milyar lira artıyor. Ama bu artışın 80 milyar lirası kamu bankalarına gidiyor. Kalan 46 milyar lira ise özel ve yabancı sermayeli bankalarda birikiyor.
Mevduat toplama kabiliyeti bakımından kamu bankalarının üstün beceri artışı sanırım artık görülmektedir. Ya da özel ve yabancı sermayeli bankalar yeni kredi verme açısından isteksiz olduklarından mıdır bilinmez, TL mevduatı toplama kabiliyetleri düşmüş durumdadır.
Her açıdan ilginç bir süreç.
Aslında BDDK aylık verilerinden TL mevduatlarındaki ilginç vade değişimlerini de ele almıştık: Aralık 2018-Eylül 2019 arasında;
1 aya kadar vadeli TL mevduatlarında özel ve yabancı bankaların mevduatı 42 milyar 475 milyon lira (%43,2) artış gösteriyor. Buna karşılık 3-6 aya kadar vadeli TL mevduatlarında özel ve yabancı bankaların mevduatı 42 milyar 340 milyon lira azalıyor(-%72,7). Ama aynı vadede (3-6 ay) kamu bankalarının TL mevduatı 24 milyar 449 milyon lira artabiliyor (%86,5).
Kısacası TL kredilerinin dağılımında olduğu gibi TL mevduatının gelişmesinde ve dağılımında da Kamu Bankaları ilginç gelişmeler sergiliyor.
Gerçi bu sıralar ilginç gelişme göstermeyen hangi piyasamız kaldı ki?
Seyredip duralım bakalım... Hadi hayırlısı!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025