Namık ÇINAR
Selimiye Kışlası’ndaki askerî ortaokulun, gurbetliğin ve acıma duygusunun yüreğime daha el kadarken düşmüş olduğu yıllarındayken seyretmiştim, Vittorio De Sica’nın Kızım ve Ben (La Ciociara) filmini. Savaş yıllarının İtalya’sında, on üç yaşındaki kızının üzerinden geçen bir tabur askerin vahşetinin anlatıldığı, Alberto Moravia’nın insanın içini burkan öyküsündeki rolüyle, Sophia Loren o dönemin en iyi kadın oyuncu Oscar’ını almış ve daha da ünlenmişti.
Bizdeki gerçek versiyonda ise, küçümencik bir kız çocuğu olan on iki yaşındaki N.Ç’nin, Anadolu’daki bir kentin ileri gelen erişkin erkeklerinin, hep beraber üzerinden geçtikleri barbarlıklarını sözde yargılayan hem ilk derece mahkemesi, hem de yüksek mahkeme, hak ettikleri dersi onlara vermek yerine, işledikleri o suçları hoş görerek, vahşetin bir ucundan kendileri de tutmayı yeğlediler.
Benim isim ve soy ismimin de ilk harfleri N ve Ç. Fakat ben, ismimi ve soy ismimi göğsümü gere gere söyleyebilecekken; ad ve soyadlarımızın baş harfleri bakımından adaşı olduğum bu küçük kız, yazık ki ömrü billâh bunu yapamayacak.
Utanmaz ve arlanmaz bu koca koca adamların on iki yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz etmelerinin akıl almaz gerekçelerini, kanunun satırları arasında arayıp bularak hafifleten ve o ilkellikleri içine sindirebilen bir hukuk anlayışı, nasıl oluyor da onca reformun peşi sıra koşuşturmamıza rağmen, ayakkabılarımızın ökçesine bulaşmış bir köpek dışkısı gibi her gittiğimiz yere bizimle geliyor?
Demek ki yapmamışız. Demek ki, reform meform hak getire, bizim buralarda. Değişelim... değişelim... diye yırtınsak da, pek öyle kolayından gerçekleşemiyor, “ekşimiş uyku kokan çömlek gibi” bu yurdun kara yazgısı.
2005 öncesinde işlenmiş suçlarda, “Sanıkların lehine olarak eski TCK’nın hükümleri uygulanır” kuralı ile; Anayasa’da yer alan “AB hukuk mevzuatının iç hukukumuzun üzerinde sayılacağı” ilkesi, bu kararları veren mahkemelerce yan yana getirilip irdelenmiş midir acaba?
Hiç sanmıyorum.
Zaten bizim bürokraside, bir kere doğru dürüst dil bilen dahi yoktur. Robert Kolej’de ve ardından da Amerika’da üniversite okuyan ve pıtır pıtır konuşmasını ağzım açık dinleyebilmeye her seferinde bir bahane uydurduğum kızıma, İngilizce bir şeyler anlatan tv’deki Türk diplomatını gösterip, neler anlattığını sormuştum da; “Üf baba! sınamaktan bıkmadın beni” dedikten sonra, “sadece şunu söyleyebilirim ki, bizimkilerin İngilizceleri genel olarak çok kötü” demişti, bir defasında. Yabancı dilin, dış ilişkilerimizdeki boyutu böyle ise, içerideki durumu ne düzeylerde olacak ki?
Ayrıca, benim hep dile getirdiğim bir şeydir: İstanbul Hukuk’un, okulu bitirememiş eski bir öğrencisiyim. Niyetine girip, şimdi yeniden kayıt tazeledim ve her biri tuğla büyüklüğündeki kitaplardan çalışma enayiliğine bu sefer ben de düşmeden, üniversite çevresindeki fotokopicilerde çoğaltılan 40-50 sayfalık pratik çalışma notları edinerek; Bir: suçları sayınız. A’dan B’ye müessir fiil. C’den K’ya ırza tasaddi. M’den Y’ye gasp. İki: suça tesir eden halleri sıralayınız. Üç: iştirak var mı, varsa belirtiniz. Dört: suçların içtimaını yapınız, vb. gibi yalapşap bilgilerle yetineceğim.
İşte bu denli mihaniki sığlıklarla hukukçu olunuyor bu ülkede ve yargıçtı, savcıydı, avukattı diye ayrışılıyor. İçin için tütsülenerek fümelenir gibi, hukuk nosyonunu âdetâ ruha sinen bir rayihayla edinmek üzere, ne araştırma ne geliştirme, hak getire... Her şey yargı yerlerinde edinilmiş geleneksel teamüller üzerinden yürüyor ve köhnelikler, hiçbir şekilde yerlerinden oynatılamıyor. Zaten buna cürete yeltenecek bir Allah kulunun dahi çıkamayacağı bu düzenek, kalkışanın da façasını bozan yahut yutan, paslı ve yer yer bozuk bir makineyi andırıyor. Adalet... adalet... diye yırtınılan sistem, özetle budur işte.
Meselâ, hak ve hakkaniyetin geniş halk kitlelerinin semtine bile uğramadığı; insandan bile sayılmadıkları için, böylelerinin mahkemelerde başlarına nelerin gelmiş olabildiği, hiç mesele yapılmış mıdır, şimdiye dek?
Hayır, yapılmamıştır.
Ne zaman ki, generaller, profesörler, ünlü gazeteciler, yüksek yargıç ya da savcılar vb. gibi kremalı tabakanın özellikle resmî ideolojiyi kuran ve yürütenleri, bu uygulamalardan olumsuz doğrultuda etkilenme noktasına geldiler; işte o zamandan itibaren sorunlar da dile getirilmeye başlanıverdi.
Seçkinlerin tutuklanarak yargılanmaları, insana yaraşır bir özenin yokluğuna dair belirgin bir işarete dönüşmüştü. Ama aynı uygulama, karakalabalıklar için yıllardır keyfe keder işlerdendi. Bunun bir musibet olarak görülmesi, ancak ayrıcalıklıların çilesiyle mümkün olabilmiştir. Zira, yığınlara müstahak sayılan davranışların, onlara reva görülen muamelelerin, insana yakışmadıkları, işte bu bir avuç seçkine gelinince kavranabilmiştir.
Çünkü, bütün zecri hukuk kuralları, ayrıcalıklılara nasıl olsa dokunulamayacağı esasından gidilerek, kitlelerin tedip ve terbiyesi için yapılmışlardı. Adaletin ancak öldükten sonra Tanrı katında tecelli edeceğine dair kanaatin daha egemen olduğu kesimlerde ise, bu hâl tevekkülle karşılanmış ve genel olarak da rıza gösterilmiştir.
Ne ki, dünya giderek değişiyor ve onların temsilcileri iktidardalar şimdi. Kavganın asıl nedeni ve meselenin, gerçek sekülerleşmeye giden yol da dâhil bütün özü, budur işte!
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları

























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016