Lale KEMAL

Türkiye ve NATO'nun öncelikleri farklı
19.08.2015
1603

 Almanya'nın, Türkiye'de konuşlu Patriot füzelerini geri çekme kararında, kıvırtmaya gerek yok Ankara'nın ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı 1990'lara dönen bir tablo çizmesi de tetikleyici oldu.

Diğer yandan, ABD de, her ne kadar Almanya gibi siyasi mülahazalara girmemiş olsa da, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin artık Türkiye'ye tehdit ihtimalinin bulunmadığı düşüncesinden hareketle kendi Patriotlarını da çekeceğini açıkladı.

Öncelikle şu hususu not edelim; NATO, Alman, Amerikan ve sonra İspanya ile yer değiştiren Hollanda'ya ait Patriot hava savunma füzelerini,  Suriye'den Türkiye'ye gerçek bir tehdit olduğu için değil ittifak dayanışması adına 2013 yılı başında, bu ülke topraklarına yerleştirdi, Ankara kendisini yalnız hissetmesin istedi. Ama iktidar ne yaptı? Suriye iç savaşında, komşu ülke olarak Türkiye'nin tarafsız kalmasını sağlamak yerine Esed rejimine karşı muhaliflere destek çıktı. Yetmedi, radikal terör unsurlarına arka çıkmakla suçlandı. Böylece Esed rejimi, Türkiye'nin güvenliğine doğrudan tehdit ve komşudaki savaşın parçası haline getirildi.

Ankara açısından her ne kadar, sınırdaki IŞİD; Esed ve PKK'dan sonra üçüncü öncelik tehdit olmaya devam etse de küresel düşünen NATO, çoktandır IŞİD'le mücadeleyi ortak strateji olarak belirledi.  Nitekim, Almanya Savunma Bakan Ursula von der Leyen, Patriotların görev sürelerini Ocak 2016 itibarıyla yinelemeyeceklerine dair  hafta sonunda yaptığı açıklamada, “Artık  Türkiye'ye dönük asıl tehdit Suriye rejimi olmaktan ziyade IŞİD,” diye hatırlatıyor ve “Bu tehdidi bertaraf etmek için gücümüzü birleştirmeliyiz.” diyordu.

Yani Türkiye'ye, “Öyle ya da böyle göz yumduğundan çok şüphelendiğimiz IŞİD'le artık birlikte mücadele etme zamanı geldi, ittifak dayanışmasını göster, hep ben, hep ben olmaz” diyor.

Ankara, IŞİD'in, kendi ulusal güvenliğine doğrudan tehdit haline gelmiş olmasına rağmen, bu terör örgütüyle mücadele ortak koalisyonuna katılma konusunda bir yıldır sürdürdüğü direncini en nihayetinde temmuz sonunda kırarak, -ama halen ikircikli- İncirlik üssünü açtı.

Ankara'nın bu ikircikli halini, Alman koalisyon ortağı SPD'nin savunma sözcüsü Rainer Arnold, geçen hafta sonundaki açıklamasında şöyle özetliyordu: “Türkiye'nin, NATO'nun, IŞİD ile savaş olan ortak stratejisine tümüyle dahil olduğuna dair bir izlenimim yok. Bu durum, Patriotların Türkiye'deki görev süresinin sonlanması için ek bir gerekçedir.”

Avrupa başkentlerinde, yine yeniden, “Bu nasıl müttefik?” seslerinin çoktandır yükseldiğini tahmin etmek zor değil.

Malum, Almanya'nın Patriot füzelerini Türkiye'den çekme kararını tetiklemesinde, Ankara'nın, PKK ile yeniden çatışmalara başlaması dolaysıyla IŞİD ile mücadeleyi sekteye uğratması gibi endişeler de bulunuyor.

Artı, Almanya diğer bazı Avrupa ülkeleri gibi,  Türkiye'nin, PKK'ya karşı mücadelesindeki orantısız saldırılarını ama daha da önemlisi barış sürecini sonlandırarak demokrasi iklimini ortadan kaldırmasına da tepkili.  

ABD'nin de vurguladığı gibi, ittifak, IŞİD'e halen mesafeli durmasına rağmen Türkiye'nin güvenliğini Patriotlar gitse de sağlayacak.

Bir not düşelim; Patriot'larını Türkiye'de konuşlandıran ülkelerin teknik uzmanları, füzelerle, olası bir tehditle ilgili gerçek zamanlı eğitim olanağına kavuştular. Türk askerleri de Patriot füzelerine dair teknik bilgi edinme fırsatı elde ettiler.

Diğer deyişle, Patriot'ların varlığı taraflara askeri açıdan önemli faydalar sağladı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar