Hilâl KAPLAN
Geçtiğimiz günlerde, Abdullah Öcalan'ın PKK ve HDP'yi eleştiren bazı sözleri gündem oldu. Sözlerin doğru olup olmadığı tartışma konusu edildi ama Öcalan bu eleştirileri yapıyorsa bile ne fark eder? KCK, 7 Haziran sonrası, Öcalan'ın kendilerine silah bıraktıramayacağını, bu iradeye sahip olmadığını açıklamamış mıydı? Öcalan'ın devlet tarafından muhatap alınmasının tek sebebi de silah bıraktırma iradesine sahip olduğunun düşünülmesi değil miydi? Öyleyse, KCK'nın bile sözünü umursamadığı bir Öcalan'ı Türkiye kamuoyu neden önemsesin?
O yüzden sızdırılan yarım yamalak sözlere değil, mevzuya ilişkin sözü önemsenmesi gereken kişilerin başında gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ne dediğine bakalım. Erdoğan, 14. Muhtarlar Toplantısı'nda, çözüm sürecinin eski dinamiklere dönülerek devam etmeyeceğinin sinyalini verdi.
Konuşmasının satırbaşları şöyleydi:
"Milletimiz müsterih olsun, hiç endişeye kapılmayın. Yarın bugünden daha iyi olacak. Terör örgütüne karşı ülke içi ve dışındaki operasyonlar devam ediyor. Kesmek yok, devam edeceğiz. Terör örgütü silahlarını bırakıp, toprağa betonlayarak gömene kadar, tüm elemanları teslim olana, ülke dışına çıkana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Örgütün şehirlerdeki yapılanmaları tamamen çökertilene kadar, operasyonlar devam edecek."
Bu sözlerden devletin, çözüm sürecini bölgede teritoryal hâkimiyet ve silahlanma için kullanan PKK ile kamu güvenliğini tesis amacıyla mücadele etmekten geri durmayacağı anlaşılıyor. PKK, en azından sınır dışına çekilene kadar, yani esasında çözüm sürecini başlatan Mart 2013'te verdiği sözüne geri dönene kadar, devletin askerî mücadele dışında adım atmayacağı net biçimde ortaya çıkıyor.
Erdoğan, sürecin adını da aslına döndürerek, şöyle devam etti: "Önümüzdeki dönem konuşma, tartışma dönemi değil, açık söylüyorum sonuç alma dönemidir. Bu işe illa bir isim aranıyorsa, bunun adı artık milli birlik ve kardeşlik sürecidir (...) Biz devlet millet kaynaşmasını istiyoruz. Devlet milletle kaynaşmazsa, biz geldiğimiz zaman devlet öndeydi insan arkadaydı. Biz ne dedik? Önce insan dedik, sonra devlet. Biz OHAL'i kaldırdık. Ardı ardına yeni talepler. Onları da yerine getirmeye gayret ettik, ediyoruz."
Devletin yeni süreçte PKK veya Öcalan'ı siyasi bir muhatap olarak tanımayacağı, şayet silah bırakmanın teknik yönü söz konusu olursa, taktiksel bir diyaloğa gireceği anlaşılıyor. Ayrıca 'tartışma değil, sonuç alma' ifadesinden anlaşılan, devletin hak ve özgürlükler meselesinde görüşmeyi reddettiği, bunu tamamen ve sadece siyasetin alanına tahvil edeceği, bu konumun da şayet değerlendirirse HDP'ye siyasî açıdan daha da öne çıkma imkânı tanıyan bir tarafı olduğunu söylemek mümkün. Ancak Cumhurbaşkanı'nın HDP'ye de mesajları vardı:
"Bütün bu gerçekler ortadayken, hâlâ kanla, silahla, canla, hendekle mücadele etmeye çalışmak bu ülkeye en büyük ihanettir. Bölücü terör örgütü ve onun güdümündeki parti geçtiğimiz yıldan beri çok kötü sınav vermektedir. Suruç saldırısından bu yana verdiğimiz 160 şehidimize ve 185 vatandaşımıza ve vatandaşlarımıza karşı bizim sorumluluğumuz var."
HDP'nin hendek siyasetini eleştiren Cumhurbaşkanı, 'sınav vermek' derken aslında bir muhatap arayışının da devam ettiğini ima ediyor. Fakat HDP'nin Eş Başkanı Yüksekdağ'ın yaptığı gibi hâlen 'devrimci halk savaşı' zulmünü savunuyor durumda bulunmakta oluşu, kendi içinde bir özeleştiri ve dönüşüm manevrasında bulunmaması bunu oldukça güçleştirecek gibi görünüyor.
Devlet, çözümde ısrarcı fakat son 2.5 yılın muhasebesini de yaparak belli çizgiler dışına çıkmadan hareket etmekte de kararlı. Zaten bu çizgilerin dışına çıkmasını da halka izah edemeyeceği bir noktaya gelmiş bulunuyoruz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019