Halil BERKTAY
Aydınlanma’nın, insanı somut tarihsel zamana yerleştirmek şöyle dursun, eskiden olduğundan da fazla tarih dışı kıldığından; bu bağlamda, düpedüz tarih düşmanlığından söz ediyordum. Bunu, Aydınlanma’nın özellikle Ortaçağa ilişkin tavrında çok net bir şekilde gözlüyoruz.
Çünkü Aydınlanma için tarih, çok büyük ölçüde Ortaçağ demek. Aydınlanma 17. yüzyılda başlayıp 18. yüzyıla uzanıyor. Fikrî kökenleri bir yandan Rönesans’ta (sivil hümanizma), diğer yandan Bilimsel Devrim’de. Yani neresinden bakarsanız bakın, bir Yeniçağ (Erken Modernite) süreci. Hemen öncesinde ise bin yıllık bir Ortaçağ var. Üstelik o sırada Prehistorya bilgisi hemen hiç yok (kavramı bile mevcut değil). Arkeoloji yapılmıyor; sadece İtalya’da, insanlar yerüstündeki Colosseum’a, Circus Maximus’a, Panteon’a hayretler içinde bakıp bu “antika”ların (eski eserler anlamında antiquitates) yapıldığı zamana Antikite adını veriyorlar. Ama bu İlkçağ henüz cılız. Roma ve biraz da Eski Yunan ile sınırlı; Mezopotamya, Mısır ve diğer “erken kara imparatorlukları” yok sahnede. Buna karşılık Ortaçağ yakın ve büyük bir heyûla. Muazzam gölgesi Yeniçağın üzerine düşüyor.
Dolayısıyla Erken Modernite ve özellikle Aydınlanma, kendi kökenlerini, yani Nabi’nin deyişiyle nereden gelip nereye gittiğini cidden arayacaksa, öncelikle orada arayacak. Bu, faraza Bolşevik Devrimi ve Sovyetler Birliği’nin kökenlerini Çarlık Rusyası’nda; keza Fransız Devriminin kökenlerini Mutlakiyet rejiminde, 14. Louis’den 16. Louis’ye ancien régime’de ve krizinde; ya da Türkiye Cumhuriyeti’nin kökenlerini Osmanlı’da, Tanzimat’ta, Jön Türklerde ve İttihatçılarda aramak gibi bir şey. O derecede normal, mantıklı ve zorunlu. Bu “önceki aşama”ları sevmesen, yıkmış devirmiş olsan bile.
Ama işte problem tam da bu : radikal dönüşüm dönemlerinin sübjektivitesi, öznel bilinci, hiç hoşlanmıyor böyle bir devamlılık fikrinden. Siyasal ve düşünsel devrimler, “eski düzen”e kendilerini doğuran ana rahmi değil, öldürdükleri canavar olarak bakmayı tercih ediyorlar. Dolayısıyla geçmiş ile aralarındaki ilişki ak ile kara gibi, ya da bir 1-0 zıtlığı, bir binary opposition gibi resmediliyor.
Aydınlanma için de aynen böyle : Ortaçağ ve hattâ (Ortaçağdan aşırı genelleme yoluyla) hemen bütün geçmiş, bütün tarih, bir nefret nesnesi. Özel olarak Ortaçağ, asla bildiğimiz, yerleşmiş, bilimsel anlamıyla tarih değil. Kendi gelişimi, somut koşulları ve somut zamanı yok. Daha önce söylediğim gibi, bir bâtıl inançlar, hurafeler ve sisler, Nabi’nin tipik Aydınlanmacı ifadesiyle “tütsüler, kutsallıklar” çağı. İlginç olan şu ki, Aydınlanma düşüncesi bu özellikleri yer yer bütün tarihe teşmil ediyor. Ya da bütün tarihi uçsuz bucaksız bir Ortaçağ gibi algılıyor.
Şiir ve müzikten bir örnek vereceğim. Beethoven, Dokuzuncu Senfoni’nin dördüncü (korolu) bölümünde, Schiller’in “Neşeye Övgü” (An die Freude) şiirinin sözlerini kullanmıştı. 1785’te Schiller’in aslında “Hürriyete Övgü” (An die Freiheit) demek istediğini, ama sansür nedeniyle Freiheit (hürriyet) yerine Freude (neşe) sözcüğünü geçirdiğini biz de biliyoruz, çağdaşları ve tabii bu arada Beethoven da. Zaten onun için, 1824’te, Restorasyon’un göbeğinde ve Metternich’in gizli polisinin egemenliğinde, bu şiiri alıp tekrar kullandı; Fransız Devriminin mirasına Eroica’dan sonra bir diğer büyük anıtı yarattı.
Gelelim, konumuzla bağlantısına. Şiirin ve senfoninin dördüncü bölümünün bir yerinde, Schiller/Beethoven, “neşe”ye (siz “hürriyet” diye anlayın) şöyle seslenir : Deine zauber binden wieder / Was die mode streng geteilt. Yani : “Geleneğin, örf ve âdetlerin <[I>die mode : custom] böldüğü her şeyi / Senin sihrindir, yeniden birleştiren.” Ve bunu Alle menschen werden brüder dizesi izler : “Kardeş olur bütün insanlar...” Dikkat edin : bir insanlık var, ama gelenekler, örf ve âdetlerle bölünmüş yaşıyor. Derken neşe/hürriyet geliyor, bu örf ve âdet zincirini kırıyor; bu sayede insanlar kardeşlikte buluşuyor. Burada örf ve âdetler ile Ortaçağın veya feodalizm mirasının kastedildiği açık. Ve bu, derhal bütün tarihe, geçmişin olumsuz mirasına eşitleniyor. Net Aydınlanma yanlıları olarak Schiller ve sonra Beethoven, insalığın hürriyet (liberté) ve kardeşliğe (fraternité) kavuşmasını, geçmişin yükünden kurtulmaya bağlıyorlar. Tarih ve/ya Ortaçağ karşıtlığının bundan veciz ifadesi olamaz.
Aydınlanma, Ortaçağı tarih olarak anlamak yerine, Ortaçağı ve Ortaçağın şahsında bütün tarihi (tarih nosyonunu, tarihin mirasını, tarihe bağlılık duygusunu) toptan yıkmaya girişti. Öte yandan, Aydınlanma’nın ve Fransız Devriminin düşmanları da Akıl karşısında Tarih bayrağı etrafında toplandılar. Bu yüzden, 18. yüzyıl değil, 1815-1914 arasının “uzun 19. yüzyıl”ı, asıl “Tarih”in, historismus’un, historicism’in, tarihsiciliğin yüzyılı oldu. Aklın tiranlığı bu sefer yerini Tarihin tiranlığına bıraktı. Bu konuları işlemeye devam edeceğim.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları





































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024