Mahmut ÖVÜR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hindistan'dan Rusya'ya, Çin'den ABD'ye, oradan da Brüksel'e uzanan dış gezileri yeni dönemde Türkiye'nin çok yönlü bir dış politika izleyeceğinin işaretleri...
Türkiye artık birilerinin önceliklerine göre değil, kendi öncelikleri üzerinden yeni bir küresel siyaset geliştiriyor.
İçinde bulunduğu Batı blokuyla yolculuğunu "eşitlik" temelinde yeniden tarif edip normalleştirirken, kapılarını yeni küresel güçlere ve farklı coğrafyalara da açık tutuyor.
Eski İtalyan Başbakanı Romano Prodi, yıllar önce Türkiye'nin gelecekteki rolünü tarif ederken "otonom" bir ülke olduğuna vurgu yapmıştı.
Bu öngörü giderek gerçekleşiyor.
Ancak bu içeride ve dışarıda birilerini de çok çok rahatsız ediyor. Bu yüzden dünyanın en kritik bölgesinin en sancılı sürecini yaşayan ülkesiyiz.
Son 5-6 yıla bakın... Hiçbir ülke bu düzeyde içeriden ve dışarıdan onlarca saldırıya maruz kalmadı.
FETÖ, DEAŞ ve PKK gibi üç terör örgütünün aynı zaman diliminde ve birbirine paralel hareket etmeleri tesadüf değildi.
Batı medyasının son birkaç yılda yürüttüğü akıl almaz Türkiye karşıtlığı da tesadüf değil.
Bütün bunlar Türkiye'nin içinden geçtiğimiz yüzyılda oynayacağı rolle yakından ilişkili...
Elbette bu süre içinde Türkiye de zaman zaman bu rolle örtüşmeyen hatta zora sokan (Rus uçağının düşürülmesi gibi), içeriden ve dışarıdan yoğunlaşan kışkırtmaları fark etmeyen politikalar izledi, hatalar yaptı ama onların hiçbiri böylesi küresel bir kuşatmanın nedeni olacak kadar etkili değildi.
Bu gerçeği en yalın biçimde Kürt meselesinde görmek mümkün... Türkiye 2005'ten bu yana şiddetsiz siyasetin önünü açmak, 2013'ten bu yana da "Türk-Kürt İttifakı"nı yeniden inşa etmek için çok çaba harcadı ve önemli adımlar da attı. Bölgede ve Kürt coğrafyasında attığı bu adımların karşılığını da halkın desteğiyle aldı.
Ancak, temel sorun bu mesele üzerinden siyaset yapan ve "tek muhatap" haline getirilen PKK'ydı.
Bu konuda işi zordu çünkü FETÖ gibi PKK da ortaya çıkışından bu yana çok farklı küresel ve bölgesel güçlerin etki alanında olan bir örgüttü ve çözüm üretmek değil "sorun"çıkarmak için kurgulanmıştı.
Bugün de Suriye üzerinden aynı yapının ürettiği kritik bir sorun yaşıyoruz. ABD, YPG'ye silah vermeyi onayladı ama işin içinde sadece ABD yok, Rusya-İran hatta bölgenin başka ülkeleri de var. Dün yani 1999'da Öcalan'ın Suriye'den çıkartılmasıyla (Kim nasıl çıkarttı, neden o süreç başarısız oldu ve neler yaşandı? Belki de bugünün soru işaretleri orada saklı) boyut değiştiren ve bugün PKK ve bileşenlerini açık ve net biçimde küresel vekalet savaşlarının manivelasına dönüştüren bir süreçle karşı karşıyayız.
Süreci sakin ve sağduyuyla değerlendirip durduğumuz doğru yeri iyi anlatmak gerekiyor.
Gerçek fotoğrafı Cumhurbaşkanı Erdoğan-Trump görüşmesinden sonra göreceğiz. Trump'ın içeride büyük bir sıkışma yaşadığı çok açık. Aksi halde 10 Ocak'ta Obama'nın onay verdiği "YPG'yi silahlandırma" kararı bugüne kadar bekletilmezdi.
Trump, Türkiye'nin kaygılarını hesaba katıyor ama başta Centcom olmak üzere farklı güç odaklarının baskısı altında. Ayrıca FETÖ ve PKK çevresiyle ABD medyası da müthiş bir algı operasyonu yürütüyor.
Bu çevreler Türkiye'nin öfkelenerek bütün ilişkileri yerle bir etmesini istiyor. Buna inanılmaz sevinecekler.
Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD gezisi ve Trump'la görüşmesi tarihi önemdedir.
Türkiye, ABD ve Batı'ya, Kürt meselesine nasıl baktığını ve bölgeyi mezhep ve etnisite üzerinden kan gölüne çevrilmemesinin nasıl engelleneceğini anlatması yakın gelecekte çok şeyi değiştirebilir.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019