Taha Akyol
Kazakistan’da patlak veren vahim olaylar üzerinde ciddiyetle düşünmeliyiz.
İkisi de Sovyet şemsiyesinin altından çıkan Kazakistan’da meydana gelen ve çevreye yayılmasından korkulan şiddetli sosyal patlamalar her şeye rağmen neden Doğu Avrupa’da görülmüyor?
Bizde bu defa belki de Putin faktöründen, Kazakistan olayları “Soros’un çocukları” falan gibi komplo teorileriyle izah edilmedi. Daha çok “otuz yıllık iktidar… otoriter rejim… aile yönetimi… yolsuzluk… gelir dağılımı bozukluğu” gibi somut kavramlar kullanılıyor.
Ayrıca, “Türk dünyası” yahut “İslam dünyası” ya da “ümmet coğrafyası, gönül coğrafyamız” gibi romantizmi yüksek fakat realitesi sorunlu kavramlar hakkında da düşünmeliyiz.
DUYGUSAL KAVRAMLAR
2011 Arap Baharı döneminde iktidarın dış politikada İslami söylemi yoğunlaşmıştı. Suriye politikasında “Emevi camiinde namaz kılmak”, Kahire konuşmasında “yüz yıllık esaret sona eriyor” sözleri o dönemin simgeleridir.
Ama Cumhuriyet tarihinde Araplarla aramız hiç bu kadar açılmamış, Doğu Akdeniz’de hiç bu kadar yalnız kalmamıştık. Nihayet, iktidar dış politikada o dili bıraktı, ekonomide kullanıyor; “nass” gibi, “krizden çıkışın anahtarı İslam ekonomisidir” gibi...
Sovyetlerin dağılması da yaygın bir “Türk dünyası” heyecanı yaratmıştı. Kadir HasÜniversitesi’nde Prof. Mustafa Aydın’ın yaptığı “Eğilimler” araştırmasında, 2013 yılına gelindiğinde bile dış politikada AB’a alternatif sorulduğunda toplumun yüzde 26’sı “Türk birliği” diyordu.
Azerbaycan’la “tek millet, iki devlet” olmamız hem gerçektir hem fevkalade memnuniyet vericidir. Yeni Türkiye’nin harcında Azerbaycanlı aydınlar Hüseyinzade Ali, Akyiğitzade Musa, Ağaoğlu Ahmet gibi aydınların katkısı büyüktür. Üstelik Türkiye ve Azerbaycan bugün birbiriyle fevkalade önemli stratejik bağa sahiptirler.
Diğer ‘Türk Cumhuriyetleri’ ile hem coğrafi mesafe hem ciddi lehçe farkları vardır. Türkiye’nin rolü ekonomik kudreti ve teknolojisi seviyesinde olacaktır.
EKONOMİ FAKTÖRÜ
Birinci Dünya savaşı “pan” ideolojilerle iç içeydi. Pancermenizm, Panslavizm, Pantürkizm… Ziya Gökalp o dönemde bile öncelikle “Türkiyeci” olmak gerektiğini yazıyordu. Kısa hayatının kalan yıllarında tamamen Türkiye’ye odaklanmıştı.
Milli Mücadele, Türkiye’nin sınırlarını çizmiş bu topraklar dahilinde gelişme, yükselme idealini getirmiştir. “Yurtta sulh, cihanda sulh”un anlamı budur.
Bugün de Türkiye için birinci dış politika ilkesi “Türkiyecilik”tir. Türkiye hiçbir davanın neferi değildir.
Orta Asya cumhuriyetleri için de “gelişme” kavramı birinci derecede belirleyicidir. Merhum tarihçi Zeki Velidi Togan Sovyetler zamanında yayınladığı “Türklüğün Mukadderatı” adlı eserinde Orta Asya sorunlarının “ırklar arası mücadelelerle değil, iktisadi gelişmenin doğuracağı sonuçlarla” çözüleceğini yazmıştı. (1970, s. 201)
Bu gelişme farkı sebebiyledir ki, Doğu Avrupa ülkeleri ile Orta Asla cumhuriyetleri arasında bugünkü farklar bulunmaktadır.
ORTA ASYA VE TÜRKİYE
Kazakistan’da veya Özbekistan’da, hele de daha sorunlu Türkmenistan’da Batılı anlamda demokrasi için hem sosyolojik hem kurumsal donanım yoktur. Alexandre Bennigsen, daha Sovyetler zamanında Orta Asya’daki komünist rejimleri “feodalite” olarak nitelemişti.
Doğu Avrupa’da komünist rejimler devrildi, Orta Asya’da ise Moskova’dan atanmış komünist şefler başta olduğu halde ‘bağımsızlık’ ilan edildi…
Bu yüzden otoriter rejimler kısa sürede kabile yönetimleri gibi otokrasiye ve aile saltanatına dönüşüyor.
Ne olursa olsun toplumsal patlamalar hiçbir surette tasvip edilemez. Aklı başında yönetimler de buna sebebiyet vermezler. Orta Asya cumhuriyetlerinin maalesef toplumsal patlama ihtimali yüksektir, Kazakistan’da olduğu gibi çok gaddarca bastırılmaktadır.
Yine de bu cumhuriyetler belli bir eğitim, şehirleşme ve ekonomi seviyesine ulaşmışlardır. ‘Feodal’ egolarını tahkim etmek yerine iyi eğitim ve yetkin üniversitelerle, güçlü kurumlarla ve hukukla ülkelerini donatarak geleceği inşaya kendi adamış siyasi sınıflara ihtiyaç var; Güney Kore böyle gelişti ve demokrasiyi inşa etti.
Orta Asya toplumlarında hiç yaşanmamış olan Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet ve çok partili hayat tecrübesine sahip Türkiye, yüksek hukuk ve demokrasi standardına, rasyonel ekonomi yönetimine dönerek sağlayabileceği ekonomik dinamizmle bir esin kaynağı olmalıdır.
İsmail Gaspiralı’nın büyük ülküsü “dilde, fikirde iş’de birlik” de zaman içinde ancak böyle gelişebilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025