Nihat Ali Özcan
Mevcut gelişmeler, Suriye iç savaşında haritaların, ilişkilerin ve çözüm süresinin yeniden şekilleneceğini söylüyor. Yakın zamana kadar tüm dikkatler İdlib’e yönelmişti. Bugün ise İdlib’in yanı sıra Fırat’ın doğusuna kaymış durumda.
Trump, askerlerine Fırat’ın doğusundan çekilme emrini vermesi, ABD’nin Suriye dosyasını tamamen kapatacağı anlamına gelmiyor. Nitekim Başkan, ihtiyaç hasıl olduğunda Irak üzerinden müdahale edilebileceğini açıkladı.
Öte yandan, Almanya ve Fransa “DAEŞ’e karşı Küresel Koalisyon” çerçevesinde bölgede kalmaktan söz ediyorlar. Rus Dışişleri Bakanlığı ise, ABD’nin boşalttığı yerlerin Esad rejimine teslimini istiyor. İsrail kızgın. Türkiye’de sınıra yığınak yapmayı sürdürüyor.
Bu ortamda PKK’nın Suriye’de ne olacağı merak konusu. Çünkü PKK da boş durmuyor. Bir yandan Batı kamuoyunu etkilemenin yollarını ararken, bir yandan da hiçbir zaman kesmediği bağları sayesinde Rusya ve Esad ile görüşüyor. Örgütün, İran ile ilişkilerine dair henüz bir bilgi yok ama kuvvetli şüpheler var.
ABD-PKK iş birliğinin karakteri Trump’ın emriyle değişmeye başladı. PKK, ABD ile iş tuttuğu dört yıl boyunca, hırslı davrandı, hazmedemeyeceği kadar büyük lokmalar yuttu. Ne askeri ne de siyasi olarak kendi hedefine/işine değil de, çoğunlukla “müvekkilinin” işlerine dört elle sarıldı. Sadece DAEŞ’e karşı on bin kayıp, yirmi bin yaralı verdi. Türkiye’nin dikkatlerini dağıtmak için, 2014-2016 arasında Türkiye’yi oyalamaya girişti. “Şehir savaşları” bunun bir ürünüydü. Üstelik Türk kamuoyunu meşgul edecek başkaca gelişmeler de vardı. MİT TIR’larından darbe girişimine, terör saldırılarından ekonomik krize kadar. Sonuçta, araştırmacı Erol Bural’ın hesaplamalarına göre, PKK, sadece 2018 yılında Türkiye’nin operasyonlarında yurt içi ve dışında 7000’den fazla kayıp verdi. Bugün PKK, terk edilmekten dolayı şokta. Çatışmalardan yorgun. Yıpranmış ve içeride fiili halk desteğini büyük ölçüde yitirmiş durumda.
Bu tablo, sponsorunun politik hedefleri için binlerce üyesini feda eden PKK’nın ilk stratejik hatası da değil. Benzer hatayı, Rusya, İran ve Suriye ile iş tuttuğu 1992-1995 yılları arasında da yaptı. PKK, 1993 Mayıs’ında Bingöl’de silahsız 33 eri şehit ederek “zımni ateşkesi” bozdu. Örgütün askeri ve politik amaçlarıyla hiç ilgisi olmayacak biçimde eylemlere başladı. Eylemlerinin sıklet merkezini, Irak sınırı yerine, kuzeydoğu Anadolu’ya kaydırdı. İran sınırı, Ağrı, Erzurum, Tunceli, Bingöl taraflarına. İki yılın sonunda, on bin kayıp verdi ve militan sayısı 17 binden 6-7 bine düşmüştü.
Kendisi için yıkım olan bu kayıpların, sponsorları için elbette bir manası vardı. PKK saldırılarıyla Türkiye’yi içeride meşgul etmeye başladı. Bakü-Ceyhan boru hattı başka bir bahara ertelendi. Bu arada Rusya Mavi Akımı gerçekleştirirken, İran da doğal gaz boru hattını çekti. Ermeniler ise aynı günlerde Azerbaycan’ın üçte birini işgal etti.
İçeride ise, Sivas olaylarından Gazi Mahallesine, siyasi cinayetlerden Kırıkkale mühimmat fabrikası patlamalarına kadar bir dizi olay yaşandı. Sonuçta herkes istediğini almış, PKK’ya da strateji değişikliği düşmüştü.
Yine de Rusya, İran ve Suriye vefalı çıktılar. Desteklerini düşük profilli olsa da sürdürdüler. ABD, PKK ile iş tutarken, Rusya’dan gördüklerinin aynısını uyguladı. PKK yine binlerce insanın kanına girdi. Bu gün ufukta değişim görünüyor. Muhtemelen ABD ile düşük profilli ilişki sürecek. Rusya, Suriye ve İran’a gelince: PKK’yı sahaya sürme nöbetlerinin gelip gelmediğini, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu başkanlığındaki Türk heyetinin Moskova dönüşünde göreceğiz.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2019
11.06.2019
28.05.2019
21.05.2019
8.05.2019
23.04.2019
19.04.2019
16.04.2019
10.04.2019