Murat AKSOY
Seçim sonuçlarını konuştuğumuz Metropol Araştırma Şirketi Yöneticisi Özer Sencar;“Tayyip Bey şu ana kadar ki yönetimi ile halkın yaklaşık yüzde 50’sinin desteğini aldı. Dolayısıyla şu ana kadar ki sürdürdüğü politikasını devam ettirecektir” dedi ve ekledi“Cemaatin dışındaki muhalefete de sert davranması muhtemeldir.”
Sencar, Demirtaş ile ilgili olarak da; “HDP’de Selahattin Demirtaş onurlu bir şekilde görevden ayrılması sağlanarak iktidarla daha uyumlu bir kişiyi eş başkan yapmaları. Böyle bir HDP, AKP ile yeni anayasa konusunda anlaşabilir” dedi.
Seçimlerde sizin şirketiniz dahil pek çok araştırma şirketi tahminde yanıldı. Neye bağlıyorsunuz bunu?
Türkiye’de parti bağlılığı yüksek bir seçmen kitlesi olduğu bilinir. Bu durum seçim süreçlerinde partilerin yürüttüğü kampanyaların etkileyebileceği seçmen sayısının düşük olmasını da beraberinde getirmektedir. Örneğin daha önceki seçimlerde seçmenlerin karar verme süreçleri incelendiğinde, ancak % 5’inin seçimlere 1 hafta kala hangi partiye oy vereceklerine karar verdikleri görülmektedir. Fakat 1 Kasım seçimleri uzun süredir tekrarladığımız seçim kodlarının birçoğunu olduğu gibi bunu da değiştirdi.
Mesela..
Türkiye’nin Nabzı Kasım araştırmamızın bulgularına göre; seçmenlerin % 9’u hangi partiye oy vereceklerine seçim öncesindeki son haftada karar verdiklerini belirtmişlerdir, hatta bu kitlenin yaklaşık yarısı yani % 4,5 oranında bir seçmen kitlesi kararlarını sandık başında verdiklerini belirtmiştir. Dolayısıyla seçmenin tavrını geç belirlemesi ve bu belirsiz olan tavrını araştırmacılardan gizlemesi tahminlerdeki yanılgının ana eksenini oluşturuyor denilebilir. Sonuçta 4 ayda iki kez parti değiştirmek kolay açıklanabilir bir durum da değil.
SEÇİMİ DAVUTOĞLU DEĞİL ERDOĞAN KAZANDI
Seçmeni ne etkiledi?
Son 1 haftada partilerini belirleyen seçmenlerin yarısının 1 Kasım seçimlerinde AKP’ye oy verdikleri görülmektedir. Yani AKP’ye oy veren yaklaşık 5 puanlık seçmen bu kararını son bir hafta içinde vermiştir. AKP’nin seçim kampanyasının ana eksenini istikrarın sağlanması oluşturuyordu. Son hafta karar veren 5 puanlık bu seçmen grubunun % 53’ü istikrar, % 24’ü ekonominin düzeltilmesi, % 17’si ise teröre karşı mücadele için AKP’ye oy verdiğini belirtmiştir. Görünen o ki; ekonomideki kötüye gidişat ve özellikle artan terör olayları AKP’nin yürütmüş olduğu “istikrar” kampanyasının başarılı olmasını sağlamıştır.
Seçimi kim kazandı?
Seçimin ilk kazananı açık ve net bir şekilde AKP’dir. Ama AKP derken hepimiz biliyor ki asıl kazanan Tayyip beydir. Çünkü bütün stratejiyi hazırlayan, uygulayan Tayyip Erdoğan’dır. AKP içerisindeki organlar değil, Başbakan değil. Dolayısıyla kazanan Tayyip Bey’dir. Doğal olarak Tayyip Bey’in kazanması demek AKP’nin kazanması demektir. Nitekim seçmen de benzer bir algıya sahiptir. İsim belirtmeden açık uçlu biçimde sorduğumuz ‘AKP’nin başarısında en etkili isim kimdir?’ sorusunun karşılığı Erdoğan’a işaret etmektedir. Toplumun % 65’i AKP’nin başarısının arkasındaki ‘lider’in Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söylemektedir. Ancak % 17 Davutoğlu’nu etkili bulmaktadır.
ERDOĞAN DEĞİŞMEYECEK
Şimdi yüzde 49’luk bir AKP iktidarı var. Nasıl devam eder?
Tayyip Bey şu ana kadar ki yönetimi ile halkın yaklaşık yüzde 50’sinin desteğini aldı. Dolayısıyla şu ana kadar ki sürdürdüğü politikasını ve davranışını değiştirmeyecektir. Cemaati ve cemaatin elindeki kurumları tasfiye edecektir. Cemaatin dışındaki muhalefete de sert davranması muhtemeldir.
Bu durumda ülke yönetilebilir mi?
2010 referandumuna kadar AKP demokrasinin çıtasını yukarı çıkardı. Ama 2010 referandumundan sonra ülkeyi kendi zihinlerindeki gibi yönetmeyi tercih ettiler. Bu demokrasinin güçlenmesi değil Tayyip Erdoğan’ın güçlenmesi olarak ortaya çıktı. Bu durum bundan sonraki süreçte de devam edecektir.
Buna Tayyip Erdoğan rejimi diyebilir miyiz?
Bunun adının ben değil siyaset bilimciler koysunlar.
ERDOĞAN’IN YENİ ANAYASAYA İHTİYAÇ YOK
Bu yaklaşım devam ederse, uzlaşma, yeni anayasa nasıl mümkün olacak?
Ben yeni anayasanın AKP-HDP işbirliği ile yapılabileceğini düşünüyorum.
Bu mümkün mü?
Mümkün, şöyle. Benim tahminim, HDP’de Selahattin Demirtaş onurlu bir şekilde görevden ayrılması sağlanarak iktidarla daha uyumlu bir kişiyi eş başkan yapmaları. Böyle bir HDP, AKP ile yeni anayasa konusunda anlaşabilir. Eğer bu olmazsa AKP, MHP ile bu imkanı deneyebilir. En azından referanduma götürecek bir sayıyı MHP’den karşılamayı deneyebilir. İlginç bir soru sorayım size.
Buyrun…
Tayyip beyin anayasa değiştirmeye ihtiyacı var mı?
Yok mu?
Bence yok. Eğer gerçekten istiyorsa HDP ya da MHP’yle uzlaşma deneyebilir. Ben açıkçası bir değişiklik ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Tayyip bey, mevcut yasalar ve mevcut imkânlar içerisinde zaten ülkeyi bir başkan gibi yönetiyor, bundan sonra da yönetmeye devam edecek. Şu anda Tayyip Bey’i engelleyebilecek onun davranışlarını kontrol edebilecek herhangi bir kişi ve güç yok. Tayyip bey aynı şekilde AKP’ye de hakim. Ne başbakan ne de bakanlar onun kontrolü dışında bir adım atabilir. Dolayısıyla yoğun bir anayasa değişikliği ihtiyacı söz konusu olmayabilir.
PKK, HDP VE DEMİRTAŞ’I İTİBARSIZLAŞTIRMAYA ÇALIŞTI
Sçimin başka kazananı var mı?
PKK’dır. Bence 7 Haziran’da oyunu yüzde 13’lere çıkaran HDP ve Selahattin Demirtaş’ın başarısı Kandil’deki PKK liderleri tarafından hoş karşılanmadı. Ben iki polisin evde öldürülmesi, Dağlıca, Iğdır, yerel yönetimlerdeki öz yönetim, demokratik özerklik ilan ve kurma gayretlerinin tamamının PKK tarafından bilinçli olarak yapıldığını düşünüyorum. Hedefleri HDP ve Selahattin Demirtaş’ın itibarın kırmak ve onu elemine etmek amacıyla yapıldığını düşünüyorum. Yani PKK’nın yaptıkları yönetime karşı bir terör hareketinden ziyade Selahattin Demirtaş ve HDP’yi itibarsızlaştırma operasyonuydu. Sonuç olarak HDP ve Demirtaş toplumda ciddi bir güç ve itibar kaybına uğramıştır.
ÖNCELİK EKONOMİDEN TERÖRE DÖNDÜ AKP KAZANDI
1 Kasım seçiminde ne değişti, 7 Haziran’a göre?
7 Haziran seçimlerinde halk iktidara bir uyarı mesajı verdi. AKP’yi tek başına iktidar yapmadı. Halk, tek başına iktidar yerine bir koalisyonun daha sağlıklı olabileceğini düşündü. Bunun bir başka sonucu şu idi: muhalefet partileri de kendi arasında bir hükümet kurabilir çoğunluğa sahip oldu. Ama MHP’nin özel tavrı nedeni ile üç muhalefet partisi bir araya gelip bir koalisyon kuramadı.
Bu süreçte ilk kırılma nerede yaşandı?
Meclis başkanlığı seçiminde. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Deniz Baykal’ı kullanarak muhalefetin kendi arasında bir meclis başkanı çıkaramayacağı bir pozisyon üretti ve AKP’li bir vekil Meclis Başkanı oldu. Meclis Başkanlığı AKP’ye geçtikten sonra Tayyip Bey erken seçime gidebiliriz demiştir kanaatindeyim. Sonuç olarak MHP, koalisyona uzak duruyordu. CHP çok arzulu ve hevesleydi hatta Davutoğlu da koalisyon yapmak istiyordu ama Tayyip Bey ustaca taktiklerle süreyi doldurup seçim kararı aldı.
Ülkede de çok şey yaşandı…
Elbette; Türkiye’de dört ay içerisinde pek çok olay yaşandı. Özellikle terör olayları halkı bunalttı. Burada halk şöyle düşündü sanıyorum: “Seçim yaptık ve muhalefete iktidar olma şansı tanıdık. Muhalefet bu şansı, çok basit nedenler ve inanılmaz öngörüsüzlüklerle kullanamadı”. Halk bu sefer açık ve net bir şekilde tekrar AKP’ye yöneldi. Bizim halkımız hem sağduyulu hem de pragmatisttir. AKP’nin koalisyon belirsizliği, terör ve ekonomide görülen belirsizlikleri ‘istikrar’ parantezine alarak topluma sunması karşılık bulmuştur.
AKP KAYBETTİĞİ TÜM OYLARI ALDI
Peki partileri ele alalım. Oy değişimleri nasıl ve neden yaşandı?
Partilerin oy değişimlerinin rotalarını detaylı olarak Türkiye’nin Nabzı abonelerimizle paylaşmaktayız, fakat kısaca, özellikle AKP’nin oy kaynaklarına değinecek olursak; 1 Kasım’da kararını değiştirerek AKP’ye oy vermiş en büyük kitle 7 Haziran’da MHP’ye oy vermiş seçmenlerdir. Seçim sonrası araştırma sonuçlarındaki partiler arası oy geçişlerindeki net rakamlara baktığımızda; AKP’nin %49,5 seviyesindeki oyunun 3,6 puanı 7 Haziran’da MHP’ye oy verdiği görülmektedir. Nitekim MHP 1 Kasım’da 4,4 puan oy kaybetmiştir. 1 Kasım’da AKP’ye oy geçişi görünen en ilginç adres CHP’dir. İstatistiksel olarak anlamlı seviyede olmasa da 7 Haziran’da CHP’yi tercih eden 1,8 puanlık bir seçmen grubunun 1 Kasım’da AKP’ye oy verdiği görülmektedir. AKP’nin bir diğer oy kaynağı ise, HDP’dir. Tahmin edilenin aksine 1 Kasım’da HDP’den AKP’ye geçen seçmen sadece 0,6 puanlık bir kitledir. Ayrıca AKP’ye yaklaşık 1 puanlık diğer partilerden (daha çok SP tabanından) ve 1,6 puan 7 Haziran’da sandığa gitmeyen küskün AKP’lilerden geldiği görülmektedir.
AŞİRET VE DİNİ LİDERLERİN GÜCÜ
HDP’den nasıl oy aldı AKP?
Az önce de bahsettiğim gibi; tahmin edilenin aksine 1 Kasım’da HDP’den AKP’ye geçen seçmen sadece 0,6 puanlık bir kitledir. Güneydoğu’daki operasyonlar devam ederken Tayyip Bey’in bölgedeki feodal aşiret ve dini liderlerle birebir toplantı yaparak görüştüğü haberi sızdı kamuoyuna. Bu, milliyetçi olmayan muhafazakar dindar ve inançları nedeniyle PKK’yı hiçbir zaman benimsememiş olan muhafazakar dindar seçmenlere yönelik çok güçlü bir mesajdı. Bu mesajı, HDP’den AKP’ye geçen bu kısıtlı oy desteğinin açıklaması olarak okumak da mümkün.
Araştırma sonuçları ne diyor?
7 Haziran’dan 1 Kasım’a HDP’den AKP’ye yönelen seçmenlerin neden parti tercihlerini değiştirdiklerine baktığımızda ise “terörün son bulması” söyleminin öne çıktığı tespit edilmiştir. Ama HDP’nin 1 Kasım’da kaybettiği oy desteğinin yöneldiği tek veya en önemli adres AKP değildi. 7 Haziran’da HDP’ye oy veren 0,8 puanlık bir seçmen kitlesinin 1 Kasım’da CHP’ye oy verdiği anlaşılmaktadır. HDP’nin 7 Haziran’da sıkça belirtilen “emanet oyların” bir kısmını muhafaza edebildiği, fakat bir kısmını kaybettiği görülmektedir. Bunun yanı sıra, HDP’nin sandığa gitmeyen seçmenin bulunduğu ve bu kitlenin %0,9 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir. Bu durum bize HDP’nin 1 Kasım’da seçmenini sandığa taşımakta sorun yaşadığını ve kaybettiği 2 puanın yarısının adresini açıklamaktadır.
MHP’DE DEĞİŞİM OLMAZ
MHP liderlik tartışmaları başladı. Mümkün mü bir değişim?
O partinin kararı. Eğer liderlerinden memnunlarsa tutsunlar değillerse değiştirsinler. Ama ben MHP’de bir değişim yapılabileceğini zannetmiyorum. Devlet Bahçeli istifa etmediği sürece MHP’de lider değişikliği yapılabilmesinin dış dinamiklerin de etkisiyle çok zor olacağını düşünüyorum.
http://yeniarayis.com/roportaj/2015/11/demirtas-tasfiye-edilebilir/
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018