Mustafa Karaalioğlu
Yaşadığımız siyasal süreçlerin birçoğu tarihi önem taşımaktadır. Genel seçimler bile bu kategoriye giriyor artık. Ya da kurulan son sandık, 16 Nisan hiç şüphesiz tarihidir ve bir milattır. Bununla birlikte, 15 Temmuz darbe girişimi ve buna verilen cevabın tartışması tarihi önemini hepsinin üzerine koymak gerekir.
Bazen “Her şey mi tarihi önemde?” diye isyanla karışık sorgulama yaşanıyor. Öyle, her şey tarihi önem taşıyor.
Türkiye’de bütün siyasal süreçler muazzam bir değişim potansiyeli içerdiği için ve seçimle ya da sosyal mekanizmayla ortaya çıkan siyasal imkanlar tarihi önem taşımaktadır. Biraz daha genişletecek olursak, Türkiye siyasal sistemi kökten değişirken ve siyaset alışkanlıkları baştan ayağa yenilenirken başka türlü bir tanımlama da yetersiz kalacaktır.
Sadece bir sübjektif süreç olarak değil; malum, yeni sistemi ete kemiğe büründürecek uyum yasaları da parlamentodadır.
Elbette siyasal değişimler büyük ve güçlü dalga olarak gelir ve süpürüp geçer. Türkiye’nin 2002 sonu itibariyle, yani AK Parti yıllarında adım adım geleneksel vesayet kurumlarının denklem dışına itilmesi bunun örneğidir. Aktörler değişti, seçilmiş siyaset yönetim pastasının büyük kısmını denetler hale geldi ve en nihayet askerin ağırlığı büyük ölçüde azalıp, geriledi. On yıllar boyunca Türkiye siyasetini anlamak ve anlatmak için sistemin yönetim gücü olan “asker-sivil bürokrasi” kavramı kullanılıyordu. Başka bir ifade ile ülkeyi anlamak mümkün değildi. Bugün ise, asker-sivill bürokrat kavramı kullanılmaz oldu, unutulup gitti. Çünkü bürokrasinin siyaset üzerindeki hakimiyet, denetim ve kontrolü geriledi.
***
Tarihi süreçler böyle tahakkuk ediyor. Bugün en nihayet 15 Temmuz, başkaldırma ve isyan potansiyelini sahaya yansıtan FETÖ’nün tasfiyesi ile de değişimin yeni bir safhası yaşanıyor. Ergenekon, Balyoz davaları marifetiyle geleneksel güçlerden boşalttıkları sisteme el koyan FETÖ bir darbeyle bunu tamamlamak istedi ama sonuç alamadı. Sistemin arka koridorlarında önce “derin devlet”leşme, ardından da devletin tamamını ele geçirme planları 15 Temmuz’da sokağa gömüldü.
Toplamda bütün bunlar AK Partili yılların, Erdoğan’ın ve en başta da toplumun başarısıdır. 28 Şubat karanlığı hatırlanacak olursa ülkenin nereden nereye geldiği daha iyi anlaşılır. Bu da inanılmaz bir değişimdir. Türkiye imkansızı başarmıştır.
Bununla birlikte değişim ayın zamanda onarımı ve yapıcılığı içermiyor. Yani tek başına yetmiyor.
Yoğun ve sarsıcı süreçler yaşayan bir ülkenin her zaman ve her durumda güçlü bir demokrasiye ihtiyacı vardır. Tarihi süreçlerin ve güçlü değişimlerin mayası da standardı da demokrasi olmak zorundadır. Bu standarda uymayan hiçbir değişim sonuca ulaşamaz, derinleşemez ve kalıcı da olamaz.
Tarihi dönüm noktaları birleştirildiğinde ortaya ağır bir sorumluluk çıkıyor. Yaşanan bütün süreçlerin muhasebesini çıkaracak bir ara toplama ve müteakiben de hukuk ve demokrasiyle aşılanmaya ihtiyaç vardır.
İçinden geçmekte olduğumuz muazzam değişim hem derinleşmeli hem de ileriye büyük bir siyasal miras kalmalıdır. Aksi ise, zaman ve emeklerin heba olmasıdır.
Değişim ancak derinleşmekle olur; asıl o zaman bütün yaşananlar tarihi önem taşır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025