Ömer F. Gergerlioğlu
Nefret duygularını önleyemezsek bu toplum kurtuluşa, felaha eremez.
Farklı kesimlerin birbirlerine karşı olan tavırlarına dikkat etmesi gerekiyor. Toplumsal barışı, Kürt sorununu çözerek sağlamak istediğimiz bugünlerde aslında farklı birçok konuda toplum fertleri bir diğerine nefret duyguları besliyor.
Yeni doğum yapmış çarşaflı bir hanımın fotoğrafından bahisle Barış Atay'ın ""fotoğraftaki anneyi bulun" " sözü önemli bir sorunu tartışmalarla alevlendirdi. Anneyi aşağılamaya yönelik bu saygısız ifade, bir tartışma başlattı ve karşılıklı nefretler daha da arttı. Evrensel düzlemde korunması gereken bir kişiye, yeni doğum yapmış lohusa bir kadına yönelik bu aşağılayıcı, alaycı tavır neden halen insanımızda var? Siyasi polemikleri aşıp ön yargıyı ve nezaketsizliği niye fark edemiyoruz, konuşulan üzerinden değil konuşan üzerinden karşılıklı mevzileniyoruz? Bir kadının çarşaf giymesi, aşağılanması için yeter sebep mi? Bu alaycı tavrı, objektif bir şekilde insani hassasiyetler üzerinden sorgulamayı beceremeyip de hemen niye kamplaşıyor, kutuplaşıyoruz?
Aslında toplumun farklı kesimleri birbirine karşı nefret dolu. Kişi, şiddetle karşı olduğu bir dünya görüşünden hazzetmiyor olabilir, alerji hissettiğinin varlığından, görüntüsünden rahatsız olabilir. Ancak bu hal, çoğunlukla burada kalmıyor, ilerliyor, nefret hisleriyle aşağılamaya dönüyor ve toplumsal yarılmalara yol açıyor.
Yine önceki günlerde her sene yaşadığımız gibi yılbaşı kutlama tartışmaları yaşadık. Bir kısım insan yılbaşı kutlayabilir bir kısmı da kutlamayabilir. Ancak Noel baba objesini korkunç bir zombi kılığına sokarak yılbaşı kutlamalarından insanları sakındırmaya çalışmak da neyin nesidir? Nefret duygularını katmadan düşüncenizi ifade edemiyor musunuz? Noel babaya özel önem veren, seven kişileri kırdığınızın farkında değil misiniz? Medya organları işi o kadar kötü bir noktaya vardırdı ki nefret ettirmeye çalıştığı kişinin fotoğraflarını teknik programlarla çirkinleştirerek nefreti arttırmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz gün intihar etmeden önce videosunu çekerek son mesajlarını kamuoyuna ileten trans Mehtap (Eylül cansın) gibi transseksüel, eşcinsellerden de dindarların çoğu nefret ediyor. Bazı dindarlar yok edilmesi gereken bir güruh olarak bu kesime bakıyor. Ancak trans Mehtap'ın çok üzücü perişan hali sanırım herkeste olduğu gibi birçok dindarın da yüreğinde derin bir sızı oluşturdu. Hangi nedenle bilinmez ama tedavisi çok zor, kötü bir hastalık olan depresyonun tetiklediği tüm insanlara karşı güvenememe ve tükenme halinin Mehtap'ı sarması, insan olan hangi kişiyi derinden etkilemez ki? Belki nefret duygularını tedavi etmenin en etkin yolu birbirimizi dinlemek, anlamak, acısını hissetme ve paylaşma yoludur. "Potansiyel nefret edilmesi gerekeni" ilan etmeden önce o kişinin yaşam tarzı ve insan olarak korunması gereken hakları arasında ayırım yapabiliyor muyuz? Bunu her kesim, öteki olarak gördüğü hakkında kendisine sormalı, kendisini sorgulamalı. Farklı gördüğünüzün yaşam tarzından hazzetmiyor olabilirsiniz ama bir nefret objesi haline getirmeye hakkınız var mı? Sanırım bu intihar videosunu seyreden birçok kişi kendisiyle özel bir hasbihal, özeleştiri yaparak dediklerimize hak vermiştir.
Bu olaylar tüm kesimler için uyarıcı olmalı. Niye hepimiz nefreti oluşturan bir yöneliş içinde olduğumuzun hasbihalini yapmıyoruz ki?
Farklı olduğunu kabul ettiğimize karşı olan duygu ve düşüncelerimizin sınırlarını niye sürekli bir hassasiyetle gözden geçirmiyoruz ki?
Farklılıkların olduğu bir dünyada bir arada yaşadığımızı, yaşamak zorunda olduğumuzu düşünemiyoruz mu?
İnsan, kendisinden başkasını ilk önce yanlış, sonra tehlikeli, ardından nefret edilmesi gereken bir ruh haliyle değerlendiren benliğini, karşısına alıp niye onunla konuşmaz, sorguya çekmez, hesaplaşmaz ki?
Nefret toplumsal bir öğüt halini de alabiliyor zaman zaman. İktidar sahibinin annesine küfredilmesini önemsemeyerek nefretinizi gösterebiliyorsunuz veya iktidarına karşı çıkan bir gösteride öldürülen Berkin'in annesini topluluklara yuhalatırken de bir lider olarak topluma nefreti belletiyor ve normalleştirebiliyorsunuz.
Bu nefrete bir dur demez ve her tartışma, her nefret sözünden sonra körüklersek nereye varacağız?
Nefret söyleminin sonu iyi değildir. En başta demokrasiyi, birlikte yaşamayı vurur ve toplumun hafızasında kalıcı kötü izler bırakarak ayrılıkları körükler. Gezi ve Cemaat tartışmalarıyla iyice alevlenen kutuplaştırıcı dile son vermezsek daha çok nefret edeceğimiz düşmanımız olacak maalesef.
Toplumda farklılıklar var olacak, bu kaçınılmaz, bizim belirleyemeyeceğimiz bir durum. Her kesim kendisinden farklı, sevemeyeceği, tehlikeli bulacağı kesimlerin olacağını bilmeli. Farklılıklara İslam dini içindeki farklı kesimlerin bile hoşgörüyle bakmadığı günlerdeyiz ve bunun acısını, sorunlarını yaşıyoruz. Dindar, aynı dinden farklı gördüğünü bile din dışı ilan ederek yanlış ve tehlikeli bulduğunu belirtiyor. Bu, nefret ve yok etme duygularını beraberinde getiriyor. Farklılığı yanlış bulabilirsiniz ama öteki bulduğunuzun var olma hakkına saygı duymak zorundasınız. Varlık aleminin sahibi tek siz değilsiniz, farklı olan yerine göre size zenginlik katacak bir çeşittir. Bu formül toplumsal çatışma ve çekişmeleri önleyebilecek en makul yoldur. Yoksa farklılıklar bitmez, farklı dinden ve ideolojiden olanlar da birbirine katlanamaz, aynı dinden olanlar bile ötekini imha etmeye çalışır. Her kesimden insan bunu iyi düşünmek ve pratize etmek zorundadır.
www.omerfarukgergerlioglu.com
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018