Hasan CEMAL
Sayın Başbakan; 'Ben göğsümü gere gere Erdoğan'ı destekledim. Ama şimdi utanıyorum' diyen Nazlı Ilıcak'a kulak verin. Belki de biliyorsunuz; sevgili meslektaşım Ilıcak, televizyonda dile getirdiği bu samimi düşüncelerini kendi gazetesi Sabah’ta bu açıklıkta yazamıyor.
Sayın Başbakan; yıllar içinde öylesine bir medya düzeni dizayn ettiniz ki, öylesine bir 'Beyefendi rahatsız olmasın' gazeteciliğinin temellerini attınız ki, bu yeni düzende farklı ve eleştirel sesler gün geçtikçe daha az yerde çıkabiliyor. Neden mi böyle?
Başbakan Erdoğan’ın şu sözlerini bir daha köşeme alıyorum.
Lütfen bir kez daha okuyun.
Partisinin Meclis Grup toplantısında demiş ki:
“Biz, kızların erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmedik, etmiyoruz.
Bazı gazeteler şöyle yazmış, köşe yazarları böyle yazmış.
Ne yazarlarsa yazsınlar.
Bazı yerlerde yurtlar noktasında ihtiyaca cevap veremediğimiz için bazı yerlerde evlerde kalma noktasında sıkıntılar yaşanıyor. Buralarda güvenlik güçlerimize, emniyetimize, valiliklerimize gelen istihbari bilgiler var.
Bu istihbari bilgilerden hareketle de valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar.
Bazı köşe yazarları inadına bu tür şeyleri yazıp çizecekler diye, kusura bakmasınlar, biz bu ihbarları bir kenara atamayız.
Ve valiliklerimiz de, emniyet teşkilatımız da bu tür ihbarları değerlendirir ve bunların üzerine gider.
Bunu da buradan ilan ediyoruz.
Bu işte kararlı adım atmaya mecburuz.”
'Bazı köşe yazarları' olarak susmayacağız!
Sayın Başbakan;
Gerçekten Allah size akıl fikir ihsan eylesin!
Başka ne diyebilirim ki?
Evet biz, sizin deyişinizle bazı köşe yazarları bu açıdan yazmaya ve sizi eleştirmeye, uyarmaya devam edeceğiz.
‘Bazı köşe yazarları’ olarak azınlıkta da kalsak öyle.
Susmayacağız!
Çünkü sizin bu zihniyetiniz tehlikeli.
Hem de çok tehlikeli.
Düşünce polisliği gibi, ‘ahlak polisliği’ne de yer yoktur demokratik düzenlerde.
Ahlak adına demokratik hak ve özgürlüklerin canına okunduğu, insanların ‘mahremiyeti’ne girildiği, devlet eli ile özel hayatlarına karışıldığı bir devlet ve toplum düzeni demokratik de değildir, laik de değildir.
Gezi direnişi böyle patlamıştı
Farkında mısınız?
Toplumu yeniden geriyorsunuz.
Kutuplaştırıyorsunuz.
Toplumsal ve siyasal tansiyonu yükseltiyorsunuz.
Unutmayın.
Gezi direnişi böyle patlamıştı.
‘Darbeciler’in değil, sizin eserinizdi Gezi!
Özgürlüklere dönük, hayat tarzlarına dönük, farklılıklara dönük olarak sergilediğiniz tahammülsüzlük ve hoşgörüsüzlük örnekleri zaman içinde birike birike Gezi’yi patlattı Taksim’de…
Şimdi de, fokur fokur kaynamaya başlayan kazanın altına yeni odunlar atmaya başladınız.
Yazık!
Nazlı Ilıcak'ın sözlerine kulak verin
Sayın Başbakan;
Nazlı Ilıcak’ın şu sözlerine kulak verin lütfen:
“İnsanların özel evlerine müdahale seçim yatırımı da olsa hoş değil. Bir yandan kendine demokrat diyeceksin, bir yandan evlere müdahale edeceksin, bir yandan da insanlardaki korkuları besleyip kutuplaşmayı arttıracaksınız.
Bu bir seçim yatırımı ise daha da kötü.
Eğer AKP merkez sağdan İslamcı bir kimliğe evrilmişse, ben bilmiyorum.
Ama bu tavır ne demokrat, ne de muhafazakârdır.
Bunu şiddetle kınadığımı ve hukuk dışında bulduğumu söylemek isterim. Eğer bundan oy gelecekse hiç gelmesin.
Ben buna üzülüyorum.
Türkiye'ye hizmet eden bir Erdoğan vardı. Ben göğsümü gere gere Erdoğan'ı destekledim.
Ama şimdi hakikaten utanıyorum.
Bu tavır, çok yanlış bir tavır.
Tekrar ediyorum.
Demokrat bir tavır da değil, muhafazakâr bir tavır da değil.” (Nazlı Ilıcak’ın 5 Kasım Salı akşamı CNN Türk’teki Dört Bir Taraf programında yaptığı konuşmadan).
Ilıcak bu düşüncelerini kendi gazetesinde yazamıyor
Sayın Başbakan;
Bu eleştiri ve uyarılar Nazlı Ilıcak’ın.
Bunun altını özellikle çiziyorum.
Eleştiri ve uyarıların sahici ve samimi olduğunu vurgulamak için belirtiyorum bu noktayı…
Belki de biliyorsunuz:
Sevgili meslektaşım Nazlı Ilıcak, bu sahici ve samimi düşüncelerini kendi gazetesi Sabah’ta bu açıklıkta yazamıyor.
Ne yazık ki öyle.
Sayın Başbakan;
Yıllar içinde öylesine bir medya düzeni dizayn ettiniz ki, öylesine bir Beyefendi rahatsız olmasın gazeteciliğinin temellerini attınız ki, bu yeni düzende farklı ve eleştirel sesler gün geçtikçe daha az yerde çıkabiliyor.
Neden mi böyle?
Özgürlük alanlarını daralttınız.
Daraltmaya da devam ediyorsunuz.
Ahlak polisliği bunun son örneği.
Arkasından 'bekâret kontrolleri' mi gelecek?
Bir zamanlar zina diye, kürtaj diye bu oyun oynanmıştı.
Şimdi anlaşılan o ki, durumdan vazife çıkaracak ‘devlet elemanları’nın eliyle, yani ‘ahlak polisleri’nin ev baskınları ile yola devam edilecek.
Aklınızı ekmek peynirle mi yediniz?
Soruyorum:
Arkasından da bekâret kontrolleri mi gelecek?..
Gerçekten hazin bir durum
Bu arada, aşağıda bir yazıdan yaptığım kısa bir alıntı yer alıyor.
Okumakta yarar var.
Çünkü geldiğimiz noktayı iyi özetliyor.
_____________________________________________________________
Steven A. Cook’u tanır mısınız bilmem. ABD’nin muteber fikir fabrikalarından The Council on Foreign Relations’ın önde gelen Ortadoğu ve Türkiye uzmanlarındandır. Bizim medyanın pek sevdiği tabirle bir ‘Türk dostu’dur. Daha doğrusu öyle bilinirdi...
Dün blogunda, ‘Artık bana müsaade’ gibisinden bir başlıkla uzunca bir yazı yayınladı Cook… Son üç yıldır, ama özellikle de Gezi eylemlerinden sonra Türkiye’nin nasıl tadının kaçtığını anlatıyor.
Her şey, ‘Arap Baharı, Türk Sonbaharı’ başlıklı eleştirel yazısıyla başlamış... Yahudi kimliği vurgulanarak yöneltilen eleştirilerle bir biçimde baş etmeyi bilmiş. Bir figüran olarak içine yerleştirildiği komplo teorileriyle de.
“Ama” diyor, “Özellikle son altı ayda bir şeyler değişti. Türk siyasetinin dili iyice karanlıklaştı. Yabancı gözlemcilere yönelik saldırılar çığırından çıktı.”
Gezi eylemleri sırasında maruz kaldığı, maalesef bazıları akademi ve medya kaynaklıırkçılığa varan hakaretleri, karalama ve sindirme girişimlerini, hatta tehditleri, işin ilginci isim vererek anlatmış Cook.
Ve şöyle bitirmiş yazısını:
“Türklerin sevdiği bir laf vardır, ‘Dost acı söyler’ diye. Güzel bir aforizma bu ama doğru değil. Türkler sadece tatlı şeyler duymaktan hoşlanıyor. Türkiye’nin siyasetini eleştirme cüretini göstermeye görün, hükümet taraftarları size, meslek ahlakınıza, işvereninize ve kişiliğinize demediğini bırakmayacaktır. Ne hazin bir durum.” (Erdal Güven’in dün Taraf’ta çıkan köşe yazısından)
Steven A. Cook’a katılıyorum, gerçekten hazin bir durum.
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024