Akdoğan Özkan
Ukrayna -Rusya savaşını, çatışmaların daha ikinci ayında, sona erdirme umuduyla İstanbul’da yapılan barış görüşmelerine katılan Kiev heyetindeki baş müzakereci Davyd Arakhamia, Ukrayna’nın tarafsız kalmayı kabul etmesi durumunda Rusya'nın o tarihte savaşı durdurmaya hazır olduğunu, ancak Batı'nın Ukrayna yönetimine savaşa devam etmesi telkininde bulunduğunu itiraf etti.
Arakhamia öyle sadece müzakereci kimliği olan biri değil. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin partisi olan Ukrayna Halkın Hizmetkarı Partisinin de sözcüsü. Üstelim Arakhamia, bu sözleri Ukrayna ulusal tv kanallarından 1+1 TV’ye geçen cuma günü yaptığı açıklamada dile getirdi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmek niyetinde değil tarafsızlığını sağlamak hedefinde olduğunu dile getiren Arakhamia şöyle konuştu:
“Rusya'nın amacı tarafsız kalmamız için üzerimizde baskı kurmaktı. Onlar için asıl mesele şuydu: Finlandiya’nın bir zamanlar tuttuğu yol gibi tarafsızlığı kabul edersek ve NATO’ya katılmayacağımıza dair taahhütte bulunursak savaşı bitirmeye hazırdılar. Asıl önemli mesele buydu onlar için.”
Tarafsızlığı kabul etmenin ve NATO üyeliğinden vazgeçmenin Ukrayna anayasasını değiştirmeyi gerektireceğini söyleyen Arakhamia, “ancak, Rusların bunu yapacağına dair güvenimiz yoktu. Bu ancak güvenlik garantileriyle sağlanabilirdi,” dedi.
İşte burası çok kritik, zira o güven sorunu bazı ülkelerin garantör olarak devreye girmesi ile aşılabilecekti. Nitekim hatırlayanlar olacaktır, Arakhamia, daha İstanbul müzakereleri sürerken 2022 yılı 29 Mart günü yaptığı bir açıklamada, hem Rusya'nın hem de garantör ülkelerin kabul edebileceği maddelerde uzlaşıya ulaştıklarını kaydederek, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 8 ülkeyi garantör ülke olarak görmek istediklerini söylemişti.
Davyd Arakhamia
Ancak o garantörlerden bazılarının niyeti başkaymış. Arakhamia, geçen Cuma 1+1 TV kanalına yaptığı açıklamada, o görüşmeler sırasında dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın önceden planlanmamış bir ziyaret çerçevesinde Kiev’e geldiğini ve Zelenski’ye savaşmaya devam etmelerini ve Moskova ile herhangi bir anlaşma imzalamamaları telkininde bulunduğunu da sözlerine ekledi.
Boris Johnson’ın barış imkanını çöpe atan ve Zelenski’yi savaşı sürdürmeye ikna eden bu tavrı, aslında Kiev’de yayınlanan Ukrayinska Pravda (UP) gazetesinin 5 Mayıs 2022 tarihli sayısında Roman Romaniuk imzasıyla yer alan bir haberde deşifre edilmişti daha önce. Hatta söz konusu Ukrayna gazetesi, Zelenski’nin yakın çevresinden bir ismin UP’den bir gazeteciyle yaptığı görüşmede basına yansımaması şartıyla söylediği, “savaşın ilk günlerinde o günküne [Mart’takine] benzer bir barış anlaşması önümüze konsaydı hiç düşünmeden imzayı basardık, ancak bunu şimdi yaparsak fazla taviz veriyormuş gibi görünürüz,” şeklindeki sözlerine de yer vermişti.
Evet, Ukrayna kaynaklarının söylediklerinden de anlaşılan o ki İstanbul’da barış için uzlaşı sağlanmış, iş garantör ülkelerin imzasına ve Ukrayna’nın tarafsızlığını perçinleyecek şekilde anayasasından NATO’ya katılım iradesini çıkarmasına kalmış, ama bu önemli fırsat Londra’nın (hamisi sayılacak NATO’nun) eliyle çöpe atılmış. Ve “hiç düşünmeden barış anlaşmasına imza atabilecek” bir ülke Batı’nın telkinleri -ve muhtemeldir ki vaatleri- ile birlikte gözü kapalı yüzbinlerce genç insanını ölüme göndereceği bir savaşa yürütülmüş.
Sonuç:
Topraklarının en değerli bölümlerini yitirmiş, denizle olan bağlantısını kaybetmek üzere olan, elde kalanları da Amerikan Blackrock şirketine satılmış bir ülke. Çökmüş bir ekonomi. Hiçbir kazanım elde edilmeden hayata, ya da koluna bacağına veda etmiş yüzbinlerce insan. Ölmek ya da sakat kalmaktansa ilk fırsatta ülkeyi terk etmekte olan genç insanlar.
Ayrıca gelinen noktada, bizzat eski CIA uzmanı Larry Johnson’un ağzından itiraf edildiği üzere, “Ukrayna'nın bu çatışmaya dayanma gücü ocak ayında, belki de en geç şubat ayında kırılmış olacak.” Emekli Amerikalı hâkim Andrew Napolitano’nun YouTube üzerinden yayın yapan “Judging Freedom” isimli programına katılan Larry Johnson, böyle bir öngörüde bulunmasının ardındaki temel faktörü, “Batı'nın Ukrayna'ya mali destek sağlamaya devam etme konusundaki isteksizliği” şeklinde değerlendiriyor.
Hiç düşünmeden barışı kucaklamaya hazır bir ülkeyi neredeyse her şeyini yitirmek üzere olduğu bir pozisyona içerdeki ve dışardaki işbirlikçileriyle birlikte sürükleyenler, Batı’nın savaş hevesi (!) kırıldıkça ve yukarıda bahsettiğim türden gerçekler bir bir ortaya çıktıkça ne düşünüyorlardır, yarın ne düşünecekler, bilmiyorum.
Tabii Ukrayna halkının bu süreçten geçerken ne düşündüğünü, yarın daha net öğrenebileceğiz Bugün gördüğümüz, sivilleri askere yürütme cephesinde durumun çok sıkıntılı olduğu. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin artık bir süredir hem askere almada hem de askerden firarlarla ilgili olarak ciddi sorunlar yaşadığı sır değil. 2023’ün dokuz ayında Ukrayna ordusundan 4 bin 638 asker firar etmiş, yaklaşık 10 bin 940 asker de kıt’asından veya görevi icabı bulunmak zorunda olduğu yerden izinsiz şekilde geçici olarak ayrılmış. Firar edenlerin beş ila sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldığı Ukrayna cezaevlerinde en az birkaç tugaya eş sayıda firari asker olduğu da dile getiriliyor. Büyük rakam! Üstelik firarların önemli bir kısmının yansıtılmadığı ve gizli tutulduğu da söyleniyor.
2021’de hakkında firar davası açılan asker sayısının 117 olduğu hatırlanırsa, geçen zaman içinde bu rakamın bu şekilde tırmanışının bile tek başına bir şeyler söylediğini düşünebiliriz.
Ukrayna’da yerel medyaya yansıyan haberlerden birinde, bir Rus füzesinin isabet ettiği ve hemen akabinde birkaç düzine askerin zayi olduğu bir kışlada patlama sonrası hayatta kalabilenlerden birinin, yanına bir makineli tüfek alarak hizmet yerini izinsiz olarak terk ettiğinden söz ediliyordu. Gıyabında görülen mahkemesinde bu firari askere 8 yıl hapis cezası verilmiş. Bu tip başka durumlarda kıt’asından ayrılan bazı askerlerin geri döndüğü ama soluğu askeri psikiyatristlerde aldığı da vaki imiş. Bir başka asker kaçağı da duruşmasında Liman'a yapılan taarruz sırasında ölmekten korktuğunu itiraf ediyor. Ona göre operasyon kötü planlanmıştı ve başarılması için yeterli ateş desteği yoktu. Karar: beş yıl hapis! Geçen temmuz ayında Romanya sınırında bir firariyi yakaladı Ukrayna askerleri. Karar; yine “beş yıl hapis.”
Frarlarının ardında “ölüm korkusu” dışında bir sebep aramak fuzuli sanırım. Şahsi olarak benim -hangi milletten olurlarsa olsunlar- haklarında ileri geri yorum yapmaktan kaçındığım bir insan grubu firariler.
Aslına bakarsanız “kahramanlardan” daha çok düşündürüyor firariler savaşı! Barış daha da kıymetli beliriyor öyle durumlarda. Hele bu barış bir ara bir adım ötenizde duran ama bir “heves” yüzünden ıskalanmış bir barış ise, daha da çok düşündürüyor!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
14.04.2025