Ali Türer
İçinde yaşadığımız küreselleşme sürecinde sosyal, siyasal, eğitimsel yaşantılara, post modern yaklaşımların etkisini beğensek de beğenmesek de kabul etmek zorunda kalıyoruz.
Bilim, teknoloji, iletişim, ulaşım, sermaye ve mal hareketlerinde olağanüstü üretim ve verimlilik artışı yaşanıyor. Fakat bu, dünyada ve tek tek ülkelerde daha kaliteli yaşama olanaklarından herkesin eşit oranda pay almasına yazık ki yol açmıyor.
Büyümeyle verimsizleşen yapıyı daha verimli hale getirmenin bir yolu olarak yerelleşme ve küçülme, modüler yapılanma gibi eğilimler ortaya çıkıyor. Fakat bu sürece paralel olarak bölgeselyurtseverlik, yerel, etnik, dini, kimliğe sahip çıkma eğilim ve iradeleri de giderek artıyor. Bu gelişme aynı zamanda farklı düşünceler ve inançlar arasında yabancılaşmayı, karşılıklı ötekileştirmeyi kışkırtan ve derinleştiren bir rol oynuyor. Post modern yaklaşımlar sürecin daha karmaşık, çatışmalı, belirsiz hale gelmesinde önemli rol oynuyor.
Zengin ve yoksul ülkeler arasında, bölgeler arasında ve tek tek ülkelerde gelir dağılımında adaletsizlik her geçen gün daha da derinleşiyor. Bilimsel teknolojik gelişmeden herkes aynı ölçüde yararlanmıyor. Bir yandan yeryüzünde insan hareketliliği, iletişim olanakları artıyor; fakat aynı ölçüde keyfilik, kaba güç kullanımı, dayatmalar, kimlik çatışmaları gibi görüntüler de artarak devam ediyor.
Silâhlanma yarışı, bölgesel çatışmalar eğitime ayrılan kaynağın büyümesini engelliyor. Bilimsel, teknolojik gelişmeye ters biçimde boş İnançlar, dini rekabet,inanç dayatmaları, yabancı düşmanlığı, ötekileştirme, pek çok ülkede bilimsel düşünmeyi, dayanışmayı, yaratıcı işbirliğini, olaylara objektif bakabilmeyi engelleyen faktörler halinde karşımıza çıkıyorlar.
Diğer yandan sanayileşmenin, yanlış teknoloji ve enerji üretimi ile kullanımının yol açtığı çevre sorunları, sera gazı etkisi ile dünyada ısınma, yeryüzündeki, yaşamı her geçen gün biraz daha fazla tehdit ediyor. İnsanlığın varlığını sürdürebilmesi, yeni bir çevre bilincine sahip olmayı üretim-tüketim anlayışlarını değiştirmeyi zorunlu kılıyor. Genç nesilde çevre bilincinin gelişebilmesi için, eğitimin evrensel düzeyde yeni görevler yüklenmesi gerekiyor.
Bu gelişmelerin eğitim yaşantıları üzerindeki etkileri de daha çok olumsuz oluyor.
Çok kültürlülüğe, yerelleşmeye aşırı ilgi, programların yerel ihtiyaçlara göre belirlenmesi, program düzenlemeye öğrenciyi de katma, eğitimde bireyselleşme, zaman ve mekân kullanmada esneklik, eğitimde rehberliğin, kılavuzlayıcı, yapılandırıcı yaklaşımların öne çıkması, eğitimde bilgisayar kullanımının, uzaktan eğitim olanaklarının artması, okul öncesi eğitime verilen önemin artması bu süreçte eğitimde yaşanan olumlu gelişmelerdir.
Fakat bütün bu gelişmeler, eğitimde kaliteyi arttırma, fırsat eşitliğini sağlama yönünde gelişmiyor. Kaliteli eğitime ulaşmanın, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamanın önündeki engeller büyüyor. Ekonomik-sosyal sistemin zaaflarından beslenen kişilik yönelimleri eğitimden beklenen işlevde sapmalara yol açıyor.
Pratik yaşantı ile alınan klasik eğitim arasında ortaya çıkan ayrışma giderek büyüyor. Bugün yararlı bilgilerimizin çoğunu artık formel eğitimden değil cep telefonlarından, bilgisayarlardan, gündelik yaşam içinde yaşadığımız deneyimlerden ediniyoruz. Teknolojik çağın yeni insanı için formel eğitimin yetersizliği her geçen gün daha belirgin hale geliyor.
Kadının sosyal yaşama, ekonomik yaşama daha aktif katılması ailenin eğitici rolünde gerilemeye yol açıyor.
Emeğin verimliliğinin giderek artması, haftalık zorunlu çalışma saatlerinin kısalması boş zamanları değerlendirme gibi bir sorunortaya çıkardı.Etkisi de giderek artan, genişleyen bu yeni sektör (medya, sosyal medya, eğlence aktörü, spor v.b.) ile devletin eğitim politikası her zaman uyumlu gitmiyor.
Ya da uyumlu gittiğinde bunun halka yansıması yazık ki çoğu kez olumsuz oluyor. Willy Brandt bu sektörün tümüyle devletin ya da tekellerin kontrolü altında şekillenmesinin kültürel, siyasi, sivil yaşamın belirli ellerde manipüle edilmesi boyutunda nasıl tehlikeli sonuçlar ortaya çıkaracağına daha 1990’larda dikkati çekmişti.(1)
Öte yandan genişleyen hizmetlersektörüyle birlikte “beyaz yakalı” olarak tanımlanan ara insan gücünde ortaya çıkan artış, kalitelieğitime talebi giderek arttıran bir rol oynadı, toplumsal hareketlilik içinde, statü değişikliklerinde eğitimin rolü giderek artı.
İletişim ve enformasyonda yaşanan gelişmeler ile desteklenen süreçte devletin (ya da siyasetin) tek yönlü, kendi çıkarlarını başa alan, aynılığı dayatan eğitime dönük müdahaleleri azalıyor mu yoksa artıyor mu? Bu soruya verilecek yanıt, ülkelerin demokratikleşmede aldığı yola göre değişkenlik gösteriyor.
Siyasal-kültürel yaşamı algı operasyonlarıyla manipüle etme olanakları yeni medya ve iletişim olanakları ile bugün olağanüstü artmıştır. Fakat bilimsel-teknolojik devrimin, iletişim devriminin, yeni bilgi toplumu arayışlarının etkisi her ülkede aynı yönde ve derinlikte de değil.
Henüz modernleşme sürecini tamamlamamış, eğitim sistemini çağdaşlaştıramamış bizim gibi toplumsal değişimlere post modernleşmenin etkileri daha da olumsuz oluyor.
Bizim gibi ülkelerde post modern yaşama tepki gibi ortaya çıkan, oysa gücünü post modern gelişmelerden alan geleneksel yapılar giderek güçleniyorlar. Algı operasyonları ile toplumsal bellekte diri kalmış belirli korkuları diriltiyor, ideolojik dayatmalarla toplumu manipüle ediyorlar. Bu manipüle edişin dogmatiklik, farklı düşüneni dışlama, hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı, bilim dışı eğilimlerde artış gibi sonuçları oluyor.
Demokratik, laik, bilimsel eğitim arayışlarının önü kesiliyor.
Eğitim bir kamu hizmeti olmaktan çıkıyor, özelleşiyor ya da araçsallaşıyor.
Bugün ülkemizde yaşanan tam da bu değil mi?
(Durumu analiz etmeye önümüzdeki hafta devam edeceğiz)
KAYNAKLAR
- Brandt, Willy. Demokratik Sosyalizmin Geleceği”.Geleceğin Sosyalizmi Çevr: Gönül Sezer.İstanbul: Sosyal Demokrat Yay.,1991.
- Mardin, Şerif. Türk Modernleşmesi İstanbul: İletişim Yayınları,1992.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024