Markar ESAYAN
Sizde nasıl oldu bilmiyorum; ileriye doğru attığım her adımın faydasını gördüm. Şaşıracaksınız ama, yanlış adımların, sonu kötü gelenlerin dahi, sonrasında bana kattığı çok şey oldu. Kötü iyiye döndü. Ama durup beklemenin hiçbir faydasını göremedim.
Hayatın başında, içine doğduğum ülkenin olumsuz şartları ile de ilgili olsa gerek, bu hayatın çok zor geçeceğini düşünmüştüm. Hangi büyüğümle konuşsam, bana hayatın ne kadar acımasız ve insanların ne kadar güvenilmez olduğundan bahsediyordu. Özel konuşmalarda ise kadınların aslında en iyisinin bile bir şeytan olduğu tenbihlenirdi. Bir kadınla “doğru” bir ilişki kurmak isteyen erkek önce onu “etkisiz” hâle getirmeliydi. Kadına güvenmemek ilişkinin temeli, bu alışverişin patronu da erkek olmalıydı. Etkisiz hâle getirilmemiş bir kadının bir erkeği mahvetmemesi mümkün değildi. En iyisi bile olsa, doğaları gereği fırsatını ilk bulduklarında bunu yapacaklardı.
Sonra dostlar vardı... Dostluk, güven, paylaşmak iyiydi, hem ne de olsa bir kâğıda imza atılmıyor ve kurtulmak çok kolay. Ama iyi bir dost bulmak çok ender başa gelen bir şeydi. Bir başka büyüğüm ise etrafta çok büyüğünüz olması iyi mi kötü mü bilemedim şöyle demişti: “Eğer hayatın boyunca bir dost edinirsen çok şanslısın. İki dost edinen Allah’ın sevgili kuludur. Üç dost edinen ise bir mucize yaşamıştır. Ama ‘dört tane dostum var’ diyen kişinin mahvoluşu yakındır; çünkü bu mümkün değildir.”
Çok havalı cümleler değil mi?
Hani iş ilişkilerini, rekabeti ve bunun keskinliğini anlıyordum da; bu kadın, dost meselesinde içime sinmeyen bir şeyler kalıyordu hep. O yaşta sadece sorular sorabiliyordum. Sıfır model bir çocuk olarak tecrübesizliğimi yaşlı büyüklerin tecrübeleri ile gidermenin en zayıf tarafıydı bu. Ama aklım ve içgüdülerim, bu anlatılanların resmin bir parçası olabileceğini söylüyordu bana; eksik bir şey vardı, ama anlamlandıramıyordum.
Büyüklerimin çizdikleri bu tablodan “Yahu, ne menem bir yere düştük?” diye tasalandığım olmadı değil. Evet, anladığım kadarıyla bu yetmiş seksen yıl (ailemde ortalama bu) pek zor ve keyifsiz geçecekti. İyi hazırlanmalıydım. Çok keyifli bir durum değil tabii.
42 yıl yaşadım. Yine bazı büyüklerim bu kadarlık yaşı hiç yeterli görmüyor ve tebessüm ediyorlar bana. Bana yeni doğmuşum gibi şefkatle bakıyorlar. Bu hoşuma da gidiyor ama, artık büyüklerime diklenecek bir tecrübe bagajım var.
Bu 42 yılda abartılı denecek kadar çok şey yaşadım. Zenginliği, fakirliği gördüm. Ölümün çok yakınlarına kadar birkaç kez geldim. Yaralandım, ağır hastalıklar geçirdim. En sevdiklerimi ellerimle toprağa verdim. Yakın dostlarımdan birisi intihar etti, bir diğeri dünyanın öteki tarafına göç etti. Hayat ailemi dünyanın dört bir yanına dağıttı. Ülke değişti, ama Ermeni olmanın yakıcılığında irtifa kaybı çok az oldu. Ne bileyim, böyle bir sürü şey işte.
Ama hayat bana hiç de onların anlattığı kadar zor ve keyifsiz gelmedi. Neden diye sordum. Neden? Ben mi bir süperman’im, yoksa onlar mı birer zavallıydı? Ya da hepimiz zavallı süperman’lar, süperwoman’lar mıyız?
Bence değil. Şunu fark ettim. Onlar (bizler de) fark etmiyoruz ama, büyüklerin tecrübe diye aktardığı değerli şeylerin arasında aslında ciddi düş kırıklıkları destanı var. Asla yalan değil, son derece samimi. Ama anlatan kişinin yaşadıkları, kapasitesi ve algıları ise sınırlı. Herkesin hayatı algılama, karşısına çıkan sorunları çözme, çözememe, devam etme ve orada bırakma biçimleri farklı. Yani büyüklerim bana hayatı anlatmıyorlardı aslında, bana kendi hayatlarını anlatıyorlardı sadece. O zaman beni tatmin etmeyen ama adını koyamamış olduğum eksik olan şey de buydu.
O yüzden kendi tecrübelerimiz önemli. Kendi tecrübelerimizi nasıl algılayıp nasıl analiz ettiğimiz de. Kendi hayatımızı bir kere ve bize özgü yaşayacağız. Mukayese edilemeyecek kadar çok imkân ve arızalarla doluyuz. Başkalarını sürekli hatalı ve bizi haklı kurbanlar olarak çıkartan ekstreler son hesap kesilirken geri dönecek. Bunu, hayattan keyif alıp alamadığımızdan anlayacağız. Yenik ve mutsuz hissetmek, sadece hayat şartlarımızla ilgili değil. Bizimle, sert enseli olup olmadığımızla da ilgili olacak. Her şartta insan mutlu ve huzurlu olmanın yollarını bulabilir. Şartlarını değiştirebilir. Değiştirmeye çalışabilir. Bu çabanın kendisi mutluluk hormonunu tahrik eder. Mutluluk da öyle abartılacak bir şey değil. İstediğin hayatı asgari oranda kurabilmek ve huzur duyabilmek, kendinden. Kendinle barışık hissetmek. “Evet, elimden gelen buydu ve bunu yaptım” diyebilmek. Her insan mutlaka ama mutlaka kendi hayatının birincisi ve şampiyonu olmak zorundadır. Mutluluk ve huzur başka türlü gelmez. Mümkün değil, olsa söylerdim. Sizden mi saklayacağım?
Ama unutmayın, bunlar sadece benim tecrübelerim ve benimle sınırlı. Ben’im kadar.. sadece o kadar.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019