Ümit KIVANÇ
Oktarcılar teşkilatına yönelik operasyonla ilgili derleyebildiklerimi aktarmayı sürdürüyorum. Bazı tekil mevzular var. Bunlardan biri, kirli propaganda aygıtı Akit gazetesinin Oktarcılar teşkilatıyla ilişkisi. Son dönemde bu teşkilatın üzerine gidilmesi için neredeyse kampanya yapan Akit’in bir zamanlar Adnan Oktar’ın “bilimsel” eserlerine ve Oktarcıların faaliyetlerine nasıl sahip çıktığını bilmek, bu tuhaf ve gerçek-üstü teşkilatın Türkiye gibi bir yerde varlığını nasıl böyle pervâsızca sürdürebildiğini açıklamak bakımından pek bereketli malzeme oluşturuyor.
“İslâm düşmanları”na karşı elele
Önce, İslâmcıların artık iktidarda olduğu bugünün Akit’i. Mehtap Yılmaz yazıyor:
“Adnan Oktar’ın Çırağan’da düzenlediği ‘iftar’ yemeğine medyadan, siyasetten, iş dünyasından kimler “oynaya oynaya” katıldı? Nereden mi biliyorum? Pek çok insan gibi bana da davetiye geldi tabii ki… Elbette ki bu davete icabet etmedim! Elbette ki hiçbir iş ve program tekliflerini kabul etmedim. (...) Bu adam zaten göz önündeydi. Zaten içeride dönen hüzünlü kadın hikâyeleri sır değildi. O halde neden davetlerine katıldınız? Neden bu adamın haram sofrasına oturup kalktınız? Neden villasına gittiniz? Neden TV kanalındaki programlara katıldınız? Neden iltifat ederken ağzınız kulaklarınıza vardı? Sahi… Şakağınıza silah dayayarak mı Çırağan’a götürdü sizi? Silah zoruyla mı TV kanalına çıkarttı? Kusura bakmayın ama… Adnan Oktar kadar, onun davetlerine katılmak için birbiriyle yarışanlar, lüks villasına kadar gidip ‘keşfedilmek’ için kırk takla atanlar, TV kanalına çıkanlar da kamuoyuna ve adalete açıklama borçlu! Yeni Akit dışında herhangi bir yayın organı eleştirdi mi? Rica ediyorum enayi yerine koymayın milleti…”
Cân–ı gönülden katılıyorum: Hakikaten, koymasınlar!
Zira 2011 Mart ayında Youtube’a yüklenmiş bir videoyu izleyince, Akit’in Oktarcı muhbirin marifetlerini övdüğüne, Adnan Oktar’ın da televizyon programında gazeteyi övdüğüne şahit oluyoruz. Akit gazetesi, Adnan Oktar’ın mâhut “Harun Yahya” mahlâsıyla yazılar yazdığı bir organdı. Gazete ayrıca, “Harun Yahya”nın kitaplarını basıp gazeteyle birlikte dağıtıyordu. Bu işi epey zaman sürdüren Akit, devir değiştiğinde, Oktarcılara operasyonu “Cerahat patladı” manşetiyle duyuracaktı.Cerahat vardı, birikmiş, birikmişti; fakat patlamamıştı. dolayısıyla.
Muhbirlik, şikayet edip dava açtırmak, Oktarcıların düzenli faaliyetlerinden. Gözlerine birilerini kestirip suç duyurusu yapıyorlar, o mahkemeden olmazsa bu mahkemeden sonuç alabiliyorlardı. Son operasyonda savcılar bu işin “örgüt talimatıyla” yapıldığını ileri sürüyorlar. Bu yıllarca sürdü. Sözünü ettiğim karşılıklı methüsenâ vaziyetinde kahraman, Oktarcıların bu alanda ün yapmış muhbirlerinden Ali Emre Bukağılı’ydı. Şöhretini Twitter’dan Ömer Hayyam’ın dörtlüğünü paylaşan Fazıl Say aleyhinde açtırdığı dava ile katlayan Bukağılı, Bernard Shaw, Umberto Eco, Dostoyevski, James Joyce, Albert Einstein, Bertrand Russell, Galileo Galilei’den alıntılar içeren Metis Yayınları ajandasını da dava konusu yaptırmayı, yayın yönetmeniyle, editörleriyle, grafikeriyle, düzeltmeniyle neredeyse bütün yayınevini yargılatmayı başarabilmişti.
Akit gazetesi Bukağılı ile tam sayfa görüşme yayımlamıştı. Sekiz sütuna koskocaman atılmış başlık şuydu: “İslam düşmanlarına rahat nefes aldırmıyor”. Ne dersiniz, bu kadar acayip bir varoluşu böylesine rahat sürdürebilmesinde, Adnan Oktar ve yanıbaşındakilere atfedilen bu işlevin rolü ne kadardır? Başrol? “Karakter rolü”? Nedir? Bukağılı şimdi tutuklu. Akit ise iktidarı paylaşıyor.
Ve biz bir zamanlar ikisinin tam olarak neyi paylaştıklarını, kestirebiliyor, ama kesin bilmiyoruz.
Şimdi savcılar, “Adnan Oktar'ın 1980’li yıllardan itibaren sözde bir dini cemaat kisvesi altında aslında İslam dinine tamamen aykırı kurallar ve yöntemlerle suç amaçlı örgüt yapılanması oluşturduğu”na dair sevk yazısı yazabiliyorlar da, bahsettikleri zaman diliminin otuz seneyi aştığını görmezden gelemeyiz, tarif ettikleri halin anca şimdi fark edildiğine inanamayız. Nitekim, işte, Akit de inanmamış vaktiyle, Oktarcıların “İslâm düşmanlarına nefes aldırmadığını” haykırmış heyecan içerisinde.
Parmakla ballar
Adnan Oktar, “Gizli, anlaşılmaz, örgüt lideri bir kişi değilim,” diyor. Bu karanlık ilişkiye dair aydınlatıcı bilgi sunmuyor kimse bize. Bunun yerine şöyle şeyleri önümüze sürüyorlar:
Örgüt “kadın ve erkekleri tuzağına düşürmek amacıyla duygusal ilişki, beyin yıkama ve cinsel şiddet gibi yöntemleri” kullanıyormuş.
Savcılığın sevk yazısında “dikkat çeken bir diğer detay”, örgütün “FETÖ terör örgütü ile olan benzerliklerine yapılan vurgu”ymuş. Benzerlik şuymuş: “Örgüt mensupları ve sempatizanlarından FETÖ benzeri yöntemle dini duyguların sömürülmesi suretiyle para toplan[ması]…” ve “örgüt yapılanması”nın “imam kardeşler, imam bacılar, adliye imamı, para imamları gibi sınıflara ayrıl[ması]”.
“Örgütün para trafiği” de MASAK raporuyla şöyle “gözler önüne seril[miş]”: “örgüt üyelerine ait şirketlerden elde edilen gelirler örgütle bağlantılı kişilerin hesaplarına aktarılıyordu”.
Meraklı ve endişeli ağızlara çalınan esas bal tabiî cinsellik tarlasında yetişiyor. Taciz-istismar ayrıntılarıyla teşkilat etrafındaki alengirli mevzular kolayca kuytuya itilebiliyor. Oktarcılar da, maşallah, porno siteleriyle yarışabilecek evsafta malzeme sunuyor: Çocuk yaşta makyaj yapılan, istismara uğrayan, gizlice ve göstere göstere fotoğrafları çekilen, örgüt elemanınca başka elemanlarla ilişkiye zorlanan kadınlar, “normal olmayan yollarla” ilişkiler ve bunlar sırasında çekilen fotoğraflar, Adnan Oktar’ın da bazen izlediği grup seks âlemleri, kızını mehdi kabul ettiği Oktar’a “sunan” anne, çocuğa “13 yaşına geldiğinde seninle evleneceğiz” vaatleri, “her gün onlarca” örgüt üyesiyle birlikte olan genç kadınlar, kadın dövmeler, “Kedicik”lere “yeşil reçeteli lityum ilaçları” vermeye, “vajinaya peçete sokma”ya varan tuhaf iddialar…
Ve bütün bunların “kan donduran”, “tüyler ürpertici” gibi sıfatlar olmaksızın sunulamayışı...
Ağzımıza çalınan bal çeşitleri arasında lüks ve debdebe içinde geçirilen, bol paralı, bol masraflı, israflı yaşantı tasvirleri, cinsellikten artan yeri kaplıyor. Kimi haberlere göre, örgütün ortalıkta olmayan parası 200 milyon lira değil 200 milyon dolar! Lüks mağazalarda Adnan Oktar’ın ölçülerine göre diktirilen elbiselere “altın iplikle çizgiler” ekleniyormuş.
Meseleyi iyice fantastik hale sokmak için çeşitli mistik gerilim hikâyeleri de operasyon haberlerinin yanına katıldı. 2016’da Manavgat’ta bir adam, çok eski bir Tevrat’ı satmak isterken öldürülmüştü, ailesi şimdi Adnan Oktar teşkilatını suçluyordu. Maktûlün ablası, Oktar operasyonundaki bir gizli tanığın sözlerine dikkat çekiyordu: Bu gizli tanık, Adnan Oktar’ın 2013’te, “Antalya bölgesinden Tevrat’ın en eski hali çıkacak, bu bizim kutsal kitabımızla aynı olacak” dediğini söylemişti. Galiba maktûlün ablasının akıl yürütme tarzıyla fırsatı değerlendiren Sabah’ınki tamamen uyuşuyordu: Tevrat’ın en eski hali Kur’an’ın tıpkısı olarak ortaya çıkarsa bundan kesinlikle hoşlanmayacak birileri vardı: İsrail. E, Oktar’ın da İsrail ile ilişkisi yok muydu? Dünyayı altüst edecek bu gerçeğin ortaya çıkmasını onlar adına önlemek maksadıyla bir cinayet işlettirmiş olması, dünyanın en akla yakın ihtimali değil miydi?
Daha 17 Temmuz günü Manavgat’taki sıradan bir insan bu gizli tanık ifadelerini falan hatmedip nasıl harekete geçmişti? İktidar propagandacıları herhalde şöyle cevap verecek: Vatan sözkonusuysa gerisi teferruattır.
Gerçek muhtemelen başka: Operasyon haberlerinden öğrendik ki, Oktarcıların meşhur villasında sahiden elyazması bir Tevrat bulundu. Ve herhalde bu Tevrat’la Manavgat’ta satmaya çalışanın öldürüldüğü Tevrat arasında bağı, “gizli tanık” gibi şeylerden haberi olan birileri kurdu. Bilemiyoruz.
İsrail’in adı anıldığına göre “casusluk” meselesine geçebiliriz.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024