İbrahim Kiras
İsrail hükümetinin “Filistinlilerden arındırmak” amacıyla iki yıldır ölüm yağdırdığı Gazze için dünyanın elinden gelen bir şey yok gibi görünüyor. İslam dünyasının Filistin denildiğinde mangalda kül bırakmayan liderlerinin de elinden gelen bir şey yok aslında.
Dışişleri Bakanı Fidan, önceki gün Antalya Diplomasi Forumu’nun kapanışında gayet realist bir yorumda bulundu. “Günün sonunda Amerika'nın desteği kesilmediği sürece soykırımın sona ermeyeceği ortada” dedi.
Dışişleri Bakanı bu arada Trump’ın Gazze’yi boşaltma planı için “Tehcir ne bölgenin ne bizim kabul edebileceğimiz bir durum. Bunu düşünmek bile abesle iştigal” diye konuştu. Bu çıkış da önemli. Çünkü bugünlerde Türk kamuoyunda bir “hicret” tartışması yürütülüyor. İslami referanslı “hicret” kavramına referansla şu görüş savunuluyor: “İsrail’i durdurmaya gücümüz yetmiyor, bu durumda Gazze’de masum insanlar ölmeye devam edecek demektir. Öyleyse hiç değilse oradakilerin canlarını kurtarmanın yolunu bulalım, mesela başka ülkelere hicret etmelerini sağlayalım.”
Bu görüş pek taraftar bulmadı. Aksine tepki çekti. Trump’ın planının İslami kavramlarla ifadesi olarak görüldü. Ne var ki hicret görüşünü savunanlar “Daha fazla masum insanın ölmesini engellemenin başka yolunun bulunamadığını” söylüyorlar ki burada haksız görünmüyorlar.
Başka yol bulunamaz mı gerçekten de? Mesela özellikle Filistin konusunda hassasiyet taşıma iddiasındaki Müslüman ülkeler bir araya gelip muhataplarına diplomatik ve ekonomik baskı uygulayarak bir sonuç alamazlar mı? Alabilirler belki ama böyle bir şey yapacaklarını bekleyebilir miyiz? Asıl mesele bu.
Peki, bahsettiğimiz durum yeni mi ortaya çıktı? Gazze’deki soykırımın durdurulmasına dair iki yıldan beri bir ümidimiz vardı da bu ümidi bugünlerde mi kaybettik? İslam dünyası Gazze soykırımını önleyebilecek durumdayken bu imkan 2025 nisanında mı elden gitti?
Böyle olmadığına göre ne diye bunca zaman hamasi lakırdılarla oyaladınız insanları? Madem yapılacak bir şey yoktu, neden 50 binden fazla Filistinli öldürülmeden “hicret” önerinizi masaya getirmediniz?
Ne siyasi liderler ne devlet yöneticileri ne de İslam dünyasının aydınları şimdilerde dile getirilen “gerçekler”den söz etti bugüne kadar. Kamuoyu da ümidini hep korudu.
Düşünün ki vaktiyle bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından “Bir gece ansızın gelebiliriz” diye meydan okundu Gazze’de soykırım yapan İsrail’e… İktidarın diğer ortağı tarafından ise “24 saat içinde saldırılar durmazsa” diye mühlet verilerek, “askeri, siyasi ve ekonomik müdahalelerin hayata geçirilmesinden” söz edildi. (Ekim, 2023)
Dünyadaki güç dengeleri ve devletimizin imkanları itibariyle, bu tür açıklamaların asıl muhatabının İsrail devleti mi yoksa Türk kamuoyu mu olduğu belli elbette. Ancak eylemlerimizin retoriğimize şaşılacak derecede uzak bir mesafede oluşu yine de anlaşılır gibi değil.
Gazze’ye asker gönderebilecek durumda değiliz ama Tel Aviv ile diplomatik ilişkilerimizi kesebilirdik mesela… Her şeye rağmen kesmedik. Kürsülerde “İsrail terör devletidir, Netanyahu katildir” diye bağırabildik ama diplomatik ilişkilerimizi kesemedik. Niye?
Soykırım yaptığını söylediğimiz bu devlet aleyhine uluslararası hukuk mercileri nezdinde girişimde bulunabilirdik mesela… Bunu biz yapmadık, Güney Afrika yaptı. Lahey’de açılan mahkemeye müdahil olarak katılabilirdik. Onu bile yapamadık, ancak aradan yedi ay geçtikten sonra müdahil olma başvurumuzu gerçekleştirdik. Niye?
“Terör devleti İsrail” ile ticari ilişkilerimizi kesebilirdik. Kesmedik, kesemedik… “Gazze’de masum insanlar öldürülürken bizim gemiler niye İsrail limanlarına gitmeye devam ediyor” diye soranların anasından emdiği süt burnundan getirildi.
“İstanbul’da belediye seçimini biz kazanırsak Gazzeliler sevinecek” denilirken İsrail’e çelik, yakıt, gıda, ‘av silahı’, mühimmat, dikenli tel vs. vs. satmamız olacak iş miydi? Saadet Partisi milletvekili Hasan Bitmez meclis kürsüsünden bu soruları sorarken hayatını kaybetti. İktidar vekillerinin bağırış çağırışları sırasında kalp krizi geçirip yere yığıldığında son olarak “Gördün işte Allah’ın gazabını” sözüne bile muhatap oldu.
Ticaret Bakanı da iktidarın öfkesini bu iddiaları dile getirenlere yansıtmaktan geri kalmadı. “Bunu söyleyenler haindir, PKK’lıdır, FETÖ’cüdür” mealinde açıklamalar yaptı. Sonra 31 Mart yerel seçiminde yaşanan bozgun üzerine Cumhurbaşkanı “Bitti artık o iş” diyerek İsrail ile ticaretin durdurulduğunu açıkladı! Geçen altı ay boyunca İsrail ile ticareti yalanlayanlar yalancı çıktı yani...
Hikayenin sonrasını da biliyorsunuz: Yasaklandı denen ticaret bilahare üçüncü ülkeler üzerinden sürdürülmeye başlandı. Aradan fazla zaman geçmedi, bu metot fazla verimli bulunmamış olacak ki tekrar doğrudan İsrail’e sevkiyat başladı. Ama bu defa da konuyu dile getirmek yasaklandı.
Bu anlamda daha birçok örnek de zikredilebilir… Ama işin aslı şu: Söylenen sözlerle işlenen fiillerin birbirine bu kadar uzak kalabildiği bir dış politika tablosu söz konusuyken bugünlerde “hicret” konusunun ortaya atılmış olması ister istemez birtakım kuşkular uyandırıyor insanda.
Bu bir yana… Trump’ın ne karşılığında olduğu meçhul övgüleri, Netanyahu’nun “İki ülke ile Gazzelileri almaları için pazarlık halindeyiz” sözü, Türkiye ile İsrail arasında “Suriye’de çatışmasızlık mekanizması” kurulması gibi gelişmeler üst üste gelince akıllara da türlü türlü şeyler gelir tabii.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
14.10.2025
7.10.2025
2.10.2025
30.09.2025
28.09.2025
18.09.2025
11.09.2025
9.09.2025
6.09.2025