Atilla YAYLA
12 Ekim'de tarihî bir HSYK seçimi yapıldı. Sonuçlar neredeyse herkes için sürpriz oldu. Seçime girilirken HSYK bir ayağı Gülen Cemaati içinde olan malûm otonom yapılanmanın kontrolündeydi. Diğer bürokratik kuruluşlar gibi yargı içinde de ayrı bir hiyerarşiye tâbi bir klik oluşturan otonom yapılanma seçime bütün gücüyle asıldı. Her yol ve yöntemi kullanarak HSYK'daki egemenliğini korumaya çalıştı. Ancak, umduğunu bulamadı, Türkiye'nin korkması gereken sonuca ulaşamadı. Otonom yapılanmaya karşı harekete geçen ve içinde sosyal demokrat, ulusalcı, milliyetçi ve muhafazakâr yargı mensuplarını barındıran Yargıda Birlik Platformu otonom yapılanmayı adeta bozguna uğrattı. Böylece otonom yapılanmanın en önemli sac ayaklarından biri dağıtıldı, HSYK normalleşme sürecine girdi.
Otonom yapılanma neden aradığını bulamadı? Benim görebildiğim kadarıyla bu yapılanma gizliliğini kaybedip deşifre olunca hareket kabiliyeti ve insanları tehdit ve yanıltmayla kullanma imkânı azaldı. Daha da önemlisi, yargı camiası bu yapılanmanın son birkaç sene içinde yaptığı haksızlık ve adâletsizliklerden gına getirdi ve karşı tavır aldı. Öyle sanıyorum ki bu yapılanmaya destek sözü veren epeyce yargı mensubu dahi sandığa gidince tersini yaptı. Bu tepkinin niye ortaya çıktığını anlamak için bakabileceğimiz pek çok gösterge var. Medyaya yansıyan mağduriyet hikâyelerini bir yana bıraksak bile, 2010'dan bu yana yargıda sicil soruşturması dosyalarının sayısındaki artışa ve bu dosyaların içeriğine bakınca gerçeği anlayabiliriz. Otonom yapılanma 2010'dan (belki daha öncesinden) beridir sistematik biçimde sicil soruşturmalarını da silah olarak kullanarak tüm kilit yargı makamlarını ele geçirmeye çalıştı. Varlığı ve faaliyetleri deşifre olunca bunun bir reaksiyonla karşılaşması kaçınılmazdı. Bu reaksiyon seçimlerde etkili oldu.
Aslında yargısal değil idarî bir kurul olan HSYK'nın bu kadar önemli hâle gelmesi tuhaf. Netice itibariyle yargı makamları patronu olmaması gereken makamlardır. Özellikle hâkimler açısından bu doğrudur. Savcılar devletle biraz daha iç içe olmak durumundadır, nitekim, 'cumhuriyet savcısı' adlandırması da bunu göstermektedir. Ancak, özlük işleri nasıl hallediliyor olursa olsun yargıçların kanunların ve vicdanlarının emrinde olması gerekir. Bu olmadıysa sebebi siyasî sitemimizin bir bürokratik vesayet sistemi olmasıydı. Demokratik usulle gelen iktidarları kendi lehine sınırlandırmak isteyen bürokratik devlet bunu sağlamak için yargının da içinde yer aldığı bir vesayet sistemi kurdu. Üniversiteler ideolojik meşruluğu sağlarken yargı cezai müeyyidelerle sistemi ayakta tutma, muhalifleri yıldırma veya tasfiye etme görevini üstlendi. Hatırlayalım, HSYK toplumun dikkat alanına bilhassa Ergenekon ve Balyoz davalarıyla girdi. Onun öncesinde birçok kimse böyle bir kurulun varlığından bile habersizdi. 2010 öncesi HSYK Yargıtay ve Danıştay üyelerinin HSYK üyelerini ve HSYK üyelerinin Yargıtay ve Danıştay üyelerini seçtiği bir bürokratik kooptasyon sitemine sahipti. 2010 referandumu bunu bozdu. Sonrasında daha çoğulcu bir HSYK oluşması beklenirken iki şey vuku buldu: AYM yine ulusalcı bir refleksle seçim sistemini iptal ederek çoğulculuk mekanizmasını ortadan kaldırdı. Sistemin dinamiklerini iyi okumuş otonom yapılanma sinsi ve gizli bir organizasyonla HSYK'yı hâkimiyeti altına aldı.
Seçimlerin ardından bazıları yargının hükümetin emrine girdiğini iddia ediyor. Ancak bunu destekleyecek veriler yetersiz. Biliyoruz ki hükümete bağlı ciddiye alınacak genişlikte bir yargı bürokratları kadrosu yok. Nitekim bu yüzden YBP ancak bir koalisyon kurarak mücadeleye girebildi. İkincisi, yargı bürokratlarının hükümete yakın olabileceğini kabul etmek yargıda potansiyel olarak tarafsızlığın ihlâl edilebileceğini ve yargı mensuplarının etki altına girebileceğinin kabul edildiğini gösteriyor. Bu, otonom yapılanma iddialarının asla yabana atılamayacağını ispatlar. Yani bir anlamda bu iddia otonom yapılanmanın varlığına dair kanıtlara destek sağlar.
Yargının yürütmenin kontrolüne girmemesi arzuya şayan bir durumdur. Bu yüzden bundan sonraki süreçte yargının otonom yapılanmanın oluğu gibi hükümetin emrine de girmemesi konusunda hassasiyet göstermekte fayda var. Ancak, aynı şey yasama yargı ilişkisi açısından söylenemez. Gerek benim gerekse başka yazarların ve akademisyenlerin tekrar tekrar işret ettiği üzere yargıda demokratik meşruiyet eksikliği ve denetimden uzak olma problemler yaratıyor. Bu yüzden diğer birçok ülkede olduğu gibi HSYK üyelerinin Meclis tarafından atanması uygun olur. Ayrıca, HSYK'da sadece hukuk bürokratlarının bulunması da meslekî dar görüşlülük, taassup ve klikleşmeye katkıda bulunabilir. HSYK'da meselâ siyaset, sosyoloji ve hukuk hocalarının da yer alması bu tehlikelerin önlenmesine yardımcı olabilir.
HSYK seçimleri acil bir tehlikenin önüne geçilmesini sağladı. Ancak, yargının tüm problemleri HSYK'dan ibaret değil. Kapsamlı bir yargı reformuna ihtiyaç var. Hükümet bu doğrultuda diğer partileri de ortak edecek geniş ve uzun soluklu bir çaba içerisine girmeli. Reform yolunda ilerlerken Kemal Şahin, Uğur Yiğit gibi yargı içinde yer alan öneri sahibi meslek mensuplarından ve son olaylarda hukukçuların önemli bir bölümü ahlâkî ve entelektüel bakımdan iflas ederken ayakta kalmayı başaran Vahap Coşkun, Osman Can, Levent Korkut gibi hukuk hocalarından yararlanmayı da ihmâl etmemeli.
Geçmiş olsun, hayırlı olsun!
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları





































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019