İbrahim Kahveci
Dikkat ederseniz başlıkta enflasyon demiyorum; pahalılık diyorum. Biz yüksek enflasyon dönemlerinde pahalılığı ara dönemlerde yaşıyoruz. Mesela sene başında maaşınız normal alım gücüne ulaşıyor ama sene ortası zam yapılıncaya kadar artan fiyatlar bize pahalılık olarak yansıyor. Ve maaşlara yeniden zam zamanı gelince alım gücü yine eski seviyesine ulaşıyordu.
Ama bu dönem başka bir pahalılık yaşıyoruz.
Alım gücümüz bir türlü reel artmıyor. Lakin tüketime bakıyorsunuz orada çılgınlık devam ediyor. Aşırı fakirlik ve zenginlik aynı anda bizim eserimiz. Ama bu eser sadece gelir dağılımı bozulması ile açıklanacak düzeyde değil.
Sorun çok daha derin ve ilginç ötesi.
***
Önce ücretlere bakalım: Mesela Aralık 2021’de asgari ücret hem yeni zam yapılmamış hem de kur şoku yaşanmış halde 207 dolara kadar düşüyor.
Ve bu yıl…
Sene başında asgari ücret 566,9 USD ile tüm zamanların en yüksek ücreti oluyor. Hatta açlık sınırının bile üzerine çıkıyor.
2005-2024 döneminde ortalama asgari ücret 366,9USD iken ortalama açlık sınırı 463,7 USD. Yani aslında 2016 yılındaki asgari ücrete büyük zam yapılıncaya kadar asgari ücret açlık sınırının yarısı seviyesinde seyrediyor. Ve şimdi sadece yüzde 13,3 altında.
Acaba ücretlerin dolar bazında artışı mı büyük fiyat artışını getirdi?
O zaman asgari ücreti dolar enflasyonunu da dikkate alarak inceleyelim: Çok ilginç şekilde karşımıza 2016-2024 dolar bazında zammın sıfır olduğunu çıkartıyor. 2016 başında 434,2 dolar olan asgari ücret 2024 yılında 569,0 dolara karşılık geliyor.
***
İyi ama o zaman nereden geliyor bu pahalılık?
Bakın sıkça Avrupa ülkeleri ile Türkiye’deki fiyatlar karşılaştırılıyor ve bizim pahalı olduğumuz ortaya çıkıyor.
Türkiye neden ve nasıl geliri bizim 4-5 katımız olan ülkelerden bile pahalı hale geldi?
Bu pahalılık için fiyatların dolar-avro bazında da çok artış göstermiş olması gerekiyor. Oysa 2021 son çeyreğinden bu yana adeta kur enflasyonu yaşadık. Kur arttı-peşinden fiyatlar arttı…
Biz böyle biliyorduk da diyebiliriz.
Şimdi görüyoruz ki, fiyat artışları meğerse kur artışlarının çok ötesine taşmış durumda. Neden bizde fiyatlar dolar-avro bazında emsali görülmemiş şekilde artış gösterdi?
Bakın bu sorunun cevabını ben de net olarak bilemiyorum. Hatta bu konuda uzman olarak gördüğüm çok kişiye sorular sordum ama hala net bir şekilde olayı kavramış değiliz.
Acaba diyoruz Nass.. politikası ile emlak fiyatları aşırı artış gösterdi. Bu emlak artışı beraberinde kira artışı ile zincirleme bir fiyat dalgası mı oluşturdu?
Bir lokanta veya bir bakkal elbette kira maliyetini de hesaba katacaktır. Hizmetler sektöründeki fiyat artışı yoksa emlak-kira artışından mı geliyor?
Not: Emlak fiyatları reel bazda yüzde 100’ün üzerinde artış gösterdi. Bazı yerlerde bu artış yüzde 200’lere kadar ulaştı. Mesela 200 bin dolarlık yer artık 600 bin dolara kadar yükselmiş oldu.
***
Pahalılık o hal aldı ki, bunun sadece emlak-kira fiyatları ile açıklanması da zor. Acaba KKM üzerinden Merkez Bankasının ödediği ek kaynaklar mı bu pahalılıkta etkili oldu? Ya da başka maddeler mi?
Ne dersek diyelim şu yaşadığımız pahalılık çok farklı bir durum. Yani enflasyon ötesi bir fiyat dengesizliği yaşıyoruz.
Diyelim ki dolar/tl kuru bundan 10 kat azken fiyatlar neymiş?
Mesela 2016 yılı sonlarında dolar/tl 3,0 lira civarlarında. Ve o günlerde et 35 lirayken şimdi 600 liraya dayanmış durumda. Beyaz peynir 20 lira ortalama iken şimdi 300 lira.
Kabaca fiyatlara bir sıfır eklenmiş durumda. Ama burada kimi fiyatlar 5-6 kat artarken kimi fiyatlar 10-15 kat artış gösterdi.
Kısa sürede yaşanan bu sert ve reel fiyat artışları hepimizin ve herkesin dengesini öyle bozdu ki; hala adapte olamadık. Ama en büyük etkinin emlak üzerinden gelişi ve servet etkisi toplumda bütün dengeleri de alt-üst etti.
Biz hep gelirden kazananları ekonomide dikkate alıyoruz ama sanırım bu dönemde bizim asıl dikkat etmemiz gereken servetten kazananlar olmalıydı.
İşte orayı feci kaçırdık ve bu dengesizliğin ana nedeni de sanırım bu servet etkisi oldu.
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.09.2025
26.09.2025
24.09.2025
19.09.2025
17.09.2025
16.09.2025
15.09.2025
12.09.2025
11.09.2025
9.09.2025