Fehmi KORU
Sedat Ergin’in seri yazılarını okuyor musunuz; bir aydan fazla süredir FETÖ davaları iddianamelerinden hareketle, öncesi ve ardıyla 15 Temmuz 2016 gecesi neler yaşandığını Hürriyet’te anlatıyor…
Yıldıray Oğur da Karar gazetesinde yine iddianameleri didik didik eden yazılar yayımlıyor.
Sözcü’den Saygı Öztürk ise yine aynı davalar sırasında gündeme gelen asker kişilerle görüşüp onların sıcak görüşlerini paylaşıyor.
Müyesser Yıldız da Ankara’da devam eden davaları mahkeme salonundan, İstanbul ve başka kentlerdeki davaları da uzaktan izliyor; gözüne çarpan ayrıntılardan hareketle, Odatvsitesinde önemli tespitlerde bulunuyor.
Ben neden uzak duruyorum?
Herhalde benim de onların yazdıklarını satır satır okumaya ve okuduklarımdan kendi adıma sonuçlar çıkarmaya çalıştığımı anlamışsınızdır.
Anlamışsanız, doğru bir tespitte bulunmuş oluyorsunuz.
Okuyorum ve sonuçlar çıkarıyorum, ama çıkardığım sonuçları sizlerle paylaşmıyorum.
Kabahatse, tamam bu kabahati işliyorum.
Yine de “Neden sizlerle paylaşmıyorum?” sorusuna cevap vermek isterim: Okuduğum her yazı kafamı karıştırıyor da ondan…
Beklediğim, bu değerli meslektaşların o uğursuz gecede yaşananlar hakkında beni/bizleri aydınlatmaları olduğu halde, her yeni bilgi kırıntısının, var olan kabulleri sarstığını fark ediyorum.
Doğrusunu söylemem gerekirse, devlet adına yapılan tasarruflar da, okuduklarıma tüy dikecek cinsten.
O gecenin kahramanlarından biri olduğunu bildiğimiz Korg. Zekai Aksakallı’nın vaktiyle adı ‘Toplumla İlişkiler Başkanlığı’ (TİB) iken ‘Özel Harp Dairesi’ diye de anılan Özel Kuvvetler Başkanlığı’ndan alınıp Gelibolu’daki 2. Kolordu Komutanlığı’na atanması ile başlayan tartışmalar, o bilgilerin tam anlamıyla doğru olmayabileceği kuşkusunu doğurmaya yaradı.
Zekai Aksakallı Paşa o gecenin kahramanlarından ise neden başında bulunduğu kritik görevden alındı? Değil ise, neden kolordu düzeyinde bir karargâh görevine atandı?
Görüyorsunuz değil mi, yapılan bir tasarruf kafaları nasıl karıştırıyor?
Kafası karışıklıkların zihinlerini açmada kilit konumda bulunanlardan MİT Müsteşarı’nın durumu da son KHK ile birlikte farklı bir noktaya taşındı.
Daha önce özel yasasıyla Başbakan’a karşı sorumlu olan MİT Müsteşarı, son kararname ile Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu hale getirildi. Herhangi bir kurum veya birim, kendisinden görüş veya bilgi almak istediği takdirde, önce Cumhurbaşkanlığı’nın kapısını çalacak, oradan izin çıkarsa Müsteşar ile görüşebilecek.
Müsteşarın kendisi konuşmak ve görüş açıklamak istese, o da bunun için izin almak zorunda.
Oysa kamuoyu o gecenin en aktif devlet görevlisi olan ve çabalarıyla darbe girişimini boşa çıkarttığı bilinen MİT Müsteşarı’nın kafaları karıştıran ayrıntılara ışık tutabilecek açıklamalarına muhtaç.
FETÖ davaları açıldıkça ve savcılık iddianameleri erişebilir olunca ortalıkta dolaşmaya başlayan yeni bilgiler ve ayrıntılar konuya yakından vakıf olanlar tarafından açıklanma bekliyor.
Adil Öksüz akıbeti tam bir muamma
Adil Öksüz’ün gaybubeti de öyle.
İşte o konuda size en son haberler: 15 Temmuz gecesini ve müteakip 48 saati Akıncı Üssü’nde geçirdikten sonra, ifadesi alınmak üzere sevk edildiği Kışla Jandarma Karakolu’ndan salıverilen Adil Öksüz, sonraki birkaç gün boyunca yurdumuzun çeşitli illerini dolaşmış…
Sonunda bir yolunu bulup Almanya’ya gitmiş ve orada himaye altına alınmış…
Bunlar gazete haberleri.
Gazete haberi, ama Adil Öksüz’ü himaye ettiği düşünülen Almanya’ya nota bile verildi.
Gerçekten hala sağ ve bir Batı ülkesinde himaye altında tutuluyor olabilir mi, günler öncesinden kendisine bağlı subayları Ankara’daki evlerde toplayarak o geceyi en ince ayrıntılarına kadar planlamış olan sivil kişi?
Hem de 3 milyondan fazla Türk’ün yaşadığı ve en kalabalık diplomatik temsilcilerimizin bulunduğu Almanya’da?
Sorum kuşkucu mu geldi?
Doğru, bundan kuşku duyuyorum.
İyi de, günümüzün en ileri teknolojisine sahip ve o teknolojiyi kullanabilecek elemanları bünyesinde barındıran istihbarat örgütümüz, dünyanın her ülkesine uzanan kollarıyla, Adil Öksüz’ün nerede olduğunu tespit edemiyor olabilir mi?
Elbette çoktan tespit etmiş olması gerekir.
İsrail ne yapmıştı?
Burada gelin ben olun da İsrail devletini hatırlamayın.
Yahudiler ile bazı başka azınlık mensuplarına uygulanan ve milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine yol açan Hitler’in ‘nihai çözüm’ programının sorumlusu Adolf Eichmann İsrail ajanları tarafından kaçtığı Arjantin’de bulundu (1960 yılında), yakalandı ve gizli bir operasyonla getirildiği İsrail’de yargılanıp idam edildi.
Aynı İsrail, ustalıkla dünyanın gözünden sakladığı nükleer silâhlara sahip olduğu bilgisini İngiliz basınına sızdıran Mordechai Vanunu adlı nükleer uzmanı saklandığı Roma’da derdest edip getirmeyi (1986 yılında) başarmıştı.
İstihbarat örgütleri böyle işler için vardır zaten.
Sonuç?
Çıkardığım sonuç şu: Adil Öksüz Türkiye’de bir yerlerde veya yabancı bir ülkede saklanıyor olsa mutlaka bulunur ve şimdiye kadar çoktan ülkemize getirilirdi.
Gördünüz mü, yine kafalar karıştı; hem bu defa kendi kafa karışıklığımı sizlerle de paylaşmış oldum.
15 Temmuz’un üzerinden neredeyse 15 ay geçti; bu kadar kafa karışıklığı sağlıklı bir durum değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025