Yasin AKTAY
Geçtiğimiz hafta Malezya hükümetinin düzenlediği Putrajaya Uluslararası Güvenlik Diyaloğu toplantısına katılmak üzere AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mehdi Eker’le birlikte Malezya’daydık.
Uluslararası bir örgütlülüğe ve yaygınlığa sahip bir tehlike olarak DEAŞ’ın ne idüğünü anlamaya çalışaduralım, nerede iyi kötü giden bir İslami çaba, model, veya hayatiyet mücadelesi varsa orada peydahlanıp bilhassa Müslümanların toplam yararlarına kast ettiğini görmek artık şaşırtıcı olmuyor. Bugün dünyada aslında DEAŞ’ın faaliyetlerinden, anlayışından ve zararlarından en fazla şikayet etme hakkına sahip olanlar, Müslümanlardır. DEAŞ bahanesiyle Müslüman dünyayı işgal eden, onları huzursuzluğa gark eden Batılı güçlerin gerçekte DEAŞ’tan şikayetçi olduklarına inanmak için haddinden fazla saf olmak gerekiyor.
Neticede DEAŞ, küresel planda Müslüman coğrafyalar üzerinde uygulanmak istenen bütün ameliyatlar için anestezi işlevini yerine getiren bir narkoza dönmüş durumda. Bütün sinirler ve refleksler DEAŞ dolayısıyla uyutulmuşken, Müslüman coğrafya üzerinde istenen operasyonlar yapılıyor. Üstüne üstlük Müslüman dünya DEAŞ’ın tepe tepe kullandığı aşırılıkçı düşüncelerin hesabını vermek zorunda bırakılıyor.
Filipinler, Endonezya, Malezya hatta Myanmar gibi uzak Doğu İslam dünyasında da DEAŞ’a belli ki önemli roller verilmiş. Önemli bir etkinliği var. Yeterli sayıda genç, bu ülkelerden DEAŞ’ın saflarına katılmış, ya bulundukları yerde örgüt adına eylemler yapmış veya başka coğrafyalardaki eylemlere iştirak etmiş. Neticede haklarında istatistik incelemeler yapılabilecek, psikolojik ve sosyolojik çıkarımlar yapılabilecek bir sayıya ulaşmışlar.
Malezya Uzak Doğu’da İslam adına ortaya koyulabilecek her çeşit etkinlik için kendi ağırlığı olan, kendi modelini geliştirebilmiş önemli bir ülke. DEAŞ’ın İslami değerleri ve metinleri aşırı yorumlara boğarak oradan insanları bir şiddet ve terör yöntemine savurmasına karşı alınacak tedbirleri bir güvenlik konusu olarak uluslararası bir toplantıyla böylece masaya yatırmış oldu.
Toplantıya sayın Cumhurbaşkanımızın katılımı konusunda çok büyük bir arzu ve istek Türkiye tarafına bildirilmiş, ancak tarihi sayın Cumhurbaşkanımız, Fransa gezisine denk gelmiş olduğu için bu toplantıya katılamadı. Sayın Mehdi Eker’le birlikte kendisini temsilen selamlarını ve bu konuda Türkiye’nin görüşlerini iletmeye çalıştık. Malezya Başbakanının toplantı boyunca bilhassa Cumhurbaşkanımızı temsilen sayın Eker’e gösterdiği yakın ilgi dikkate değerdi.
Toplantıya Türkiye’den akademisyen olarak ODTÜ’den Prof. Dr. Hüseyin Bağcı da katılmıştı. Genel anlamda konusu “teröre karşı hikmet ve ılımlılık yoluyla mücadele” olan toplantıda Bağcı, etnik terör ile dini terör arasında karşılaştırmalı gözlem ve çözümlemelerini DEAŞ ve PKK örnekleri üzerinde aktardı.
Bense madem terörizmle mücadelede hikmet yolunu benimseyeceksek, önce hikmetin ne anlama geldiğini ve hikmet yolunu seçerek terörle mücadeleden başka yollara nazaran farklı olarak ne umabileceğimizi sorarak başladım konuşmama.
Hikmet aslında bir melekedir, sağduyuyu, sabrı, feraseti, basireti ve bir olayı parça olarak değil onu oluşturan daha büyük bütünün bir parçası olarak görebilen derin bir yaklaşım biçimidir. Terörist ortaya çıktıktan sonra onunla mücadele edip onu yenmek yerine, onun nasıl ortaya çıktığını, hangi şartların onu bu yola sevk ettiğini ve arkasında kimlerin olduğunu bilmeyi gerektirir hikmet yolu.
Doğrusu toplantıda ifade edilen görüşlerin önemli bir kısmı DEAŞ terörünü tam da onu besleyip karşımıza çıkaranların düşünmemizi istediği gibiydi. İslam’ın belki aşırı, yanlış hatta sapık ama “kendiliğinden gelişen bir yorumu” gibi görüp ona karşı gerçek İslam’ın ne olduğunu anlattığımız taktirde doğru bir mücadele edebileceğimiz yaklaşımına sahipti. İslam’ın içinden elbette bu tür aşırı yorumların çıkması, İslam’ın saptırılmasıdır ve İslam bu yorumlardan beridir, doğru. Ama bu aşırı yorum imkanının arkasındaki asıl sosyolojik, psikolojik ve siyasi sebepleri açıklamaz.
DEAŞ terörünün veya İslam ve şiddet arasında ortaya çıkan fiili bağlantıların kökenine indiğimizde bunların hiç birinin salt İslam’ın bir tür yorumuna dayanmadığını görürüz. Bundan dolayı Müslümanları bir aşağılık kompleksine sokup hep kendilerini savunma pozisyonuna iten yaklaşım da o terörü üreten kaynağın aynısıdır.
O kaynak, 11 Eylül saldırılarını bahane ederek, faillerinin izini sürmek adına önce Afganistan’ı işgal edip o atmosferle hızını alamayıp bir de Irak’ı işgal eden, orada sergilediği insanlık dışı uygulamalarla milyonlarca insanı katleden, yaralayan, zindanlarda işkencelere maruz bırakanlardır.
O işgale eşlik eden insanlığa karşı suçların, bir hınç üretmesi kadar normal bir şey olamaz.Başka bir hınç kaynağı Kudüs ve Filistin topraklarının Siyonist İsrail tarafından işgaline karşı sergilenen ikiyüzlü, sahtekar batılı desteği.
İslam dünyasında karşılaştığımız şiddet ve teröre karşı hikmetle mücadele ederken önce bu olgunun sebeb-u illet-u hikmetini anlamamız. O sebep ve illet asla İslam’ın kendisi veya hata İslam’ın aşırı yorumu bile olamaz. İslam’ın aşırı yorumu her zaman var olmuştur ama hiçbir zaman bugünkü gibi bir şeye yol açmış değil.
İslam dünyasında şiddetin bir sebebi Müslümanların aşağılanması, ülkelerinin işgali, evlatlarının milyonlarcasının katledilip tehcir edilmesidir, ama bütün bu işlemler zaten asıl şiddettir ve failleri Müslüman olmayan işgalcilerdir.
Buna rağmen, bu bile teröre zorunlu olarak yol açmaz, ancak bu ortamın ürettiği hıncın bir de aynı işgalciler tarafından bir kullanımı var.
Bir terör örgütüne karşı başka terör örgütleriyle kurulan ittifaklarla terörün sürekliliğinin sağlanması var. Bu konuda ortaya koyulan ikiyüzlülüğün teröre karşı samimi bir ortak cephe oluşumunu engellemesi var. Yani terörün sebebi İslam veya Müslümanlar değil ama hesabını “ılımlı İslam” kartı çıkararak vermek zorunda kalan, özür dileyen ve savunmaya yatanlar Müslümanlar oluyor. Bu işte bir tuhaflık yok mu?
Başörtüsüyle yemin etmekten menedildiği için tamamlanamayan Milletvekilliği süreci dolayısıyla bütün İslam dünyasında olduğu kadar burada da iyi bilinen Merve Kavakçı’nın Kuala Lumpur’a büyükelçi tayin edilmesi Malezyalılar tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Malezya’ya verdiği önemin bir işareti olarak algılanmış. Sıcak ve empatik yaklaşımıyla Merve Hanım, daha şimdiden herkeste büyük bir saygınlık ve hayranlık uyandırmış. Kendisine başarılar dileriz.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019