Melih ALTINOK
Sigarayı mı bırakacaksınız?
Spora mı başlıyorsunuz yoksa?
Yarım kalan kitaplar...?
Bu sene daha çok “hayır” diyeceksiniz eminim.
Peki ya, daha sık aranacaklar, yaşamınızdan çıkartılacaklar...?
Haklısınız, twitter’da daha az zaman geçirmek ulusal hedefimiz.
Rejim ise zaten Allah’ın emri de, şu karbonhidratsızlık olmasaydı, değil mi?
Güzel, umut etmek iyidir. İyidir de, bahse girerim bu planlar yatacak.
Çünkü 2013’e yanınızda kendinizi de götürüyorsunuz ve irade eksikliği şu ya da bu nedenle sahip olamadığınız “eksileriniz”, tıpkı “artılarınız” gibi varlığınızı oluşturan özellikleriniz.
“Zor” yani.
Yo yo, değişemezsiniz, “haliniz kaderiniz” falan demiyorum elbette. Hayat belki de en çok “ulaşmaya uğraşmaktır”.
Ama üzülmeyin, kasılmayın, zararı yok, büyütmeyin diyorum. Zira şu an bu hedeflere ulaşamamış olmanız yaşamadığınız anlamına gelmediği gibi, onları gerçekleştirmiş olmanız hâlinde de mutlak mutluluğa ulaşmış olmayacaksınız.
Tamam, sakin ol, “Solaçık da bozdu, Ayşe Özyılmazel’e bağladı” diyen politik okur, yazının üçte ikisini size ayırdım. Sürpriz de var.
Evet, 2012’de de “nihai” hedefe ulaşamadık. Ama bu yıl da “olmazsa”, ki olmayacak, siz de üzülmeyin emi.
Yegâne “son” ölümdür. O, saflar belirginleşsin, büyüsün amacıyla “keskinleşsin” diye kırk dereden su getirdiğimiz “çelişki” de yaşamın ta kendisidir.
Yaşamın lineer bir çizgide seyrettiği hüsnükuruntudur, afyonun ruhudur.
Öğleden önceki kötü, ikindi vaktinde iyi de olur, daha yüksek bir ihtimalle de “önemsiz”.
Hayatın miladı olmaz, olsa olsa sizin buna “ihtiyacınız” olur.
Bu yüzden kendi varlıklarını meşrulaştırmak için, müdahale edilmezse, yani kendilerini desteklemezseniz, her şeyin daha kötüye gideceğini ve sürenin de ne yazık ki dolmakta olduğunu söyleyenlere gülünüz, geçiniz efen’im.
Bu dâhili ve harici bedbahtlar, bildiğiniz üzere en çok da memleketin politik atmosferinin gözbebeği olan Kürt sorunundan Kürt sorunundan gelmektedirler üzerimize.
Dolaysıyla, “son kuşak biziz, ya bizle ya hiç. Fırtına kuşağı da kapının ardında ve çok sinirli” tehditlerine karşı “karnımız tok” dedikten sonra “haddi len” hapını yutuveriniz.
Size anlatmalı-görüntülü bir tane vereyim mesela. Hem de yalnızca 2012’nin değil, öncesinin de sonrasının da olayı, “olayımız” nedir sorusu da havada kalmasın.
Yer: Van.
Tarih: Kasım 2012.
BDP’li göstericiler kendilerine su sıkan bir polis Toma’sı ile didişmekteler. Taşlar havada uçuyor. Polis de suyunu çıkartıyor.
Derken araç çamurlu bir çukura saplanıyor ve ters dönmüş kaplumbağa gibi, naçar, son bir hamle göstericilere bir kez daha su sıkıyor. Aracın üzerindeki pompanın 180 derecelik dönüşünü tamamladığı sırada oluşan gökkuşağıyla “oyun” duruyor. (Yılbaşı sabahı zorlama şiirsel gerçekçilik efekti değildir)
Bir anda yüzleri örtülü, ellerinde partilerinin bayrakları, sopalar, taşlar olan gençler de dâhil eylemciler aracın yanına gidiyorlar. Taş atmakta ısrarcı olanlar da bizzat göstericiler tarafından uyarılıyor.
Kimi Toma’nın içindeki şoför polise “gel gel” yapıyor. Kimi ise aracın çamurdaki tekerleğinin altına taş koyuyor. Nihayet araç kurtuluyor çamurdan.
Çatışma bitiyor. Toma su sıkmayı bırakıp yavaş yavaş eylem mahallinden uzaklaşıyor.
Göstericiler ise araca el salladıktan sonra dağılıyorlar.
Babasının elini tutmuş yürüyen “kırmızı pantolonlu” kız çocuğu da kadrajın dışına çıkıyor elbette...
Tabii ki, bir dahaki buluşmada “nerede kalmıştık” demek üzere...
Görüntüleri izlemezseniz çok şey kaçırırsınız sevgili okur. Buyurun adresi: http://www.youtube.com/watch?v=eF8IxFZY3zQ
Ya işte... Bunların hepsi yaşam, 2012, yeni yıl “felan feşmekân...”
2013’te de “bir şeyler” olacak ama ondan “her şeyi” beklemeyin emi. Yaşam bizim için idareli davranmaya, bir kısmı da geleceğe ayırmaya “devam edecek” çünkü.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Dün de TBMM. nde; en genç Mv. miz Bilal MACİT 1913 Darbesini; "tarihimizdeki kara leke" ve onun siyasi adını ittihatçılık olarak koyarak; kürsüden anlattı.. Bu önemli tarihi bize ve köşelerinde ve TBMM kürsüsünden hatırlatanlara tşkk!