Hasan CEMAL
Son derece kritik bir derbi maçında kazandığımız üç puan, yaralı Galatasaray açısından olumlu bir gelişme. Ama sevinemedim. Niye? Çünkü sahaya inip şiddete başvuranlar ‘güzel oyun’a çok fena çamur bulaştırdılar. Çünkü hızla kutuplaşan Türkiye’de cepheler gitgide keskinleşiyor, ‘sevgisiz’leşiyor.
Başbakan Erdoğan, öyle anlaşılıyor ki, kutuplaşmadan siyasal çıkar bekliyor, bunun kendisine seçim sandığında daha çok oy kazandıracağına inanıyor. Olabilir. Ülkeyi toplumu cephelere bölerek bir seçim kazanabilir. Peki ama ondan sonra böyle bir Türkiye’yi nasıl yönetebilir? Bunu da düşünse ara sıra...
Galatasaraylı’yım.
Ama sevinemedim.
Beşiktaş’ın sahasında 1-0 geriden gelip,büyük Drogba’nın golleriyle ikinci yarı maçı çevirmiş olmak beni mutlu etmedi.
Ne yazık ki öyle.
Daha önce başıma hiç gelmemişti. Cimbom’un bir galibiyeti bende ilk kez böyle tuhaf duygulara yol açtı.
Üç puana bir itirazım yok tabii. (Futbol Federasyonu’ndan maçı iptal gibi farklı bir karar çıkacağına ihtimal vermediğim için galibiyet diyorum, üç puandiyorum.)
Son derece kritik bir derbi maçında, üstelik deplasmanda kazandığımız üç puan, yaralı Galatasaray açısından elbette olumlu bir gelişme...
Ama sevinemedim işte.
Beşiktaş’a da yazık oldu.
Oysa Bilić’le ligde ne güzel bir başlangıç yapmışlardı. Hırvat Hoca, yeni bir ruh ve heyecan katmaya başlamıştı takıma da, taraftara da...
Neden sevinemedim?
Niye mutsuz oldum?
Bir neden çok açık:
Maçın 90+2’de yarıda kalmasına yol açan olaylar futbol adına çirkindi.
Hem de çok çirkin.
Tribünlerden yeşil sahaya inip şiddete başvuranlar bu ülkede ‘güzel oyun’a çok fena çamur bulaştırdılar.
Bu eylemciler aynı zamanda eğer Beşiktaş taraftarıysalar sadece bu ülkede futbola değil, takımlarına da çok büyük fenalık yapmış oldular.
Nefret süreci yaşanmakta!
Galatasaray’ın galibiyetinden neden mutlu olmadım sorusunun ikinci yanıtına gelince...
‘Siyaset’le ilgili bu yanıt.
Sözü uzatmak fazla istemiyorum.
Türkiye büyük bir hızla kutuplaşıyor!
Uçlara itiliyor.
Cepheleşiyor Türkiye!
Ve cepheler gitgide keskinleşiyor.
Bu süreçte tarafların birbirleri hakkında besledikleri duygu ve düşünceler her geçen gün negatif hâl alıyor.
Bunun altını özellikle çizin.
Birbirlerine karşı pozisyon alanlar her geçen gün daha ‘sevgisiz’leşiyor.
Artık birbirlerinin yüzüne bile bakamaz hâle geliyorlar.
Evet, nefret süreci yaşanmakta!
Böyle bir süreç derinleştikçe derinleşiyor.
İpler koptukça kopuyor!
Diyalog kanalları torpillendikçe torpilleniyor.
İktidarla muhalefet siyah beyazlaşıyor, aralardaki demokrasiyi demokrasi yapan gri alanlar hızla yok oluyor.
Bu çok tehlikeli bir gelişme.
İstikrar adına, barış adına tehlikeli.
Şeytanın avukatlığına soyunup soralım
Derbide pazar gecesi tribünlerden yeşil sahaya atlayanların ne yapacaklarını bilmez halde sağa sola saldırmaları kadar, maç sonrası yapılan yorumlar da bana bu keskin kutuplaşmayı düşündürdü.
Kulak veriyorum medyaya. Yaşananlar konusunda özellikle iktidar kanadından kulağıma çalınanları not ediyorum:
“Organize işler...”
“Provokatörler!”
“Darbe zemini oluşturmak” için harekete geçenler...
Malum klişeler.
Olimpiyat Stadı’nda yaşananlar da, Gezi’den beri artık çiğnene çiğnene içi boşalmaya başlamış değerlendirmelere konu oluyor.
Peki, şeytanın avukatlığına soyunup soralım:
Gerçek payı olabilir mi?
Diyelim ki var.
Kim sorumlu bundan?..
Gerçekten öyle, kim sorumlu?
Bugün gelinmiş olankutuplaşma ortamıklasik deyişle kimin eseri?
Örneğin, akla takılıyor:
Çarşı’nın karşısına 1453 Kartalları’nı kim koydu?
Kadıköy’de, Saracaoğlu Stadı’nda Fenerbahçe tribünleri nasıl bölünmeye uğradı?
Bunların hepsi Gezi sonrasında yaşanmadı mı?
Kutuplaşmanın baş sorumlusu belli!
Öte yandan, bugün fokur fokur kaynayan politika kazanının altına hiç kuşkusuz muhalefet de,CHP de odun attı, atıyor.
Peki ama baş sorumlukim?
Söyler misiniz?
Barış ve istikrar adına son derece tehlikeli olan bu kutuplaşma sürecinde baş sorumlu bellidir:
Başbakan Erdoğan ve iktidar anlayışı!
Başbakan Erdoğan Gezi’yi, Taksim protestosunu baştan itibaren son derece yanlış okudu. Bu nedenle de Gezi’den beri siyaseti ve toplumu gerdikçe gerdi.
Barış dili değil, çatışma diliyle Gezi konusunda kendisinden farklı düşünen herkesi ‘karşı cephe’ye itti.
Kendisini eleştiren herkesi komplocu yaptı.
Kendisini protesto edenleri, ‘darbe tertipleri’ne alet olmakla suçladı.
Hatta darbeci ilan etti.
Akıl alır gibi değil.
İçte ve dışta, Mısır’ı, Suriye’si, çözüm süreci, demokratikleşme dâhil hangi temel konuda kendisinden ayrı düşen, eleştiren varsa, kendisini sorgulayan varsa vay haline!
Suçlama hazır:
Darbe ortamına zemin hazırlamak!
Muhalefet olmayacak, eleştiri olmayacak, sorgulama olmayacak!
Eğer olacak olursa, evet, vay haline.
Susup oturacaksın.
Erdoğan ve politikalarına toz kondurmayacaksın.
En ufak bir eleştiride Tayyip Erdoğan, o olmazsa gönüllü tetikçileri derhal yaylım ateşine başlıyorlar.
İşte bu zihniyettir, bu kafadır, Türkiye’yi her geçen gün daha fazla geren ve kutuplaştıran...
Siyaset ve toplumu böylesine kutuplaştırıp cepheleştirirsen, bundan her türlü odakyararlanmaya başlar.
Bunda şaşılacak bir şey yok.
Bu kafanın demokrasiyle ilgisi olamaz
Bu cepheleşmiş ortam, bu uçlara itilmiş, kutuplaşmış ortam öncelikle Erdoğan iktidarının eseridir, başkasının değil.
Bu cepheleşmeyi, kutuplaşmayı yaratan zihniyetin, bu kafanın demokrasiyle, hukukla, özgürlükle ilgisi yoktur, olamaz.
Bu zihniyetle, bu kafayla Türkiye her geçen gün daha kötüye gider.
Başbakan Erdoğan, öyle anlaşılıyor ki, kutuplaşmadan, cepheleşmeden siyasal çıkarbekliyor, bunun kendisine siyasi rant sağlayacağına, seçim sandığında daha çok oykazandıracağına inanıyor.
Olabilir.
Ülkeyi kutuplaştırarak, toplumu cephelere bölerek bir seçim kazanabilir.
Peki ama ondan sonra böyle bir Türkiye’yi nasıl yönetebilir?
Bunu da düşünse ara sıra...
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024