Ceren KENAR
Aslında kendi babası siyasi mülteci. Yozgatlı İhsan Efendi, Cumhuriyet’in ilanından bir yıl sonra 1924’te Kahire’ye gitti. Cumhuriyetin ilanının bir sene sonrası hilafetin ilgasına tekabül ediyor. Yola "İslamcı" mesajlarla çıkan, Milli Mücadelenin aslında bir "cihad" ilanı olduğunu söyleyen Mustafa Kemal Paşa ve ekibinin gerçek niyetlerinin açığa çıktığı zamanlar. Bir sene sonrasında (1925) “dinin Türkçeleştirilme” projesi uygulanacak. Camilerde Türkçe Kur'anların, Türkçe ezan, tekbir ve salaların okunduğu bir süreç başlayacak. Bu sadece Türkiye tarihinde değil, dünya tarihinde de bir ilk olacak. Bugüne kadar ezanın Arapça dışında bir dile çevrilip okunduğu vaki değil.
1957 yılında “İslam ve Batı” adlı bir derlemeye, “Türkiye'de siyaset ve İslam:1920-1955” başlıklı bir makale yazan Dankwart Rustow, şu notu düşecekti: “O dönem yaşayanlara göre [Mustafa] Kemal'in direnişi milliyetçi bir hareketten ziyade dini bir mücadeleydi.” O dönem yaşayanların böyle düşünmesi için son derece haklı gerekçeler de vardı.
Milli Mücadele dönemin ulemasının fetvaları ile başlamıştı. Erzurum Kongresinin 56 üyesinin 21 tanesi medrese ile ilişkiliydi. Erzurum Kongresi, Erzurum Müftüsünün duaları ile açılmış, Mustafa Kemal'in duası ile sona ermişti. Mustafa Kemal Paşa duasında “Allah'ın Padişahı ve Halifeliği” korumasını niyaz etmişti. 1920 yılında gerçekleşen Meclis açılışında da farklı bir durum yoktu. Meclis açılışı sadece kendisi bol bol Kur'an okunan bir dini seremoni şeklinde gerçekleşmedi, aynı zamanda Türkiye'nin dört bir yanındaki camilerde Meclis açılışına dair dualar okundu. Meclisin açılma amacının Halife ve Padişahı kurtarmak olduğu söylendi. Meclisin 437 mebusundan 59'u ulemadan seçilmişti, yani Meclis'in dörtte birini ulema oluşturuyordu.
Fakat cumhuriyetin ilanı ile işin rengi değişmeye başlayacaktı. Hilafetin ilgası, Diyanet İşleri Başkanlığının kurulması, Tevhid-i tedrisat Kanunu, Şapka Kanunu, Latin alfabesinin dayatılması, Güneş Dil Teorisi ve yeni resmî tarihin ilanı gibi gelişmeler Cumhuriyetin kurucularının dine bakışını net şekilde göstermişti. Buna bir de İslamcı muhaliflerin tasfiye edilmesi eklenecekti. İstiklal Mahkemelerinde, Şapka Kanunundan önce yayınlanmış bir risalesi için yargılanan ve idama mahkûm edilen İskilipli Mehmed Atıf Hoca bu anlamda sembol olacaktı. Milli Mücadelenin ateşli savunucularından, Sırat-ı Müstakim (sonraki adıyla Sebilürreşâd) dergisinin kurucularından Eşref Edip'in İstiklal Mahkemeleri'nde yargılanması da öyle. 1924 yılında Meclis tarafından resmî olarak hain ilan edilen 150'likler arasına sokulan eski Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi üzerinden verilen mesaj açıktı. İslamcılar'a yeni Cumhuriyet'te yer yoktu.
1924 yılında Mısır'a yerleşen Yozgatlı İhsan Efendi, gönüllü sürgününde yalnız olmayacaktı. “Arkamda polis hafiyesi gezdiriyorlar. Ben vatanını satmış ve memlekete ihanet etmiş adamlar gibi muamele görmeye tahammül edemiyorum ve işte bundan dolayı gidiyorum” diyerek Mısır’a kaçan Mehmed Akif Ersoy, İhsan Efendi'nin yakın dostlarından olacaktı.
Kendi öz babası ve babasının yakın dostları siyasi mülteci olan bir kişinin mültecilerin halinden anlaması beklenir değil mi? Siyasi nedenlerden 'öz vatanında parya' olup, yurt dışına kaçmak zorunda kalanların derdini bilmesi gerekir değil mi? Despot rejimlerden kaçan vatansızlara, kucak açan ülkeleri takdir etmesi beklenir değil mi?
Evet, beklenir ve gerekir. Lakin Ekmeleddin İhsanoğlu, siyasete hızla intibak ederken, hem kendi ailesini, hem de kendi kişisel tarihini unutmuş gibi görünüyor.
Henüz iki sene önce mültecilere kapı açmanın hem insani, hem de dinî bir görev olduğunu söyleyen İhsanoğlu, bugün “Türkiye, Suriyeli mültecilere kapı açmamalıydı” diyor. Daha bir sene önce mültecilere kapı açan ülkelere teşekkür eden, takdirlerini sunan ve tüm dünyayı bu konuda duyarlı olmaya davet eden İhsanoğlu, bugün Türkiye'deki Suriyeli mültecilerden yakınıyor.
Bana sorarsanız İhsanoğlu bugün takiye yapıyor. Ve yapmak zorunda... Zira, İhsanoğlu'nun seçmenlerinin Suriyeli mülteciler konusundaki tavrı net.
İhsanoğlu'nu Cumhurbaşkanlığına aday gösteren siyasi hareketlerin ideolojik mühimmatının en yeni, en gözde unsuru birbirinin içine geçen bir Arap ve mülteci düşmanlığı. Kemalizmin en gözde ötekisi Kürtler ve gayrimüslimler iken, Neo-Kemalizm'in favori ötekisi Araplar ve mülteciler.
Sadece sokakta dilenen Suriyeli mültecileri görmek istemeyen bir ruh hâli değil bu, açık açık saç ektirmek için ve Nişantaşı'nda alışveriş yapmak için gelen Arap turistlere “bile” tahammül edemediğini söyleyen bir ruh hâli bu. Araplara karşı ırkçılığı, ırkçılıktan bile saymayan bir ruh hâli.
Parlak ve aydınlık gençliğin forumu olan Ekşisözlük'te mini bir tarama, konu başlığı Suriyeli sığınmacılar (Türkiye Le Pen'ini seçiyor başlığı aslında daha münasip olurmuş):
“Yakın zamanda ülkeden çıkarılması gereken grup. Tek çözüm ülkelerine geri gönderilmesi değil. Başka ihtimaller de düşünülebilir bu sorundan kurtulmak için.”
“Onları getirenle birlikte ülkeyi p.. eden topluluk.”
“Yakında görürsünüz bunlar yüzünden delirip, eline silah alıp bunlardan 3-5 tanesini vuracak insanlar. Yavaş yavaş halk iyice nefret edecek bunlardan ki halihazırda o nefret var. Toplu linçler başlayacak. İddia ediyorum ki eğitim seviyesi gayet yüksek şu sözlüğün yazarlarının yüzde 907ı bu toplu linci kaçırmak istemeyecek ve şundan da emin olun, bu insanlara karşı ilk olayları muhtemelen makarnayla beslenen, elinde işinden başka bişeyi olmayıp bunlar yüzünden kaybetmiş AKP tabanı yapacak..”
“10-15 yıl içinde çeteleşerek Türkiye'yi kendi vatandaşına dar edeceklerdir.”
“Hepsinin kucağında bebek yaşta çocuklar bulunan kişilerden oluşan topluluk. Savaştan kaçan insan çocuk mu yapar?
“Ben artık bunların Arap olduklarından bile şüpheliyim.”
“Şark çıbanı manyağı olacağımız günleri akla getirir. Tabelaların Arapça olduğu mahalleleri akla getirir. Dilencilerin, tinercilerin ve kapkaç yapanların kol gezeceği sokakları akla getirir.”
“Mültecilik özgürce ülke içinde gezmek demek mi?”
“Bence hepsini şöyle 20 kilometrekarelik bir alana toplayalım. Ondan sonra bunlara ne yapmamız gerektiğini referandumla halka soralım. demokratik olur, iyi olur.”
“Acilen s... gitmeleri gereken Araplar. Irkçıyım, faşistim. Vatanımı seviyorum.”
“Önce hırsızlık, gasp, taciz, tecavüz ile başlayacaklar. Sonra ortama iyice alışıp, burada hak hukuk, yasa, adalet olmadığını, polisin suçludan beter olduğunu idrak edip bitleri kanlanınca da her türlü suç örgütünü kuracaklar. Suriye mafyası ile uğraşacak herkes.”
“Ben Suriyelilerle yaşamak istemiyorum aga.”
“Vergilerimden tek kuruş gidiyorsa, haram olsun, haram.”
Bugüne kadar “CHP nasıl kurtulur” tartışmalarında hep, CHP'de tavanın, yani yönetici kadronun değişmesi halinde, CHP'nin Batı standartlarında bir sosyal demokrat parti olabileceği savunuldu. CHP'ye yeni ve özgürlükçü kadroların gelmesi halinde, CHP'nin iktidara gelmesi önünde bir engel kalmayacaktı.
Öyle mi acaba? Kendi ailesini ve kişisel tarihini reddetme pahasına anti-mülteci bir söylem geliştiren İhsanoğlu'na bakınca insan şüphe ediyor. Belki de sorun tavanda değil, tabanda idi. Kör bir AK Parti nefreti ile, en temel insani değerlerden bile uzaklaşan bir tabanda...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017