MHP lideri Devlet Bahçeli bu işin sonunun erken seçim olacağına inanıyor belli ki. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın amacının tek başına AKP iktidarı olduğunu görüyor ve erken seçim olasılığına göre bir oyun planı kuruyor.

 Oy oranı yüzde 41’e düşen AKP’nin 43-45 bandını zorlaması için oy alabileceği tek taban MHP tabanı. Açılım sürecini kapatıp Doğu ve Güneydoğu’daki oylarını ciddi bir şekilde kaybettiği için bu kaybı kapatabileceği tek yer, milliyetçi-muhafazakar iç Anadolu.

Türkiye’nin bölünmesi kadar istikrarsızlıktan da korkan bu kesimin, partiler arası uzlaşmazlığı görüp AKP’ye yöneleceğinin hesabını yapıyor Erdoğan.

 Suriye’de muhtemel askeri bir harekat, PKK ile girilecek sıcak bir çatışma vasıtasıyla milliyetçi oyları AKP’de toparlamanın peşinde. Dili giderek sertleşiyor Kürt meselesinde. Cumhurbaşkanı makamının gerektirdiği birleştirici, barıştırıcı bir dil değil bu.

 Öyle bir amacı olmadığı da çok açık şekilde ortada…

 İHTİYACI OLAN, İKİ PUAN...

 Medyasını, yakınlarını, gücünü, sarayını koruyacak bir formül olmazsa olmazı… Kılıçdaroğlu’nun yolsuzluk soruşturmalarının ötelenebileceği açıklaması bile güven vermiyor ona.

 CHP ile koalisyona sıcak baktığı anlaşılan Davutoğlu’na ise arada Abdullah Gül ile bir araya gelerek ayar veriyor. Sözünden çıktığı an, kongrede Gül faktörünün devreye gireceğini ve koltuğun altından kayacağını gösteriyor. O yüzden Davutoğlu, Erdoğan’a rağmen bir karar alamaz.

 Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan Meclis’te çözüm arayışını destekler görünürken diğer yandan olası koalisyon planlarının gerçekleşmesine izin vermeyecektir. Parti üzerindeki gücü ona bu imkanı veriyor.

 İki yıl işbaşında kalacak bir koalisyon hükümeti sırasında Erdoğan’ın denetiminden çıkmış bir Meclis felaketi olacaktır. Çünkü bu yeni dönemde hükümet koalisyonu ayrı, Meclis koalisyonu ayrı olacaktır. Meclis’te liderlere rağmen oluşacak bu koalisyon yolsuzluk dosyalarını açmakla kalmayacak, bütçeye müdahale edecek, demokratikleşme yasalarını destekleyecek.

 Böyle bir Meclis, Erdoğan’ın yargı ve polis üzerinden kurduğu tek kişi rejiminin sonu anlamına gelecektir.

 Buna izin vermesi mümkün değil.

 İhtiyacı olan ise sadece iki puanlık bir oy.

BAHÇELİ OYUNU GÖRÜYOR...

 Milliyetçi tabandan bu oyu Kürt karşıtlığı ve istikrarsızlık sopasıyla alması mümkün. 270’in üzerinde bir sayıya ulaştığında ise eksiğini kapatması bugüne göre daha kolay.

 Bahçeli bu oyunu gördüğü için Kürt siyasetine karşı daha sert bir çizgiye geçiyor. Meclis Başkanlığı seçiminde bile HDP ile bir araya gelmiş görünmek istemiyor çünkü bunun AKP ve Erdoğan tarafından seçim meydanlarında “MHP, teröristlerle işbirliği yaptı” şeklinde bir propaganda malzemesi olarak kullanılacağını görüyor.

Oy hesapları üzerinden yürütülen bu siyaset ülkenin Kürtlerinin devletle olan duygusal bağını her geçen gün kopartıyor. Türkiye’nin geleceği açısından tehdit, Suriye’de kurulacak bir Kürt devleti değil, bu duygusal kopuş aslında…