Murat BELGE
Türkiye’de liberalizm
16.09.2012
10424
Cumartesi sabahıTaraf ’ta Gürbüz Özaltınlı’nın Türkiye’de “liberal” kavramının kullanımı üstüne aklı başında yazısını okuyunca, ben de bu konuda birkaç söz etmek isteğini duydum.
Malûm, bu kavram Türkiye’de bir “küfür kelimesi” hâline geldi, getirildi. Yanlış hatırlamıyorsam Uğur Mumcu “liboş” lafını icat ederek çığırı açmıştı. Bir zaman sonra Emin Çölaşan gibileri “entel-liboş” bileşimini buldu, epey bir zaman bununla idare edildi. Sonunda, kastedilen şey, yani liberalizmin kendisi, bu yaratıcı süslemeler olmadan da küfür olarak anlaşılır hâle geldiği için, artık “liberal” demek bir “eksiklik” olmuyor, herkes anlayacağını anlıyor. Eskiden, Sovyetik Blok’ta da bu kavramın çağrışımları bu çerçeveye girerdi. Bugünün dünyasında “liberal” kavramının böyle kullanıldığı bir toplum olduğunu sanmıyorum –belki İran da öyledir.
Anlattığım bu gelişmeler yeni, ama liberalizm düşmanlığı Türkiye için yeni bir şey değil. Bir “siyasî öğreti” üzerinden siyasî polemik yapmaya başlamamızın fazla uzun bir tarihi yok: İttihat-Terakki içinden başlayıp sonra onun dışına çıkan “adem-i merkeziyet ve teşebbüs-ü şahsî” tartışmasını bir ilk olarak alabiliriz. Ne demektir bu, diye soracaksanız, bu, “liberalizm”in tanımı gibi bir şeydir. Bilindiği gibi, İttihatçı çoğunluk (yani, “merkeziyetçi devletçiler”) tarafından şiddetle mahkûm edilmiş ve fırka dışına sürülmüştür. O zamandan beri, bu ülkenin siyasî hayatına egemen olan kesimin ideolojisinde “liberalizm” ve ondan gelen, ona ilişkin her şey tehlikeli bir mikrop muamelesi görmüştür.
Abdülhamid saltanatında Prens Sabahaddin taraftarları da, ana akım İttihatçılar da, “meşrutiyet”ten yanaydı, “meşrutî monarşi” demekte birleşiyorlardı. Ama bu rejimin genel adı, fazla genel. “Nasıl bir meşrutî monarşi? Örneğin Prusya gibi mi, İngiltere gibi mi? Nasıl?”
İttihatçılar, “merkezî” diyordu. Onların ideal meşrutî monarşilerinde “monark”, Sultan Reşad gibi biri olmalıydı. İstediklerine kavuştular ve performanslarını gösterdiler.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında, “Bağımsızlık” diyenler, önceleri “Meşrutî Monarşi” diyenler gibi genişçe bir cephe oluşturuyordu. Ama, “Nasıl bağımsızlık?” Bu “bağımsız” ülke kime benzeyecek? Gene İngiltere’ye mi, Almanya’ya mı?
Mutlakiyetçi Almanya’nın savaşta yenilmiş olması bizim İttihatçılar’ın Alman siyaset felsefesinde bazı sakatlıklar olabileceği kuşkusunu yaratmadı. Çünkü “militarizm”, “devletçilik”, “korporatizm”, “merkeziyetçilik” onların “amentü”sünün nirengi noktalarını oluşturuyordu; bunlardan vazgeçmeleri imkânsızdı. Liberal siyaset memleketi bölerdi.
Mahmut Esat, Yunus Nadi, Falih Rıfkı, Recep Peker, Şükrü Kaya ve daha birçokları bu görüşteydi. Bizim Kurtuluş Savaşı yılları İtalya’da faşizmin parladığı yıllardı –Mussolini 1922’de Roma Yürüyüşü’nü başardı ve Başbakan oldu. Saydığım kadro, hepsi Mussolini hayranıydı. Otuzlarda Hitler de Almanya’yı toparlayınca bu kadro çok sevindi. Bu yıllardaCumhuriyet ’in yayın politikasını bilen bilir (sonradan unutturmak için çok çaba harcansa da). Kurtuluş Savaşı’nın sonunda “merkeziyetçiler”, “liberal” anlayışa bizim koşullarda en fazla yaklaşanları bir kere daha tasfiye ettiler. İkinci Meclis tam kadro yeni rejimin “makbul” adamları olacak “saylavlar”la çalışmaya başladı. Bu kadroların “liberalizm” dostu olmayacağı belliydi. İkinci Dünya Savaşı’nı da içine alan yıllarda bu kadro devamlı “liberal Avrupa”nın hasta olduğunu, yıkılmak üzere olduğunu yazdı, çizdi. Falih Rıfkı’nınMoskova-Roma veYeni Rusya’sı, liberalizme karşı komünizme bile sempati duyduğunu gösterir.Faşist Roma,Kemalist Tiran, Kaybolmuş Makedonya da ilginçtir.
Dolayısıyla son yılların gitgide azgınlaşan liberalizm düşmanlığında şaşılacak bir şey yok. “Yeni” bir fenomenden çok “tarihin tekerrürü” denebilir. Bu süreci özetlemeye devam edeceğim.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025