Etyen MAHÇUPYAN
Genel Başkanlığa seçileceği kongrenin hemen öncesi Erdoğan, ABD’ye çok önemsenen bir ziyarette bulundu. Gündemdeki esas mesele ABD’nin Suriye’de YPG’ye verdiği silahları çeşitlendirmesi ve bunu bir politika olarak tescil etmesiydi. Trump/Erdoğan görüşmesinin Türkiye’nin itirazlarının daha iyi duyulmasına ve gereğinin yapılmasına vesile olacağına ilişkin büyük bir umut besleniyordu.
Nitekim toplantı öncesi Trump da “Türkiye ile çok iyi ilişkilerimiz var ve bunu daha iyi hale getirmek istiyoruz” dedikten sonra “Somut konular üzerinde uzun ve zorlu bir görüşmemiz olacak” diye eklemişti. Ne var ki yirmi dakikalık baş başa görüşmenin ardından, asıl pozisyon sunumları heyetler arası toplantıya kaldı. İletildiğine göre masada dört ‘somut’ konu vardı: YPG’ye ağır silah verilmesi, Rakka operasyonu, Gülen’in iadesi ve Rıza Zarrab dosyası… Bunların hiçbirinde gerçek anlamda bir müzakere olmadığını anlıyoruz. Görünen o ki taraflar kendi bakışlarını yinelediler ve birbirlerini rahatsız edecek bir dilden sakındılar.
***
Sonuçta YPG’ye hayat hakkı tanımayan Türkiye politikası, “eğer YPG saldırırsa angajman kurallarını uygularız” noktasına geldi. Tek bir nokta konması beklenen görüşmeden de ancak ‘üç nokta’, yani duruma razı olma çıktı. Belki bu ziyaretin insani yakınlaşma açısından olumlu bir yanı olmuştur ama siyasi ilişkiler ve gelecek kurgusu açısından herhangi bir katkısının olacağı şüpheli.
Toplantı sonrasında Erdoğan’ın konuşması da bunu teyit ediyordu. “Bu ziyaretimizin tarihi bir dönüm noktası teşkil edeceğine inanıyorum” gibi güçlü bir cümlenin etrafında klasik “Diyaloğu artırma kararındayız… Ekonomi, enerji ve savunmada işbirliği artacak” sözlerinden fazlasını duymadık.
Gezinin esas amacını oluşturan YPG’ye silah verilmesi meselesine ilişkin ise Erdoğan şöyle konuştu: “Bölgemizdeki tüm terör örgütlerine karşı koymalıyız… Özellikle YPG/PYD terör örgütünün hangi ülke tarafından olursa olsun muhatap olarak alınması bu konuda küresel düzeyde varılan mutabakata kesinlikle uygun değildir.” Bu bir ‘şikayet’ cümlesi ve konunun normatif olarak yeniden ortaya konmasıydı. Böylece Erdoğan Trump ile hemfikir olmadıklarını da kabullenmiş oldu. Çünkü Trump Ortadoğu’ya ‘olması gereken ne’ diye bakmıyor. Durumun gerçekçi fotoğrafını çıkarmak ve en pratik şekilde yapılabilecek olanı hayata geçirmek Trump’a daha akılcı geliyor.
Dolayısıyla zaten çoktan başlamış olan Rakka operasyonunun aynen bu şekilde, yani YPG merkezli Suriye Demokratik Güçleri ile yürütüleceğinden emin olabilirsiniz. Türkiye’nin istekleri ancak Rakka düştükten sonra dikkate alınabilir ama o da konjonktüre bağlı olacaktır. O zamana kadar ne olabileceğini ise Trump söyledi: Türkiye’nin istediği bazı silahların satışı için gerekli çalışmaları yapacaklarını belirttikten sonra, “Türkiye’ye terör gruplarına güvenli alan bırakmama konusunda güvence veriyoruz” demekle yetindi.
***
Bu minvalde Trump’ın basın toplantısındaki söyleminin de ‘tatsız’ olduğunun altını çizmeden geçmeyelim. “Türk askerinin Kore’de yaptıklarını unutmadık… Savaşlarda Türklerin cesareti efsanevidir… Onların muhteşem cesaretlerini Kore’de gördük” türünden hamasetle bu ziyareti atlatacağını umması bile, Batı dünyasında sahip olduğumuz algı sorununun vahametini yansıtıyor. Anlaşılan danışmanları Türk heyetinin böyle laflar duymaktan hoşlanacağını söylemiş. Hamasetle ambalajlandığında esas meselelerin yumuşayıp arka planda kalmasının sindirilebileceği öngörülmüş…
Türkiye Cumhurbaşkanının bu tür sözler karşısında gülümseyerek “Eminim sizin de çok efsanevi kahramanlıklarınız vardır ama biz bugünü yaşıyor, geleceğe bakıyor ve efsanelere muhtaç olmayan sağlam dostluklar arıyoruz” demesini isterdim…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024