Namık ÇINAR
Toplumsal olguların gidişatını, diğer faktörlerden bağımsız olarak, en önce “özgür olup olmamak” belirliyor anlaşılan.
Bence bu, tartışmaya bile gelmeyecek öyle bir gerçeklik ki; aksini söylemek hiç kolay görünmüyor.
Bir tarafta “açılmaya” can atan şeriatçı İran varken, aynı anda “kapanmaya” çalışan yanı başındakiTürkiye’yi nasıl izah edeceğiz, başka türlü?
İkisini de ters taraflara savuran ortak payda, her şeyden önce kendilerine dayatılan “yasaklar”.
Birinde “açılmak” yasak, diğerinde de “kapanmak”.
Birinin gitmek istediği yerle, diğerinin dönmek istediği yer, birbirinin aynı.
TV’lerdeki görüntülerden giderek mukayese edersem; başlarındaki örtülerini sanki saçlarından aşağıya kayacak da ha düştü ha düşecek gibi gevşek bağlayan İranlı kadınlarla, neredeyse nefes alıp vermekte bile zorlanıyorlarmış izlenimi verecek denli sımsıkı düğümleyen bizdeki hanımefendilerin arasındaki bu biçimsel tezat ve eğilim de gösteriyor ki, evvel emirde bunun dinle de imanla da bir ilgisi yok.
Kısıtlamalar yüzünden, her iki tarafta da yapılabilenlerin değil, yapılamayanların önemi öne çıkmış gibi gözüküyor.
İranlı kadınların giyim kuşamları üzerindeki dinsel baskının, yeni cumhurbaşkanının estirdiği özgürlük rüzgârlarıyla hafifletilmesine nasıl oralarda reform deniyorsa; bizim buralarda da laikçi baskı yüzünden örtünememiş kadınların kapanmalarına reform deniyor.
Biri açılıp diğeri örtünüyor, ama ikisi de reform sayılıyor.
Komik gelmiyor mu?
Örtünmenin yahut açılmanın kendisi değil de, sadece ve sadece özgürlükse mesele, gerçekten de bu bir reformdur o vakit.
Peki, Türkiye’deki dinsel gelişmeler, salt özgürleşmenin yansımaları mı, yoksa demokrasiyi kullanarak kotarılan dinsel nizamın boy vermeye başlayan neticeleri mi?
Söz ustası Cyrano de Bergerac’ın kuytulardan fısıldadığı kopya serenatlarla aldanan avanak aşığın büyülenmesindeki gibi, Başbakanın prompterden okuyarak yaptığı insan avutmaya dönük kafa karıştırıcı konuşmalarına kendimizi kaptırmazsak, valla ne yalan söyleyeyim, ben ikincinin olduğu kanısındayım.
Çünkü “vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyeti”ni bir hayli aşan şeyler oluyor giderek bu ülkede.
Toplumsal hayat, salt özgürlük yapı taşlarıyla değil de, Kemalist rejimin katı laikçi anlayışlarıyla mazlumlaşmış Sünni İslâmcı kesimlerin, ilkin serbestleşmeleri, kutsanmaları ve gittikçe de her alana hâkim hâle gelmeleriyle örülüyor.
Yüzü hiç de demokrasiye dönük olmayan bu gidişin, kabul edilebilir bir durum olmadığı çok açık.
Son Halife Abdülmecid Efendi’ye ait, kompozisyonu yarı çıplak kadınlar olan bir “nü” çalışmasının şu sıralar bir müzayede vesilesiyle gündeme gelmesi; AKP sözcüsü Hüseyin Çelik’in kadın giyiminde dekolteye ayar vermesi ve Erdoğan’ın promptere bakarak “kimsenin hayat tarzına dokunulmayacağını” âdetâ zeytinyağlı yaprak sarma nefasetiyle sunması; işte şimdi bunların üçü de 114 sene sonra aynı güne rastlayarak, ne tarafa çevirirsek doğru duracağına şaşalayacağımız sürrealist bir resmin figürlerini oluşturuyorlar.
Yetmezmiş gibi Cumhurbaşkanı Gül, otuz altı padişah ile on cumhurbaşkanının yedi asırdır yapmadığını yaparak, bir de kalkıp hacca gitmesin mi!
Tuzu mu biberi mi, yoksa baklavanın kaymağı mı?
Baklava deyince, aklıma Kurban Bayramı geldi birden.
Söyler misiniz lütfen, yeryüzü yaşamına kurban edilmekten paçayı bir türlü kurtaramayan bu coğrafyanın insanları, aynı zamanda pagan dönemlerden kalma bir ritüel olan kurban sunmayı diğer toplumlara nazaran halâ sürdürerek, acaba çaresizliklerini bu yolla mı dile getiriyorlar?
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016