Mehmet Ocaktan
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Trabzon'daki konuşması sırasında kürsüye çıkarılan 10 yaşındaki çocuğun ağzından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “O adam hain, hain…” sözleriyle hakaret ettirilmesini duyunca içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim.
Bu nasıl acımasız bir dünyadır Allah aşkına… O daha bir çocuk hiç mi içiniz sızlamaz, sizin hiç çocuklarınız yok mu? Kendi evlatlarınız babası, dedesi yaşındaki insanlara küfrettiğinde, ‘ne güzel küfrettin’ diye gülücüklerle mi ödüllendirirsiniz…
Bu çocuklar size ne kötülük yaptı ki onların o masum ve taptaze gülüşlerini bile siyasi bir malzeme olarak kullanmaktan çekinmiyorsunuz.
Oysa bütün çocuklar savaşsız, kavgasız küfürsüz bir dünya ister. Ağaç ve yeşilliklerle dolu, iyi oyuncakların canlanabildiği, fırsat eşitsizliğinin olmadığı, iyi eğitim alabildiği okullar ve de güzel bir gelecek ister…
Yıllar önce 2009 yılında Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, yurdun dört bir yanındaki öğrencilere mümkün olsa hayatlarında neleri değiştirmek isteyeceklerini sormuştu. Çocuklardan gelen mektuplardan birinde 13 yaşındaki bir çocuğun şu cümleleri tekrar hatırlatmak isterim: “Ben dünyayı değiştirmek isterdim, yepyeni güzel temiz bir dünya isterdim. İnsanların iyi olmasını ve çocukların ağlamamasını isterdim. Kötülerin ölmesini iyilerin kalmasını isterdim. Benim dünyamın yaşlı değil, genç olmasını isterdim.
Benim şehrimin temiz ve saf olmasını, evlerin apartman değil müstakil olmasını ve rengârenk olmasını isterdim. Kötü alışkanlıklar yok olsun isterdim. Arabaların havada uçuşmasını isterdim. Şehrimizde çöpler olmasın yok olsun isterdim.“
Bugün geldiğimiz noktada çocukların siyasetin bir malzemesi haline dönüştürülmesi ne büyük bir talihsizlik… Keşke siyaset bu kadar acımasız olmasa, keşke çocukların o güzel hayallerine kıyılmasa… Nazım Hikmet’in dizeleriyle söylemek gerekirse:
/Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
sizde böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler,
bulutlar adam öldürmesin./
Ama ne desek boş, maalesef çocukların o tertemiz rüyaları bile muhalifleri tepelemek için kullanılır hale gelmiş bulunuyor. Daha da vahim olanı, özgürlüklerin alanını genişletmek, hukukun üstünlüğü ve şeffaflık söylemleriyle yola çıkan AK Parti iktidarının böylesine bir acziyete mahkum olmasıdır…
Eğer AK Parti 10 yaşındaki bir çocuğun muhalefete yönelik sözlerinden medet umar hale gelmişse vah ki vah… Birazcık olsun siyasi tecrübesi olan herkes bilir ki çocukların kullanıldığı bir siyasi mücadelenin asla kazananı olmaz, sadece kaybedeni olur…
Maalesef ülkenin ekonomik sorunlarına çözüm üretemeyen, zamları önleyemeyen, enflasyonu ve işsizliği düşüremeyen iktidar çaresiz kaldıkça çocukları ve dini değerleri siyaset pazarına sürerek çok dramatik görüntüler sergiliyor.
Kabul etmesi zor olsa da bu görüntülerin zihnimize nakşettiği gerçek şu; bir zamanlar sessiz milyonların gönlünde önemli bir yer edinen AK Parti ne yazık ki toplumla arasındaki gönül köprülerini yıkmak için her gün öylesine akla ziyan adımlar atıyor ki doğrusu bu ülkede yaşayan bir birey olarak insanın içini acıtıyor.
Hepimiz vicdanlarımızı gözden geçirelim, 10 yaşında bir çocuğun ağzından muhalefet partisi liderine hakaret ettirmek hangi siyasi anlayışa itibar kazandırabilir, lütfen bunu birileri izah etsin. Her ne kadar sayıları çok azalsa da keşke AK Parti’de meselelere hala hakkaniyetle bakabilen vicdanlı bir ses çıkıp “Bu çocukları siyasete alet etmek bize yakışmaz, ayrıca millet nezdinde itibar kaybederiz, epey bir süredir problemlerine duyarsız hale geldiğimiz toplumla aramızdaki mesafeyi daha da derinleştirir” diyebilse…
Biliyorum hiçbir komplekse kapılmadan toplumun bütün kesimlerini kucaklama özelliğini büyük ölçüde kaybeden AK Parti açısından bu tür eleştiriler son derece can sıkıcı. Ancak yine de tekrar tekrar hatırlatmakta yarar var; geçmişte hukuk ve demokrasi ekseninde başarı hikayeleri yazan AK Parti, bizzat kendi koyduğu ve de Türkiye’yi kucaklayan temel ilkelerine dönmeden başarı sağlaması da kaybetmekten kurtulması da asla mümkün değildir.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
22.09.2025
19.09.2025
15.09.2025
12.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
5.09.2025
27.08.2025
18.08.2025