Murat BELGE
Türkiye’de liberalizm
16.09.2012
10409
Cumartesi sabahıTaraf ’ta Gürbüz Özaltınlı’nın Türkiye’de “liberal” kavramının kullanımı üstüne aklı başında yazısını okuyunca, ben de bu konuda birkaç söz etmek isteğini duydum.
Malûm, bu kavram Türkiye’de bir “küfür kelimesi” hâline geldi, getirildi. Yanlış hatırlamıyorsam Uğur Mumcu “liboş” lafını icat ederek çığırı açmıştı. Bir zaman sonra Emin Çölaşan gibileri “entel-liboş” bileşimini buldu, epey bir zaman bununla idare edildi. Sonunda, kastedilen şey, yani liberalizmin kendisi, bu yaratıcı süslemeler olmadan da küfür olarak anlaşılır hâle geldiği için, artık “liberal” demek bir “eksiklik” olmuyor, herkes anlayacağını anlıyor. Eskiden, Sovyetik Blok’ta da bu kavramın çağrışımları bu çerçeveye girerdi. Bugünün dünyasında “liberal” kavramının böyle kullanıldığı bir toplum olduğunu sanmıyorum –belki İran da öyledir.
Anlattığım bu gelişmeler yeni, ama liberalizm düşmanlığı Türkiye için yeni bir şey değil. Bir “siyasî öğreti” üzerinden siyasî polemik yapmaya başlamamızın fazla uzun bir tarihi yok: İttihat-Terakki içinden başlayıp sonra onun dışına çıkan “adem-i merkeziyet ve teşebbüs-ü şahsî” tartışmasını bir ilk olarak alabiliriz. Ne demektir bu, diye soracaksanız, bu, “liberalizm”in tanımı gibi bir şeydir. Bilindiği gibi, İttihatçı çoğunluk (yani, “merkeziyetçi devletçiler”) tarafından şiddetle mahkûm edilmiş ve fırka dışına sürülmüştür. O zamandan beri, bu ülkenin siyasî hayatına egemen olan kesimin ideolojisinde “liberalizm” ve ondan gelen, ona ilişkin her şey tehlikeli bir mikrop muamelesi görmüştür.
Abdülhamid saltanatında Prens Sabahaddin taraftarları da, ana akım İttihatçılar da, “meşrutiyet”ten yanaydı, “meşrutî monarşi” demekte birleşiyorlardı. Ama bu rejimin genel adı, fazla genel. “Nasıl bir meşrutî monarşi? Örneğin Prusya gibi mi, İngiltere gibi mi? Nasıl?”
İttihatçılar, “merkezî” diyordu. Onların ideal meşrutî monarşilerinde “monark”, Sultan Reşad gibi biri olmalıydı. İstediklerine kavuştular ve performanslarını gösterdiler.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında, “Bağımsızlık” diyenler, önceleri “Meşrutî Monarşi” diyenler gibi genişçe bir cephe oluşturuyordu. Ama, “Nasıl bağımsızlık?” Bu “bağımsız” ülke kime benzeyecek? Gene İngiltere’ye mi, Almanya’ya mı?
Mutlakiyetçi Almanya’nın savaşta yenilmiş olması bizim İttihatçılar’ın Alman siyaset felsefesinde bazı sakatlıklar olabileceği kuşkusunu yaratmadı. Çünkü “militarizm”, “devletçilik”, “korporatizm”, “merkeziyetçilik” onların “amentü”sünün nirengi noktalarını oluşturuyordu; bunlardan vazgeçmeleri imkânsızdı. Liberal siyaset memleketi bölerdi.
Mahmut Esat, Yunus Nadi, Falih Rıfkı, Recep Peker, Şükrü Kaya ve daha birçokları bu görüşteydi. Bizim Kurtuluş Savaşı yılları İtalya’da faşizmin parladığı yıllardı –Mussolini 1922’de Roma Yürüyüşü’nü başardı ve Başbakan oldu. Saydığım kadro, hepsi Mussolini hayranıydı. Otuzlarda Hitler de Almanya’yı toparlayınca bu kadro çok sevindi. Bu yıllardaCumhuriyet ’in yayın politikasını bilen bilir (sonradan unutturmak için çok çaba harcansa da). Kurtuluş Savaşı’nın sonunda “merkeziyetçiler”, “liberal” anlayışa bizim koşullarda en fazla yaklaşanları bir kere daha tasfiye ettiler. İkinci Meclis tam kadro yeni rejimin “makbul” adamları olacak “saylavlar”la çalışmaya başladı. Bu kadroların “liberalizm” dostu olmayacağı belliydi. İkinci Dünya Savaşı’nı da içine alan yıllarda bu kadro devamlı “liberal Avrupa”nın hasta olduğunu, yıkılmak üzere olduğunu yazdı, çizdi. Falih Rıfkı’nınMoskova-Roma veYeni Rusya’sı, liberalizme karşı komünizme bile sempati duyduğunu gösterir.Faşist Roma,Kemalist Tiran, Kaybolmuş Makedonya da ilginçtir.
Dolayısıyla son yılların gitgide azgınlaşan liberalizm düşmanlığında şaşılacak bir şey yok. “Yeni” bir fenomenden çok “tarihin tekerrürü” denebilir. Bu süreci özetlemeye devam edeceğim.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025