Tuncay TOP
İçinden geçmekte olduğumuz süreç devrimci- demokratik ve sosyalist güçlerle özgürlükçü Kürtlerin mücadeleci birlikteliğini, hem zorunlu ve hem de olanaklı kılıyor.
Faşizan baskı ve yasaklar, yoksulluk, sefalet ve işten atmalar; Parlamenter Kürt hareketini tasfiye saldırıları, askerî operasyonlar, kitlesel tutuklamaların artarak devam etmesi; kamu yararı ve iş güvencesi gözetmeyen özelleştirmelerin sürgit devamı, kıdem tazminatının gasp edilmesi hazırlıkları, esnek çalışmanın yaygınlaştırılması, emekçi örgütlerine baskı ve sendikasızlaştırma çabaları...
Dış politikada ‘’komşularla sıfır sorun’’ konseptinden ‘’Neo-Osmanlıcılık’’a ikâme olma ve BOP eş başkanlığı örtüsüyle gizlenmiş ABD jandarmalığının, müslüman komşu ülkeleri tehdit eden füze radar sistemlerini kurmaya kadar götürülmesi; Akdeniz’de Rum-Yunanve İsrail’le savaşın eşiğine gelinmiş olması vs. başka türlü bir yönetme anlayışının, barışı ve özgürlüğü egemen kılacak bir iktidar olanağının ortaya çıkartılması çabalarını da arttırıyor.
2002’den bu yana, AK Parti’nin askerî vesayet ve yüksek yargı oligarşisine karşı vermiş olduğu mücadele ile Kürt sorununun çözümüne yönelik dillendirdiği ‘’açılım’’söylemi, geniş halk kitlelerinin görünür desteğini arkasına almasını sağladı sağlamasına ama, Başbakan, ustalık dönemi olarak nitelediği bu son dönemini, Türkiye toplumuyla kendi çıraklığı arasında oluşturduğu duygusal köprüleri yıkarak geçirdi..
Fütursuz bir özelleştirme tutkunu olması bir yana, kıdem tazminatı gibi emekçilerin kazanılmış haklarına ve iş güvencelerine saldıran, halkına dünyanın en pahalı elektrik ve akaryakıtını kullandıran, asgari ücret ve emekli maaşlarının ev kiralarını dahi karşılamadığı, açlık ve yoksulluğu reva gören bir iktidar, bu ülkenin değişmez kaderi olarak sonsuza dek ayakta kalamaz tabii ki.
Makro ekonomik veriler ölçü alındığında; Türkiye, gelişen bir ekonomiye sahip bir ülke ve son yılda Çin’in ardından dünyanın ikinci büyüyen ekonomisine sahip. Bu durumda yapılması gereken asıl şey, toplam zenginliğin işsizlik ve yoksulluğun olumsuz etkilerini ortadan kaldırmasına hizmet edecek adil bir bölüşüm mekanizmasını hayata geçirmek olmalıyken, bütçeden hatırlıca bir kaynak, savaş maliyetlerinin her yeni gün arttığı askeri harcamalara kanalize ediliyor.
Ekonomik büyüme verileri ve son seçimlerde alınan % 50’lik seçmen desteğininBaşbakan’a aymaz bir otorite ve abartılı bir özgüven kattığı belli. Partisi içinde tek adam olma, teşkilat içindeki her türlü pozisyonda tek belirleyici olma ve örgüt içi demokrasiyi işletmeme konumu Başbakan’ı eleştirilemez kılarken, üç dönem boyunca oluşturduğu yandaş bürokrasi ve medya ağıyla da adeta kutsal bir hâleye büründü Başbakan.
Aşırı yetki ve güç kullanımının, uluslararası ilişkilerde nasıl tedavisi imkânsız yaralar açtığını yakın tarihte yaşadı insanoğlu. Bölgesel ve Dünya sathında yapılan tüm savaşlar biraz da bu ölçüsüzlüğün ve güçlü olduğuna inanmanın verdiği özgüvene sahip liderler eliyle felaket getirdi yeryüzüne.
İçeride ve dışarıda kibir ve hamasetin aymazlığına düşen Başbakan, barışı lügatından çıkarmış görünüyor. Diplomasi becerisinden uzak, uluslararası kamuoyu kararları ve devletler hukukunu tanımayan AK Parti hükümeti, Akdeniz’de petrol arayan Rum-Yunan’a sataşıyor, İsrail’e savaş ilan etmeye hazırlanıyor.
Diplomatik yeteneksizlik, bu ülkeyi bir karanlık girdaba, bir gayyâ kuyusuna itiyor ve Başbakan kendisine ve politikasına karşı olan diğer % 50’lik kesime rağmen savaş naraları atabiliyor.
Kürt sorununu barışarak çözmek yerine askerî operasyonlarla ezmek niyetini daha seçim öncesinden açıklamıştı Başbakan. Buna uygun hareket ettiği ve Kandil’in bombalanması dahil sınır ötesi hareketlerin hız kesmediği de aşikâr. Rutin hale gelen KCK tutuklamalarıyla her gün onlarca BDP yöneticisi ve seçilmiş belediye başkanının cezaevlerine tıkılması beklenen bir çabaydı ama, son iki aydır onlarca insanın ölümüne yol açan çatışmalı ortamı durdurabilecek tek isim olan Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmemesini ve muhtemel ‘ateşkes’ ilânını açıklamasını engelleme girişimini, savaş severlikle müphem histerik bir ruh hali olarak görmenin ötesinde, başka türlü bir iktidar biçiminin imkânı üzerine kafa yormak gerekiyor şimdi.
Son genel seçimlere Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku olarak giren ve seçilmiş 36 milletvekili ile BDP’ye katılan bağımsız adaylar; diğer siyasi parti, hareket, STÖ ve doğa-çevre aktivistleri ile 20 Ağustos’ta yaptığı toplantı sonucunda, Blok bileşenleri ve bloğa dahil olmayan birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü , “Kongre Hareketi”ne dönüşme kararı aldı.
Seçimler öncesinde, Blok’un bir seçim bloğu olmadığı, bunun genişleyerek ve derinleşerek süreceğini ve hakim iki kutba karşı 3. odak olacağı konusunda bir görüş birliği ve perspektifi vardı ve seçim sürecinin hemen ardından da bu yönde çalışmalar yapılacağı ortadaydı.
Bugün,Türkiye'nin tüm renklerinin ve barıştan, özgür, eşit bir yaşamdan yana olan tüm demokrasi güçlerinin, Kongre'de bir araya gelmesi, Türkiye'yi iç savaşa sürüklemek isteyen politikalara karşı verilebilecek en anlamlı yanıt olarak görünüyor.
Türkiye’nin tüm vilayet ve büyük ilçelerinde çalışmaları yürütülen kongre hareketiyle; halklardan, ezilenlerden, yok sayılanlardan, emekten, özgürlükten, doğadan, eşitlikten, barıştan ve demokrasiden yana olanlar gerçek bir alternatif yaratmak için örgütleniyor.
Kongre'nin politikalarını bir ‘çatı partisi’ ile devam ettirmek girişimi, nihaî hedefleri arasında bulunuyor. Ancak önceliğin Kongre'de olması, Parti oluşum sürecinin de Kongre kararlarına bağlı olarak gelişmesi öngörülüyor.
Kongre hazırlık grubunda yer alan bileşenler ise şöyle:
Barış ve Demokrasi Partisi, Demokrasi ve Özgürlük Hareketi, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, Emek Partisi, Eşitlik ve Demokrasi Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, İşçilerin Sosyalist Partisi, Hak ve Özgürlükler Partisi, Kaldıraç, Köz, Sosyalist Birlik Hareketi, Sosyalist Dayanışma Platformu, Sosyalist Demokrasi Partisi, Sosyalist Gelecek Parti Hareketi, Toplumsal Özgürlük Platformu, Türkiye Gerçeği, Yeşiller Partisi.
Aleviler, Süryaniler gibi inanç gruplarının yanı sıra Türkiye’de yaşayan kimliklerin sahipleri Lazlar, Gürcüler, Osetler, diğer Kafkasya halklarından temsilciler, doğanın tahribine karşı mücadele yürüten Karadeniz İsyanda, Derelerin Kardeşliği gibi çevreler, Yeşiller Partisi, insan hakları örgütleri…
Emek çevrelerinden, sendikalardan tüzel kişilik olarak değil ama sendika temsilciliği sıfatını şahsen üzerinde taşıyan kimi yöneticiler ve yanı sıra aydınlar, kanaat önderleri, siyasi şahsiyetler de sürece şu an katkı veriyorlar.
Başka türlü bir iktidar mümkündür pekâlâ…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bakkal-çakkal siyaseti
11.12.2014 - O asansör yine düşecek...
12.09.2014 - Akçakoca seçimlerinde rakamların gösterdiği
2.04.2014 - Uçkur ve duvar
15.11.2013 - AK Parti’nin yeni ilçe yönetimine dair izlenimler !...
29.07.2013 - IŞIĞIN DOĞDUĞU YERE YOLCULUK –BÖLÜM 2-
19.07.2012 - IŞIĞIN DOĞDUĞU YERE YOLCULUK…
8.07.2012 - İSTİSMAR
7.06.2012 - KAR
7.02.2012 - KCK MUAMMASI
19.01.2012
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Mourat
Hilal hanim,öncellikle sunu belirteyim: Sebebi ne olursa olsun, bir insan baska bir insani öldurme hakkina sahip degildir. Bu insanlari ölduren kisi asiri derecede ateist ve tum dinlere karsi. Yani sadece islama karsi degil. Hayrani oldugu Dawkins ise sizin iiddia ettiginiz gibi sadece islama karsi degil. Hiristiyanliga daha fazla oldugunu anlamaniz icin YouTubee girmeniz yeter. Bu bir. Ikicincisi, bu sahis, öldurdugu kisilerle komsu ve aralarinda bir husumet var. Araba parki yuzunden daha önce kavga etmisler. Bu kisi zaten cinayetin sebebinin park meselesi oldugunu da itiraf ediyor. Siz ise surekli muslumanlari magdur gösteme cabasindasiniz.. Siz önce hayrani oldugunuz Tayyib Erdogandan Rahip Santoronun, Malatyada hunharca, bogazlari kesilerek öldurulen masum insanlarin hesabini bir sorun, ondan sonra bu tarz yazilar yaziniz!
Hrac Madooglu
Yanlislarla dolu bir yazi. Bill Maheri "Yahudilere asla dil uzatmayan, nadiren Hristiyanligi ama en cok islami elestiren, yobaz sekuler bir TV sunucusu" olarak tarif etmissiniz. Bu bilgiyi nereden aldiniz? Kim kandirdi sizi? Bill Maher, ateist bir sunucudur. Yobaz falan degildir. Semavi dinlerin 3unu de elestirmektedir. Bu konuda yaptigi bir filimde de Yahudileri, Hristiyanlari ve Muslumanlari elestirirken tarafsiz ve esit davranmistir. Filmin adi "Ridicuolusness", netten bulabilirsiniz. Bilmediginiz konularda yorum yazmak sakincalidir. Richard Dawkins ise ateist bir bilim adamidir. Semavi dinlerin tutarsizligi ve dinlerin insanliga, medeniyete verdigi zararlar hakkinda yazdigi kitap dunyada satis rekorlari kirmistir. Sizin iddia ettiginiz gibi "militan" degildir. ABDde 3 Musluman gencin nefret cinayetine kurban gittigi henuz kanitlanmis degildir. ilk gelen bilgiler park yeri anlasmazligi yuzunden oldugu. Musluman olduklari icin oldurulmuslerse bu ortaya cikar. ABD dis politikasi cok ahlaksiz bir devlettir ama icerde nefret suclarini en agir sekilde cezalandiran yasalari olan ve bu yasalari uygulayan bir yargi sistemine sahiptir. Dahasi o ulkede insan haklari icin calisan ve bu tur suclarin cezalandirilmasi icin ugrasan cok sayida kurum vardir. Bu isin pesini birakmazlar, merak etmeyin.