Lale KEMAL
Geçmişte vesayetçi anlayışın olanca gücüyle üzerimizde kurduğu baskı dönemlerinde yine de kimi gruplar, örneğin militan laikler, kurulu düzenin yanında güvende olabiliyorlardı.
Sağ görüştekiler, destek verdikleri çoğunlukla muhafazakâr iktidar partileri, asker ile iktidarı paylaşmalarından ötürü muktedir olmasalar da sandıkla işbaşına geldiklerinden onların yanında göreceli güvende ve emniyette idiler. Kürtler, solcular ve azınlıklar, devlet baskısından kaçarak yurt dışına sığınıyorlardı. Neticede, ülkelerinden ayrı sıla hasreti çekmekle birlikte başka diyarlarda kendilerini emniyete alıyorlardı.
Bugünün Türkiye’sinde ise artık hiçbirimizin güvende olmadığı, sığınacak bir güvenli limanın olmadığı gerçeği ile karşı karşıyayız.
Niye derseniz; Türkiye tarihinde ilk kez, dini referansları güçlü bir muhafazakâr parti kendisi gibi muhafazakâr bir harekete karşı savaş açmış, sindirme operasyonu başlatmış durumda. Bu operasyonun en ürkütücü yanı, hukukun işlemiyor olması, orantısız oluşu, yani biri tüm devlet imkânlarını kullanırken diğerinin çaresiz kalışı.
Bu muhafazakâr partinin ordu ile fiilî bir ittifak içine girmiş olması nedeniyle militan ya da ılımlı laiklerin de artık eskisi gibi sığınacakları güvenli bir liman yok. Sığınılacak en güvenli liman olan adalet zaten köşeye sıkıştırılmış durumda, “ya bendensin ya değilsin,” dayatmasıyla karşı karşıya. 17 Aralık’tan bu yana başta polis ve yargıda olmak üzere pekçok kurumda başlatılan tasfiyeleri şimdilerde polisiye operasyonlar takip ediyor. 22 Temmuz sahur operasyonuyla 31 emniyet mensubunun tutuklanmasını dün yeni bir operasyon izledi. Casusluk suçlaması gibi gerekçeler hiç inandırıcı değil.
Zira, 17 Aralık sonrası yargının yürütmeye bağlanmış olması, medya yasaklarıyla basın üzerinden toplumu susturma girişimleri, istihbarat teşkilatının tamamiyle artık denetim dışına çıkartıldığı düzenlemeler ile yapılmakta olan hukuk dışı uygulamaların ne anlama geldiğini aslında herkes biliyor.
En nihayetinde, HSYK Başkan Vekili Ahmet Hamsici, “kişisel görüşlerim,” dese de yargı camiasının içinde bulunduğu vahim durumu yansıtan bir açıklamayı önceki gün yaptı ve siyasetin yargıyı silah olarak kullanmaması gerektiğini söyledi. Ve ekledi: “Savcılar ve hâkimler korkutularak, baskı altına alınmaya çalışılıyor.”
Yargının yasama ve yürütmeden bağımsızlığının sağlandığı bir sistemde özgürlük adına korkmaya gerek olmadığını vurgulayan Hamsici, “Buna karşın yargının yasama ve yürütmenin kontrolü ve etkisinde olduğu, bu organların yargıyı yönlendirdiği bir sistemde özgürlük adına her şeyden ama her şeyden korkmak gerekir,” uyarısını da yapıyordu. Şu anda içinde bulunduğumuz durumun özeti bu… Evrensel hukuk ilkeleri çiğnenerek, herkes korkutulmak suretiyle sindiriliyor.
İncil’de, şarkı sözü de olmuş bir deyiş vardır; “If you live by the sword you will die by the sword.” Türkçe meali; diğer insanlara şiddet ya da diğer sert yöntemler uygularsanız size de bir gün aynı yöntemlerin uygulanacağını beklemeniz gerekir. Ya da, istediklerinizi elde etmek için kullandığınız yöntemlerin bir gün siz kurbanı olursunuz. Bugün hukuk dışı yöntemlerle yargısız infaz yapıp tutuklatanlar ve tutuklayanlar yarın tutuklu durumuna düşerler.
Hiç arzu edilmeyen bir durum olarak ekonominin kötüye gidişi halinde -ki bu yönde ekonomistler uyarılar yapıyorlar- iktidar yanında artık tek bir dost bile bulamaz. Ve zaten kalıcı bir istikrarın temellerini atmadığı için kurduğu ittifaklar hep geçici nitelikte. İktidar partisi, lideri Çankaya Köşkü’ne çıkması halinde “nerede kalmıştık,’ deyip, demokratik hukuk devletini tesis etmek için yeni bir sayfa açmak zorunda. Aksi, Türkiye için bir felaket olur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016