Taha Akyol

Taha Akyol
Taha Akyol
Tüm Yazıları
Dış politikada rasyonel zemin
30.09.2025
93

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’la görüşürken sağı solu belli olmayan bu adamı kızdırmamaya özen gösterdiği anlaşılıyor. Trump’ın Ukrayna lideri Zelenski’ye davranışları, önceki dönemde Erdoğan’a yazdığı mektuplar, attığı tivitler unutulmamıştır...

Beyaz Saray’daki medya toplantısında esasen sadece Trump konuştu. Hatta Türk tarafı basın toplantısı istemiyordu ama Trump buluşmayı basın toplantısına dönüştürdü. Kendi reklamını yaptı, Erdoğan’a övgüler dizerken Rahip Brunson’ı nasıl çekip aldığını anlattı…

Erdoğan Gazze ve YPG meselelerini hiç ağzına almadı. Bu konular Trump’ı kızdırabilirdi. Öyle ki, Erdoğan, buluşma öncesinde Fox News’a verdiği mülakatta, Trump’ın Ukrayna ve Gazze’de savaşları durdurma sözünü verdiği ama bunun geçekleşmediğini söylemişti.

Bu kadarcık söz bile Trump tarafını öfkelendirdi. Dışişleri Bakanı Dubio, “böyle konuşurlar sonra da randevu almak için yalvarırlar” diye nezaketsiz, küstah bir tepki gösterdi ve hemen Ankara’da İletişim Başkanlığı “çeviride anlam kayması olduğunu”, oysa Erdoğan’ın “Trump’ın bu konudaki çabalarını takdir ettiğini” söyleyen bir açıklama yaptı.

GAZZE KONUSU

Erdoğan Gazze ve soykırım konularını ağzına almadı. Gazze konusunu 8 İslam ülkesinin liderleriyle yaptığı toplu görüşmede Trump gündeme getirdi. Araplarla görüşerek hazırlattığı “21. Maddelik Plan”ı anlattı. Gazze 5 yıl süreyle Arap gücüne dayalı geçici bir uluslararası yönetime verilecek, Hamas silah bırakacak ve Gazze’yi terk edecek, İsrail’in işgali sona erecek, Yahudi rehineler ve 2000 civarındaki Filistinli tutuklular serbest bırakılacak…

İki devletli çözümü” rafa kaldıran bu Plan’ı ayrıca yazacağım.

Ürdün Kralı II. Abdullah, Trump Planı’nın "büyük oranda mutabakatla karşılandığını" söyledi.

Erdoğan da bir itirazda bulunmamış. Nitekim Hakan Fidan’a, Gazze konusu sorulduğunda, sadece bu “Plan”dan bahsetti.

Erdoğan’a soru sorulmasına imkan verilmedi zaten.

TİCARİ İLİŞKİLER

İkili görüşmelerden önce, Trump’ın oğluna Türkiye’nin çok sayıda Boeing alacağının söylenmesi, ardından, bazı ABD malları üzerindeki ek gümrük vergilerinin kaldırılması, BOTAŞ’ın bazı enerji anlaşmaları imzalaması basında “hediye” olarak nitelendi. Görüşmelerden önce Trump’ta pozitif bir etki yaratılmak istenmişti.

Trump’ın pozitif duygularda hareket ettiği belli, fakat…

Evvela, Trump Gazze işini Netanyahu ve Araplarla yürüttü.

Türkiye’yle ilişkisi ise iki ana kalemde özetlenebilir: Başta Boeing, savaş uçakları ve LPG gazı olmak üzere Türkiye’ye daha azla ihracat yapmak… Eski dostu Putin’i sıkıştırmak için Türkiye’nin Rusya’dan gaz ve petrol alımını kesmesi…

Rusya ile aramızdaki Türk Akım ve Mavi Akım boru hatları belirsiz bir üre boş değilse bile düşük kapasitede kalacak, Amerika’dan tankerlerle Atlantik ve Akdeniz’i geçerek gelen LPG alacağız.

EN ÖNEMLİSİ F 35’LER

En önemlisi şudur: CAATS yaptırımları kalkacak mı, Türkiye F-35’leri alacak mı? Bu konudaki resmi açıklamalar iyi fakat Trump’ın şartı var:

İstersem bunu kolayca yapabilirim. Belki olur, belki olmaz. Bu, onun (Erdoğan’ın) bizim için yapacaklarına bağlı Eminim Erdoğan Rus petrolü almayı bırakacak. Doğru olanı yapacak.

Peki “dostum Putin”le ne yapacağız? Bakalım, göreceğiz.

Bu stratejik sorunun temelinde, Türkiye’nin 2017 Eylül’ünde Rusya’dan S-400 füze sistemlerini alması vardır. Bu yüzden CAATSA yaptırımları uygulanıp elimizdeki 3-35’leri kaçırdığımızda Erdoğan “umurumda değil” demişti. (24 Temmuz 2018)

Gerek Batıya gerek Araplara karşı o zamanki “Yedi düvelle meydan okuma” hamaseti oy getirdi ama 7 yıldır S-400’ler depoda bekliyor, F-35’leri almaya, CAATSA’yı kaldırmaya çalışıyoruz.

RASYONEL ZEMİNE DÖNMEK’

Hakan Fidan, Türk Evi’ndeki basın toplantısında, ABD ile görüşmelerdeki konuları anlatırken “en önemlisi CAATSA” dedi. Elbette öyle. Türkiye’nin askeri teknolojide daha ileri gitmesi, Ege ve Doğu Akdeniz’de kuvvet dengesi gibi konularda belirleyici olacak.

Demek ki, konjonktüre göre gidip gelen politikalar yerine, Türkiye’nin yerleşik ittifak ve diplomasi tercihlerinde istikrarlı olması şart. Rasyonellikten fazla uzaklaşıldıysa ekonomide de dış politikada da “rasyonel zemine dönmek” böyle hayli maliyetli oluyor.

Eksen kayması’ olarak algılanan S-400 macerası olmasaydı, F-35’ler teknolojiyle birlikte çoktan elimizde olacaktı.

ABD ile buzlar eridi, iyi oldu ama sorunların hiç biri çözüme bağlanmış değil.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar