Gülay GÖKTÜRK
"Dualar kabul oldu. Hatadan dönüldü. İki yıl daha dershanelerin açık kalması kabul edildi. İki yıl içinde sınav sistemi yenilenebilir. Bu arada dönüşüm çalışması da yürür. Böylece uygulamadaki başarı test edilir. Yapılan çalışmalar ile dershanelere ihtiyaç azalabilir. Kapatan kapatır. Zorla kapatma hukuk dışı olur. Yarından itibaren gerilimin düşeceğini ve sağlıklı bir zeminde dershanelerin geleceğinin tartışılacağını düşünüyorum."
Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce'nin Bülent Arınç'ın Bakanlar Kurulu Toplantısı ertesinde yaptığı açıklama üzerine attığı bu mesaj, dershane mücadelesinde amacı üzüm yemek olan herkesin duygularına tercüman oldu.
Mesajın taşıdığı iyimserlik tonundan hiç hoşlanmayan takipçileri vardı anlaşılan ki, Gülerce hemen ardından şunu ekledi:
"Bazı arkadaşlar tam anlamadı herhalde. Milli Eğitim Bakanı, 'Ocakta kayıt yok' demişti. Sayın Arınç 'Kayıt olacak' dedi. Bazıları işin tatlıya bağlanmasını, sulh olmasını istemiyor. Ne diyelim, herkes kendi karakterini yansıtır, kendisine yakışanı yapar."
Siyasette iki yılda çok şey olur
Gerçekten de, dershanecilerle hükümet arasındaki görüşmelerin son aşamasında, dershanecilerin taleplerini dönüşüm için verilen zamanın 4 yıla çıkarılması şeklinde formüle ettikleri biliniyordu.
Hükümet adına yapılan son açıklamada ocakta yeni kayıtlara izin verilmesini ve sürenin iki yıl daha uzatılmasını, ben de Gülerce gibi iyimser yorumluyor, bu konunun görüşmeler yoluyla halledileceğinin işareti olarak görüyorum. Cumhurbaşkanı Gül'ün "Her şey rayına giriyor"yorumu da bu kanaatimi pekiştiriyor.
Öyle ya, iki yılda neler olur, neler değişir. İki yıl uzatan irade, bakarsınız tartışmanın ateşi düştükten sonra bir iki yıl daha uzatır. Ayrıca, ocak ayına kadar taslak üzerinde başka bazı değişiklikler de yapılabilir; Meclis görüşmelerinde bazı uzlaşmalar da yaşanabilir. İki yıl siyaset için çok ama çok uzun bir zamandır. Hele bu iki yılda üç önemli seçim yaşanacaksa...
Kaldı ki, Arınç'ın konuşmasının birinci bölümünde uzun uzun Anayasa'da tanınan teşebbüs özgürlüğünden söz etmesi, hükümetin bu meseleyi "gönüllü dönüşüm" yoluyla halletme dışında bir seçeneği olmadığını; zorla kapatma seçeneğinin yargıdan dönmesinin kaçınılmaz olduğunu kabul ettiği şeklinde yorumlayabiliriz. O zaman zaten, geçiş sürecini bütün paydaşları ikna edene kadar uzatmak dışında pek bir seçenek de kalmıyor ortada...
Bir de açık tartışmayı deneyin
Tabii hiçbirimiz, dershane krizinde tansiyonun düşmesiyle birlikte, AK Parti'yle Cemaat arasındaki sorunların da hallolacağı gibi bir hayal kurmuyoruz.
Zira aradaki çelişkilerin dershane sorunundan çok daha büyük ve köklü olduğunu bu kriz boyunca daha net bir biçimde gördük.
Şu iki hafta boyunca öyle şeyler söylendi ki geri alınması ya da unutulması mümkün değil. Kriz anında edilen her laf, alınan her tutum iki taraf üzerinde kalıcı izler bıraktı ve karşılıklı güven erozyonunu daha da artırdı.
Ama olumlu bir yanı da oldu bu kavganın...
Şimdiye kadar imalarla geçiştirilen birçok suçlama açıkça ortaya kondu. Sadece dedikoduların konusu olan birçok mesele gazete sayfalarına yansıdı; suçlamalar ete kemiğe büründü ve kamuoyuyla paylaşıldı.
Böylece, yıllardır kapalı kapılar ardında, kulaktan kulağa aktarılan dedikodularla, belki de tahrifatlarla yürüyen kavga bütün boyutlarıyla su yüzüne çıkmış oldu.
Mademki suçlamalar somut olarak ortaya döküldü, şimdi herkes kendini daha rahat savunabilir. Örneğin, iki yıldır ilişkileri zehirleyen en önemli mesele olan 7 Şubat MİT krizi' hakkında her iki taraf da içini dökebilir ve suçlananlar suçlamalara kamuoyu önünde cevap verebilir. Devlette kadrolaşma iddiaları ve karşı iddialar; darbe davalarının yürütülüşü ile ilgili anlaşmazlıklar; dış politika konusundaki görüş farklılıkları ve daha bilmediğimiz ne varsa konur ortaya.
Bütün bunların kamuoyundan gizlenmesinin, ayrılıkları düşmanlığa dönüştürmekten başka bir işe yaramadığını son kavgada gördük.
Öyleyse bir de açık tartışmayı denemekten kimseye bir zarar gelmez.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015