Kurtuluş TAYİZ
17-25 Aralık darbesinin ardından yaşanan gelişmeleri basit biçimde "iktidar savaşı" olarak tanımlayıp aradan çekilenlerin eksik bıraktığı soru, bu savaşın taraflarının kimler olduğuydu. Gerçi bu soruya "Gülen ve Erdoğan arasındaki iktidar savaşı" biçiminde yanıt verenler de yok değildi; ancak bu yanıtın koskoca bir "iktidar savaşı"nı açıklamaya yeterli olmadığını kabul etmek gerekiyor. Bir iktidar savaşının kişilerle sınırlandırılamayacağı, farklı toplumsal grupları kapsayacağı ve bu grupların ekonomik-siyasal çıkarlarını yansıtacağı açıktır. Kaldı ki küreselleşme çağında iktidar savaşları, uluslararası bir nitelik kazanmıştır.
Türkiye'de 17-25 Aralık darbesi sırasında uç verdiği kabul edildiğinde "iktidar savaşı”nın görünürdeki siyasi temsilcisi CHP'ydi. İktidara yönelik suçlamaları bu parti demokratik alanın içine taşıdı ve iktidar savaşının temsilcisi olarak göründü. Ne var ki bu görüntüye rağmen yine de CHP, 17 Aralık'ta kopan kavganın bir tarafı olarak algılanmadı; bunun nedeni, CHP'nin bu savaşın öznesi olmamasıydı. CHP, devleti ele geçirmek isteyen ama gayrimeşru yapısı nedeniyle demokratik alana giremeyen derin bir gücün sadece taşeronluğunu yaptı. Burada CHP'nin çıkarlarını yansıttığı gruplar ile taşeronluğunu yaptığı derin gücün çıkarlarının örtüştüğü öne sürülebilir, ancak bu bile CHP'yi iktidar savaşının bir tarafı kılmaya yetmez; savaşın öznesi kimse, asıl tarafı da o olur; CHP, bu savaşta sadece derin bir gücün nesnesi olduğundan, temsil ettiği toplumsal kesimler adına bir taraf da olamadı.
Deniz Baykal'a karşı geliştirilen kaset komplosunun amacı CHP ile derin bir gücün çıkarlarını örtüştürmek değildi elbette; kaset komplosunu yapan derin yapının amacı, önce CHP'yi sonra da Türkiye'yi dizayn etmekti. Kaset kumpasının ardından, 10 Mayıs 2010'da kameraların karşısına geçen Deniz Baykal, bu gerçeğe şöyle dikkat çekmişti: "Bu bir kaset olayı değildir, bir komplodur. Bu komplonun hedefi sadece ben değilim, aynı zamanda CHP'dir. CHP de bu kirli tezgâhlar karşısında yolunu seçmek zorundadır. Benim istifa kararım, hem Türkiye siyasetini hem CHP'yi yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkân tanıyacak hem de CHP'ye bu komployla hesaplaşma fırsatı verecektir." (10 Mayıs 2010) Kabul edelim ki CHP, Cemaat için bir ortak değil, ele geçirilip yönlendirilecek siyasi bir partiydi sadece. Bazılarına zor gelse de CHP, kaset kumpasını gerçekleştiren paralel yapı için sadece bir kurbandı. Bu ilişkinin zamanla aşka dönüştüğünü savunanlar da var; ki bu, bence çok da yanlış değil.
AKŞAM ve Star gazetesinin günlerdir yayımladığı istihbarat raporlarına dayanan paralel yapı ile bazı CHP'liler arasındaki diyaloglarda da bu ruh hali açıkça gözle görülüyor. Cemaat'in Türkiye'deki istihbarat şebekesini yönetmekle ilgilenen şahıs, CHP'nin Meclis grup başkan vekili ile İstanbul milletvekili karşısında fazlasıyla baskın pozisyonda. Casuslukla suçlanan bu yapının elemanı, CHP'lilere karşı sorgulayıcı, yönlendirici, azarlayıcı, tehdit edici bir dil kullanıyor; CHP'liler ise bu kişi karşısında itaat eden, emir bekleyen, uygulayan ve yerine getiren pasif bir tavır sergiliyor. Öyle ki CHP'liler, genel başkanlarının bile bu derin yapının emri altında olduğunu beyan etmelerine rağmen, karşı tarafın "Gerzek başkanına söyle..." türünden hakaretlerine engel olamıyor. Basit bir söylem analiziyle bile Cemaat-CHP ilişkisinin bir ortaklığa dayanmadığını çıkarmak mümkün. Ortada tek bir tarafın aklı ve verdiği savaş var; CHP, bu savaşın sadece bir aparatı. Pensilvanya'nın "siyasi kolu" demek bile bu ilişkide CHP'ye fazla şahsiyet kazandırmak anlamına gelir ki, bunu en azından CHP yöneticileri için söylemek hakaret sayılmasa gerek.
Pensilvanya'nın ya da paralel yapının iktidar savaşının en azından bir tarafı gibi göründüğü gerçek. Savaşın öznesi bu grup gibi. Ama ciddi bir "iktidar savaşı" analizi yapmaya kalktığımızda, bu istihbarat şebekesinin toplumun hangi kesimlerinin çıkarlarını temsilen bu savaşa katıldığını anlamak güçleşir. Paralel yapıyı güvenlik bürokrasisi içinde filizlenen bir çıkar grubu olarak tanımladığımızda bile çok fazla yol alamayız. Bu yöndeki değerlendirmeler, casusluğa varan eylemleriyle öne çıkan bu istihbarat şebekesini "iktidar savaşı"nın bir tarafı olarak göstermeye yetmiyor. İktidar partisi, Türkiye'nin 81 ilinde büyük oy desteğine sahip bir parti. Sokaktaki her iki insandan birinin oyunu alarak geniş bir temsiliyete sahip. Peki paralel yapı hangi toplum kesimlerinin enerjisini yansıtıyor, dersiniz? Bir iktidar savaşından bahsedilecekse, bu savaşın tarafı olarak gösterilen Cemaat'in dayandığı sınıfsal-toplumsal kaynağın da belli olması gerekmez mi? Karşımızda güvenlik bürokrasisi içinde yuvalanan, adım adım devletin tüm kademelerine sızan, casusluk yöntemleri kullanan ve laik kesimlerin memnuniyetsizliğini de devşirmeye çalışarak iktidarı devirmeye kalkan bir istihbarat grubu var. "İktidar savaşı" için ortada bir istihbarat şebekesinden daha fazlası olması gerekir. Yapılacak bu yönlü analizlere küresel güçleri dâhil etmeden bir yere varmak pek mümkün değil. Seçilmiş hükümete karşı darbeye kalkan, devletin her kademesindeki yöneticiyi dinleyen, cumhurbaşkanını ölümle tehdit eden ve bu ülkenin başbakanını dinlemeye hâlâ devam eden bu istihbarat şebekesinin enerjisini yerel dinamiklerden almadığı ise gayet açık. Parelel yapı sahnede özne olarak görünse de asıl özne, bu yapıya enerji kazandıran uluslararası güçler veya istihbarat örgütleridir. "Dış" faktörleri katmadan yapılacak "iktidar savaşı" analizlerinin görüldüğü gibi hiçbir ciddiyeti yok.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019