Şeyhmus DİKEN
Son iki haftanın siyaset-yargı-polis trafiği adeta birbirine karıştı. Ergenekon tutuklamasından yargılanan Cumhuriyet Halk Partili vekil-gazeteci Mustafa Balbay Anayasa Mahkemesinin kararıyla dört yıl dokuz aylık hapisliği sonrasında tahliye edildi. Akabinde emsal gösterilerek Barış ve Demokrasi Partili tutuklu Kürt vekiller için de avukatlar başvuruda bulundu ve yargı kabul etmedi. Üst mahkemeye başvuruda sonuç vermedi.
Kamuoyuna yargıda, asker ve poliste vesayeti bitirdiğini ve güçlü bir “siyasi irade”yi iktidar olarak temsil ettiğini ısrarla vurgulayan “hükümet-devlet” nedense bu örnek olayda iktidarlığını ortaya koymadı / koyamadı.
Kürt kamuoyu sadece seçilmiş vekilleri için değil, beş yıldır hukuksuz şekilde hapiste tutulan belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, çeşitli sivil toplum örgütleri yöneticilerinden oluşan beşbin dolayındaki şahsiyetleri için de adalet arayışında. Yani mahpus Kürt vekillerle adalet talepkârlığını sınırlamama erdeminde. Çünkü Kürt vekillerin diğer partilerin vekilleri gibi olmadığının bilincinde. Kürt vekillerin, herhangi bir Kürt siyasetçisinden pek de farklarının olmadığı ilkeselliğinden hareketle, “parlamento dışı muhalefet”in temsili organları olan sivil toplum örgütlerinin seçilmişleri ile yerel yönetimlerin seçilmişlerinin de temsiliyetleri nedeniyle uzun süreli tutukluluk hallerinin sonlandırılması gerektiği noktasında Kürt kamuoyu talepkarlığın ve eylemselliğin tepe noktasında.
Aslında adaletin sorunlu olduğu ve Kürdistan’da adeta ayrı işlediğinin farkındalığı ile “Kurdo Zindano” demede Kürt halkı. Kürt halkı topyekûn olarak; Kürde düşen mahpusluk, sürgünlük, katliam kavramlarının ete kemiğe bürünmüş hâli yargısında.
Ama ne garip ki; buna rağmen bu adaletsiz çifte standart hâli sürüyor.
Beş yıl arayla bu kez “keser döner sap döner, gün gelir sahibine döner” sözü doğrulanıyor. Ve “ilahi adalet”in garip tecellisiyle hem de yine bir yılbaşı arifesinde, tıpkı KCK tutuklamalarının yapıldığı beş yıl önceki yılbaşı arifesi gibi! Tabi ciddi bir farkla. KCK’den alınan Kürt siyasetçiler siyaseten alınıyorken; siyasal iktidarın bakan çocukları, bürokratları, devlet bankacıları “kirli paraları” ve “dosyaları” ile alınıyorlar.
Türkiye yeni bir dönemecin eşiğinde. Bakunin’in “İktidar kirletir, mutlak iktidar mutlaka kirletir” özlü sözünün yeni bin yılın Türkiye’sinde güncellenmiş pratiğini yaşıyoruz adeta. Mesele dört bakan meselesi basitliğinde değil. Bu aslında iktidar olmak üzerinden bir sınıf ve sistem meselesi.
Bu pervasızlığı alenen cesurca yapan, ancak devletin hazinesinin ve bankaların kasalarında istif edilebilecek boyuttaki para tomarlarını evlerinde, işyerlerinde, ofislerinde tutan hatta paraların önünde fotoğraflar çektirip büyük harcamalar yapanların kimden, kimlerden ve hangi siyaset ya da siyaset üstü güçlerden cesaret aldıklarıdır aslolan. Öyle birkaç polis şefinin, bürokratın, sonra da birkaç bakanın görevden alınıp yerlerine yenilerinin atanmasıyla hallolması mümkün olmayan devasa bir sistem kirliliğidir aslolan.
Topyekûn bir “temiz eller” hareketine ihtiyaç var. Kamuoyunun vicdanı cidden yaralanmış durumda. Bir yanda “ülkenin her yanında aynı işlediği” savlanan adalet kurumunun aslında doğu yaka ile batı yaka arasındaki çifte standardı orta yerde olanca “şeffaflığı” ile duruyor. Öte yanda koliler, kutular, bavullarla “sıcak para” ve o “kirli para”ların sahipleri olan iktidarın “genç evlatları”nın neyi nasıl savunacaklarının alt yapısını oluşturma telaşında olan siyasi karar odaklarının hâla “kirli bir provokasyon tehdidi altında” olduklarını beyan eden ifadeleri var orta yerde.
Ve işin tuhaf tarafı medya, parlamento, kamuoyunun geniş kesimleri kirlenmenin sisteme dair meselelerini tartışacağına; siyasal iktidarın kendi içinden siyasal paydaşları üzerinden bu “salvo”yu nasıl bertaraf edeceği meselesi tartışılıyor.
Tuhaf, hem de çok…
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.01.2025
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017
5.02.2017