Yıldıray OĞUR
Bazen olaylar öyle bir üst üste gelir ki, düşünenler için bunda çok ibretler vardır.
25 Mayıs günü ABD’nin Minnesota eyaletinin çok kültürlü, renkli Minneapolis şehrinde Derek Chauvin adlı beyaz bir polisin, sahte 20 dolarla bir bakkaldan alışveriş yaptığı iddiasıyla tutukladığı George Floyd adlı 46 yaşındaki siyahı yere yatırıp “nefes alamıyorum” bağrışlarına aldırmadan boynunu diziyle 8 dakika 46 saniye boyunca bastırarak ölümüne neden olması ve bu anların bir cep telefonuyla çekilmiş görüntülerinin sosyal medyada dolaşıma girmesinden sonra ABD tarihinin en büyük ayaklanmalarından biri yaşanıyor.
ABD’de ilk kez siyahlar polis şiddeti yüzünden sokaklara dökülmüyor.
En büyüğü 1992 yılında Los Angeles’ta yine bir siyahi gencin polis tarafından öldürülmesi üzerine patlak vermiş son 30 yılda 10’a yakın benzer isyan çıktı.
Ama bu kez sokaklara çıkanlar sadece siyahlar değil, çok az siyahın yaşadığı Utah gibi eyaletler de dahil olmak üzere gösteriler 25 eyalete yayılmış durumda.
Yüzbinlerce insanın katıldığı protestolar sivil olarak başladı ama yer yer çatışmalara, yakıp yıkmalara, yağmalar dönüştü.
ABD’de merkezi otoriteye bağlı olan ve eyaletlerdeki polis gücü yetersiz kalınca devreye giren “National Guard” denen bir nevi ABD Kara Kuvvetleri birlikleri sokaklara inmiş durumda.
Bu yazı yazılırken göstericiler Beyaz Saray önünde polisle karşı karşıya gelmişti.
Beyaz Saray’ın önündeki kalabalığın kızgın olmasının haklı sebepleri var.
Çünkü en son iki yıl önce beyaz üstünlükçülerin bayrak açıp sokaklarda yürümesine kayıtsız kalmış Trump, sicili böyle kabarık değilmiş gibi, gösteriler başladığından beri kalabalıklara “haydutlar” dedi, hatta sokaklarda şiddet devam ederse askerlerin adam vurmaya başlayacağıyla ilgili attığı tweet Twitter tarafından sansürlendi.
Trump, gösterilerin arkasında olduğunu iddia ettiği, adı anti-faşist kelimesinin kısaltılmasından gelen ANTIFA adlı sol grubun terörist ilan edileceğini bile açıkladı.
“Bile” çünkü bu bize çok tanıdık ve olağan gelse de, ABD tarihinde ülke içindeki bir siyasi örgüt ilk defa bir ABD başkanı tarafından terörist ilan edilmeye çalışılıyor.
ABD’de siyahlara yönelik bitmeyen ayrımcılık, Amerikan polisinin kurumsallaşan ırkçı tavrı üzerine konuşulacak çok şey var.
Fransız orijinli katil polis Chauvin’in soyadının, “şovenizm” dediğimiz kavramın ilham kaynağı olan, Napolyon ordusunun 16 kez yaralanmasına rağmen savaşa gitmiş, aşırı vatansever Fransız askerinin adıyla aynı olması gibi tuhaf rastlantıların hatırlattıkları hakkında da konuşmak zihin açıcı olabilir.
Ama ABD’deki bu büyük kaosun, Türkiye’de Gezi Parkı olaylarının yıldönümüne ve artan polis şiddeti vakalarına denk gelmesiyle ortaya çıkan riyakarlıklar ve aşırı benzerliklerden insan geri kalanına yoğunlaşamıyor.
“Bana her şey seni hatırlatıyor” şarkısını akla getiren benzerlikler bunlar.
Tabii en başta Trump’ın sokaklardaki göstericilere haydutlar, çapulcular demesi, “terörist ilan etme” silahını kılıfından bu denli hızlı çıkarması, gösterilerle ilgili tweetlerini sansürleyen Twitter’ı engellemek için bir kararnameye yayınlaması dejavu hissine neden oluyor.
Ama Trump destekçisi Amerikan cumhuriyetçilerinin gösterilerle ilgili yorumları daha da şaşkınlık verici.
En popüler cumhuriyetçi yorumcular ve sosyal medya trollerinin yazdıklarından bazılarını okuyalım:
“Şu anda BBC sadece ABD’deki protestolar diye yayın yapıyor. Polisin cinayetine tepki deyip, bütün isyankarlığı, yağmacılığı, yakıp yıkmayı haklı görüyorlar. Ayaklanmanın Soros’un fonladığı Antifa tarafından yönetildiğinden hiç bahis yok”
“Ülkenin her şehrine önceden tuğlalar yerleştirilmiş. Sayın Trump lütfen araştırın, videoları inceleyin, parayı takip edin ve sonra da Soros ve kuklalarını tutuklayın.”
“Bu kaosu ve şiddete STK’larıyla sebep olan yeni dünya düzeninin küreselci patronu Soros’u tutuklayın. Bu isyanı neden mi organize edip fonluyor? Tabii ki Amerika’yı yıkıp, şeytani tek dünya hükümetini doğurabilmek için.”
“Polisi suçlamayın. Beyazları suçlamayın. Siyahları suçlamayın. Küreselcileri suçlayın!”
“Önce koronavirüs yalanıyla ekonomimizi mahvettiler. Şimdi de şehirlerimizin yakılıp yıkılmasını destekliyorlar. Bu yıl başkan Trump ve ona destek verenlere savaş açıldı. Demokratlar gerçekten şeytanın ta kendisi”
“Minnesota Valisi, kaosu dış güçler ve aşırıların çıkardığını söyledi. Bunların hepsinin seçimle ilgili olduğunu biliyoruz. Adalet Bakanlığı ne zaman bu teröristleri kimin finanse ettiğini inceleyecek”
“Minneapolis polis müdürü az önce şehri yakıp yıkılan protestocuların, Minneapolisli olmadığını doğruladı. Daha önce Antifa’ya yaptığı gibi Demokrat George Soros bu çapulculara da para veriyor. Açık Toplum Enstitüsü ile kaosu fonluyor.”
Yüzünü görünce hepimize tanıdık gelecek Amerikalı sinema oyuncusu James Woods, herkese silahlanma ve kendini koruma hakkı veren ABD Anayasası’nın ikinci ek maddesini hatırlatmış ve şöyle demiş:
“Bu akşamki anarşi, İkinci Madde’nin ve sosyal medyayı kontrol etmenin neden önemli olduğunu gösterdi. Ancak gerçeği korursak kendimizi koruyabiliriz. Bilgi akışına Jack Dorsey (Twitter’ın kurucusu) sokaklara Soros hakimken biz kaybederiz. Amerika’yı geri kazanalım!”
İktidar yanlıları “hedef Trump ve seçimler” deyip, gösterilerin arkasında Soros’u ve küreselcileri bulurken, gösterilerin yağmaya ve sivillere yönelik şiddete dönmesi karşısında zor durumda kalan gösterileri destekleyenler de kendi komplo teorilerini üretmiş durumda.
Yine bize Gezi olaylarından fena halde tanıdık geleceği gibi şiddete karışan herkes “devletin ajanı”, “provokatör” olarak suçlanıyor.
Daha da ileri gidenler var.
Örneğin eski ABD Başkanı Obama’nın siyah ulusal güvenlik danışmanı Susan Rice bu şiddet olaylarının arkasında Rusya olabileceğini açıkça söyledi. New York Times da istihbarat kaynaklarına dayandırdığı bir haberle aynı “Rus eli” tezini savundu.
Peki Amerika’da iktidar yanlıları gösterilerin arkasında Soros’u, dış güçleri, küreselcileri bulurken, Türkiye’de iktidar yanlıları ne diyor?
Türkiye’de polisin işkencesinde hikmetler bulabilenler, sokakta bir Suriyeli gencin öldürmesi karşısında hemen devletimizin haklılığı için gerekçeler üretenler, basit sokak gösterilerini bile hızlıca darbe planlarına bağlayanlar, ABD’deki polis şiddeti karşısında ise birer Malcolm X’e, Martin Luther King Jr’e, insan hakları derneği Minnesota şube başkanına dönmüş durumda.
Tabii ki olaylar Türkiye’de geçmediğinden insanların haklı bir dava için sokaklara çıkmasını, bu uğurda üç beş karakolu yakmasını da anlayışla karşılıyorlar.
Devletin televizyonu, resmi ajansı ABD’de yaşanan kaosu gizlenemeyen bir heyecanla an be an Türkiye’ye aktarıyor, Gezi olaylarından beri hiç bir şeyi merkezinden bildirmeyen, hep arkadan arkadan dolanan “NTV öfkenin merkezinden bildiriyor”, yorumcular nihayet başka ülkeleri karıştıran ABD’nin de “Amerikan baharı”nı tatmasını kutluyor.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, polis şiddetini kınayan ve suçluların bir an önce bulunmasını isteyen İngilizce tweetler bile attı.
Türkiye’de yaşanan benzer bir polis şiddeti vakası ve patlak veren gösterilerle ilgili herhangi bir yabancı ülke lideri böyle tweetler atsaydı, çoktan “kaos planı”nın faturası o ülkeye çıkarılmıştı. Neyse ki Amerikalılar gösterilerin arkasında Türkiye olduğunu henüz söylemedi.
Demek ki sokak gösterisinin de göstericinin de başka ülkede olanı makbul.
El alemin ülkesinde olunca, gösteri hakkı bir anda kutsallaşıyor, yağma, yakıp yıkma bile insanın gözüne pek batmıyor.
Ne de olsa polis başka devletin polisi, yakılan yıkılan da başkasının malı mülkü.
Aslında insan hakları, gösteri hakkı evrensel, polis şiddeti her yerde aynı ama demek ki yurtdışındakinin tadı bir başka oluyor.
İnsanın gidip polise üç beş taş atası, bir caddenin ortasına barikat kurası bile geliyor.
Hiçbir şey yapamayan en azından bir tweet atsın
Ne de olsa o tweet için ihbar edilip, ertesi sabah kapınıza New York emniyetinden polislerin dayanmayacağı kesin…
Artık bu kadarını da yaparsınız herhalde…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025