Fehim TAŞTEKİN
Bugün Türkiye hükümeti, Suriye hükümetinin Suriye’nin bir kenti olan Afrin’e sevk ettiği güçleri “Teröristleri korumaya giden Şii teröristler” olarak lanse ediyor. Ne var ki Afrin’e dair gerçeklere işaret etmek, işlenebilecek en büyük suç! Suriye’de adil bir fotoğraf çekersen ‘Esatçı’, Rusçu ya da İrancı, Kürt’ün hakkını teslim edersen ‘terörist’ damgasını yiyorsun.
Türkiye’yi yönetenler 6-7 yıl önce “Sünnilerin ayaklanmasıyla Alevi azınlık rejiminin iki ayda çökeceği”, olmadı “Beşşar Esad’ın Lazkiye’ye çekildikten sonra ülkenin geri kalanını unutup ‘butik devlet’ kuracağı” senaryosu üzerinden Suriye’de oyuna girdi.
Dengeler, koşullar değişti; ‘Yeni Osmanlı’ hülyaları kâbustan kâbusa uyandı ama bölgeye yaklaşımdaki asıl hastalık bir türlü bünyeyi terk etmedi.
Sınırın ötesinde ise yolsuz, kokuşmuş, sinik ve gaddar bir rejim ilk şoku atlattıktan sonra hikâyeyi ‘ulusal kurtuluş’ savaşına çevirdi. Bu etnik, dini ya da mezhebi ayırımlar üzerinden geliştirilen bir savunma da değildi. Şam’dan verilen mesaj hep “Suriye’nin her bir karışı kurtarılacak” şeklinde oldu. Ne pahasına olursa olsun yürütülen bir savaştı; bütün savaşlar gibi acımasızdı.
Suriye hükümetinin 20 Şubat’ta Afrin’e Halk Güçleri’ni göndermesinin ardından Britanya’nın eski Şam Büyükelçisi Peter Ford “Suriye hükümetinin Suriye’nin toprakları üzerindeki egemenliğini son kilometresine kadar yeniden kazanma kararlılığı açık bir şey; bu gerçek bir hikâye” ifadelerini kullandı. Zamanında yani Batılı müttefikler cihatçılara ‘ılımlı devrimci’ güzellemeleri yaparken söyleseydi belki bir işe yarardı.
Suriye hükümeti başından beri kontrolden çıkan kentlerde artık işlerinin başlarında olmasalar bile memurların maaşlarını ödemeye devam etti. Çatışma bölgelerinde çöpler ‘huzur’ içindeki kentlerden daha özenle toplandı, elektrik ve su şebekeleri onarıldı. Bu, devletin, Suriye’nin her bir köşesinde ‘var olma’ iddiasının bir parçasıydı. Bugün Türkiye hükümeti, Suriye hükümetinin Suriye’nin bir kenti olan Afrin’e sevk ettiği güçleri “Teröristleri korumaya giden Şii teröristler” olarak lanse ediyor. Yalanların bir yerde kesilmesi herkesin hayrına olurdu ama maalesef takıntılı ve müflis politikaları haklı çıkarmak için Suriye’deki suç sicilini kabartmakta kararlılar. Ne var ki Afrin’e dair gerçeklere işaret etmek, işlenebilecek en büyük suç! Suriye’de adil bir fotoğraf çekersen ‘Esatçı’, Rusçu ya da İrancı, Kürt’ün hakkını teslim edersen ‘terörist’ damgasını yiyorsun.
***
Afrin’deki son duruma geçmeden bu acı hatırlatmayı yapmadan edemedim. Şimdi sorumuza gelelim: Suriye ordusuna bağlı hareket eden Halk Güçleri’nin Afrin’e girmesinin anlamı nedir?
Bu ne Şam açısından oyunu bitiren son sahnedir, ne de Kürtler üzerine inen son perdedir. Ama potansiyel olarak Ankara’nın hesaplarında ‘bozgun’ etkisi yapan yeni bir girdidir; denklem ister istemez değişecektir.
Kürt kaynaklar, Suriye yönetiminin Türkiye’nin saldırılarına karşı sınırları koruma çağrısına yanıt vererek güç gönderdiğini belirtmenin dışında, Şam’la varılan mutabakatın detaylarına girmiyor. Bunlar ortaya çıktıkça Kürtlerin Suriye’nin geneline model olarak sunduğu ‘demokratik özerklik’ projesinin kaderine ve Fırat’ın doğusundaki duruma olası yansımalarına dair bir şeyler söylemek mümkün olacak.
Her şeyden önce Afrin’de ortaya çıkan resim, ‘dost’, ‘müttefik’, ‘hasım’, ‘düşman’ safların geceden gündüze nasıl yer değiştirdiğini bir kez daha gösterdi. (Yazmaya fırsat olmadı ama bugünlerde Türkiye’nin desteklediği eski cihatçı dostlar da birbiriyle fena halde savaşa tutuşmuş durumdalar.)
Afrin’de son üç günde Abdullah Öcalan ile Beşar el Esad’ın portreleri ve YPG ile Suriye bayrakları yan yana geldi. Afrin rejimle ilişkiler açısından başından beri farklı bir çerçevede kaldı; ama geçmişte Haseke’de, geçenlerde Deyr el Zor’da karşı karşıya gelen hasımların uzantıları bugün Afrin’de birlikteler. Bu görüntü başlı başına çok şey ifade ediyor. İvedilikle Türkiye’nin planlarında değişikliğe yol açmasa da bu buluşmanın olası sonuçları olacaktır.
***
Kim nerede duruyor, kimin hesabına ne düşüyor sırayla bakalım:
– Astana sürecini korumak için Türkiye’yi direkt karşısına almak istemeyen Rusya, YPG ile Şam yönetimi arasındaki mutabakatta tuzunun olmadığını söylese de, Arap kaynaklar görüşmelerde Rusların da yer aldığını öne sürüyor. Mantıken Rusların dahli olmadan bu tür bir operasyonun gerçekleşmesi olası değil. Hatta Rusların Haseke ve Kamışlı’dan gelen YPG savaşçılarının Afrin’e transferinde rol aldığı söyleniyor. Rusya’nın Zeytin Dalı’na yeşil ışık yakarkenki en önemli beklentisi, ABD ile istenmeyen boyutlarda ortaklığı ilerleten Kürtleri Şam’la uzlaşmaya mecbur bırakmaktı. Bu şekilde Ruslar muradına ermiş oldu. Yani, hem Türkiye’ye Suriye macerasının sınırlarını gösterdi, hem de Afrin’e Suriye güçlerinin gelmesini sağladı.
– Her ne kadar Rusların Türkiye’ye fazla alan açtığını düşünse de, İran’ın oyun planı da Moskova’nınkiyle paralel. İran, Kerkük’te sonuç getiren Ankara-Tahran yakınlaşmanın hatırına profilini düşük tutuyor. Fakat hem perde arkasındaki pazarlıklarda hem de sahada işin içindeydi. Arap kaynaklar, Rusya gibi, İran’ın da Şam ile Kürtler arasındaki anlaşmayı mümkün kılan bir pozisyonda olduğunu not ediyor.
– ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın son Ankara ziyaretinde hasıl olan Türk-Amerikan ortak mekanizması, İran, Rusya ve Suriye yönetimlerinin Zeytin Dalı’nın alacağı yeni boyutla ilgili endişelerini artırdı ve yanıt Afrin’den verildi. ABD’nin Türkiye’yi Menbic’e taşıma ihtimalini bertaraf etmenin yolu, Zeytin Dalı’nın önünü Afrin’de kesmekten geçiyordu.
– Ayrıca Türkiye’nin, Afrin’in sınır bölgelerine girmekle yetinmeyip Tel Rıfat üzerinden Cerablus-El Bab-Azez cebini İdlib cephesi ile birleştirme planı, Şam cephesinde ziyadesiyle tehlikeli bulundu.
– Suriye açısından da durum şu: Kürtlerle daha sert bir sürece hazırlanırken Türkiye’nin Afrin’e girmesi beklenmedik hızda yakınlaşmanın önünü açtı. Ayrıca YPG’nin Afrin’e güç kaydırması nedeniyle güçsüz kaldığı Halep’teki mahalleler de hükümet güçlerinin kontrolüne geçti. Sadece 2016’da cihatçı gruplar Doğu Halep’ten çıkartılırken YPG’nin kontrolü ele aldığı Hulluk, Ayn el Tel, Haydariye ve Bustan el Paşa Kürt bölgesi, Şeyh Maksud da hükümet güçlerine devredildi. Bu da Suriye yönetiminin ummadığı bir ödül sayılır.
– Kuşkusuz Afrin’deki işbirliği Şam’ın, bedeli Kürtler olan bir mutabakatla Türkiye’nin uzatacağı zeytin dalına uzak durduğunu gösterdi. Suriye’nin asıl kaygısı Türkiye’nin girdiği yerlerde kendi düzenini kurması, bu bölgeleri Suriye yönetimine devretmekten imtina etmesi ve dağınık haldeki silahlı örgütleri eğitip-donatıp ‘Suriye Milli Ordusu’ adı altında yeniden organize etmesi ile İdlib’de cihatçıların ağırlıkta olduğu gruplara desteğini sürdürmesi.
– Bu işin en belirsiz tarafı Kürtlerin bu ortaklıktan ne alacağıyla ilgili. Afrin’deki ortaklık Kürtlerle işbirliğini ilerletmede bir zemin işlevi görebilir. Bu konuda YPG kaynakları da olumlu mesajlar verdi. Ancak bu işbirliğinin, ABD’nin kendine nüfuz alanı olarak belirlediği Fırat’ın doğusuna nasıl yansıyacağını kestirmek zor. Suriye’nin petrol ve doğalgaz rezervlerinin yüzde 70’i bu bölgede ve Şam için son derece önemli. Türkiye’yi Kürtlerden çok daha büyük tehlike olarak gören Şam’ın, Deyr el Zor gibi yerlere sıra geldiğinde tutumu farklı olabilir. Kürtler de Amerikan faktörünü kullanarak olası müzakere sürecinde masadaki yerini sağlam tutmaya çalışabilirler. Yani Afrin’de olduğu gibi Cezire, Kobani ya da Haseki’de YPG ve Suriye bayraklarını hemen yan yana görmek kısa sürede mümkün olmayabilir.
***
İran ve Hizbullah’ın eğittiği milis güçlerinin devreye girmesi, Türkiye-İran ilişkilerinde yeni bir gerilim sayfası açabilir. Aslında bu kaçınılmaz bir son gibi duruyor: Suriye’de krizinde son düğümlere gelinirken Rusya-Türkiye, İran-Türkiye ya da Türkiye-Suriye arasında yüzleşme riski daha görünür hale geliyor.
Afrin’de Suriye ordusunun devreye sokulmaması önemli bir tercihtir. Suriye ve müttefiklerinin Afrin’deki restleşmenin iki ülke arasında bir çatışmaya dönüşme riskini azaltmak için önceliği Halk Güçleri’ne vermiş olması muhtemel. Tabii Türkiye’nin Afrin’e giren güçleri vurduğu halde sevkıyatın kafile kafile sürmesi, bunların uçaksavarlar dahil ağır silahlarla cephe hatlarında konuşlanması, Türkiye’nin ilk konvoydan sonra dün bir konvoyu daha vurması korkulan senaryoyu yaklaştırıyor.
Bugün elimizdeki verilerle sadece birkaç metre ötesini görebiliyoruz. Ortadoğu’nun yarın sabah nerede uyanacağını kimse bilemez. Sonuçta dün Haseke ve Deyr el Zor hattındaki Arap aşiretleriyle bağları olan Suudi Arabistan ve ‘büyük patron’ ABD, İran’ın bölgesel nüfuzunu kesmek için Kürtlere bir misyon biçiyordu. Bugün Kürtler, İran destekli güçlerle aynı safta uyandı. Ortadoğu’da büyük laf insanı utandırır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025