Şeyhmus DİKEN
2009’daki KCK Tutuklamaları sırasında bir hak savunucusu arkadaşı ziyaret için üç kez cezaevi savcısından izin talebinde bulunmuş izni alamamıştım. Her defasında birinci derecede aile yakını olmak veya mahpustaki görüş talebinde bulunulan kişinin görüşmek istediği üç kişiden biri olmak koşulu öne sürülmüştü.
Hazır Barış ve Çözüm Süreci kırık dökük yürüyorken hele bir kez daha şansımızı deneyelim deyip geçtiğimiz salı dayandım savcının kapısına anlattım derdimi. İçerde bir yazar arkadaşımız var. Ben de yazarım. Aynı zamanda Uluslararası PEN Yazarlar Örgütünün Temsilcisiyim bir görüş izni dedim savcıya. Aynı gerekçeleri sıraladı ve olmaz dedi. Bir kez daha savcı bey PEN, yazarların durumunu takip eden bir yazar örgütüdür. Belki size söyleyemeyeceği ama bizlerden beklediği talepleri olabilir. İhtiyaçları olabilir, kısa da olsa bir izin deyiverdim. Bir dilekçe yaz, ne için görüşmek istediğini de belirt, bakalım dedi. Yazdım ve görüşmek istediğim Özgür Amed yazarlık adı olan arkadaşımın Ethem Çağır olarak yeni öğrendiğim ismini de ekledim dilekçeye. Bilgisayara baktı ve böyle biri yok, isim yanlış olmasın dedi. Harf değişiklikleri yaptık yine çıkmadı. Doğru ismini öğren bir daha gel dedi. Avukatını aradım dava dosyalarında ETHEM CAGIR imiş. Ertesi gün doğrusunu yazıp bir daha dayandım savcının kapısına o gün de savcının gün boyu süren duruşma günüymüş. Kaldı mı bir sonraki güne. Tekrar dayandım kapıya, yaklaşık yirmi dakika bekledikten sonra, savcının bizzat ifadesiyle sadece bir defaya mahsus olmak üzere aynı gün içinde ve yarım saatliğine izni almıştım. Üç gün, üç kez havaalanı polis aramasından daha zor bir adliye araması yanıma kâr kalmıştı ama zafer kazanmış biri gibi izin kağıdı elimdeydi.
Eh içerdeki bir mizah yazarı olunca adının mahpuslar listesinde çıkmaması da olağan olabiliyordu. Sicim gibi yağmurun yağdığı 12 Mart Perşembe günü dayandım cezaevi kapısına. Dış nizamiyedeki asker üzerinde kalem dâhil anahtar filan ne varsa arabaya, ya da istediğin bir yere bırak öyle gir dedi. Öyle yapıp giriş nizamiyeye geçtim. Kayıt yapıldı. Elimde götürdüğüm “Taşa Yazılan Öyküler, Kobanê” kitabını imzalarken sivil memur hele ver bakayım ne yazdın, niye yazıyorsun dedi selam kelam dedim. Kabul etti. O girişi de geçtik. Sıra geldi. Asıl aramaya. Ayakkabılar çıktı, ince aramaya tabi tutulduk. Cepte demir bir lira unutmuşum. Onu da bir tarafa koyduk. Kitap elimde bir başka salona alındım, bekliyorum. Sonra bir cam bankonun önüne geçtim. Sağ elimin beş parmağı üç kez bir ekrana okutuldu. Sonra bir kez daha ardından bir plastik numara kartı elime tutuşturuldu. Ve cezaevinin kapısına yönelendirildim. Orada ayakkabı bir daha çıkarıldı. Üzerimde metal olarak pantolonun tek üst düğmesi kalmıştı. Onu sıkıca avuçlayıp metal kafes şeklindeki demir yığınının içinden geçmem istendi, geçtim, ötmemişti. Nihayet “içerde” idim. Girdim bir koridora sordum görevliye işaret etti. Özgür Amed kardeşim camın öbür tarafındaydı. Meğerse o gün anne babası, kardeşleri ile de görüş günüymüş. Hepsi ile tanıştım. Bir arkadaşının ziyareti onları da çok mutlu kılmıştı. Aldım telefonu ve başladık muhabbete.
Keyfi iyiymiş, öyle söyledi. Ama gözleri de öyle söylüyordu zaten. Yargıtay dokuzuncu dava dairesinden şikâyet etti. Kendisi gibi suçsuz yere dosyası yollanan yüzlerce insan aynı durumdaymış ve Yargıtay dokuzuncu dairesi anında basıyormuş cezayı. Bunun için bir duyarlılık gerekiyormuş. Kendisine gelen ve birçok insanın onu Özgür Amed olarak bildiğinden, bu isimle yollanmış mektuplar Cezaevi İdaresince “Böyle biri yok” diye kendisine verilmiyormuş. Bu konuda da resmi bir girişimin başlatılması ve en azından yazarlık adının cezaevi yönetimi tarafından kabul edilerek mektuplarının verilmesi isteğini dile getirdi kendisi ve ailesi.
İçerde ne yapıyorsun dedim, varmı yeni çalışmalar. He abi dedi, malzeme çok. Cezaevi deryayı umman. Sağolsun arkadaşlar da bana yardımcı oluyor dedi. Benim de içerdeki arkadaşlara bir yazar ağabeyleri olarak selamımı söyle bu konuda sana pozitif ayrımcılık yapsınlar dedim. Çoğu seni tanıyor abi merak etme yardımcı oluyorlar dedi.
Bir buçuk yıl, bir değişiklik af filan olmaz ise yatacak Özgür Amed. Roboski’de 34 canı devletin uçakları bombalarla parçalayıp hiçbir açıklama yapmadı. Kimse tutuklanmadı, cezalandırılmadı diye protesto eylemleri sırasında gözaltına alınıp (üstelik o da şaibeli gözaltına alınan yer durumu nedeniyle) üç yıl 45 gün hüküm yedi Özgür Amed. Kürdocul İşler ismiyle harika bir kara mizah kitabı var. Yeni Özgür Politika’da, Özgür Gündem’de, Yüksekova Haber’de yazıyor. Yakın günlerde mahpustan ilk yazısını da yazıp yollamıştı.
İşte size bir 12 Mart günü mektubu. Kendisine mektup yazacak olanlar Ethem Cagır-Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi K-5 Koğuşu diye yazsınlar. Herkese selamı var. Mektup bitti, buraya kadar.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.01.2025
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017
5.02.2017