Yalçın AKDOĞAN
Terör, devleti tehdit, dayatma ve şantajla hizaya getirmek için başvurulan bir yöntemdir. Şuan devam etmekte olan süreç “eylemsizlik ve Türkiye’yi terk etme” şeklinde farklı bir kulvarda devam ediyor. Terör yönteminin dayandığı tehdit, dayatma ve şantajın bu sürecin ruhuna uygun düşmeyeceği çok açık. Buna rağmen PKK her fırsatta hükümete yönelik bu anlama gelen açıklamalar yapıyor. Cemil Bayık, daha büyük savaştehdidi savuruyor, ikinci aşamaya geçilmezse sürecin biteceği şantajını tekrarlıyor, hükümetin belli adımları belli tarihler içinde atmasına yönelik dayatmalardan bir türlü vazgeçmiyor. Terör tehdidi ve dayatmasına hiçbir zaman eyvallah etmeyen hükümetin süreci zehirleyen bu tür şantajvari açıklamalara eyvallah etmesi de mümkün değildir.
Hükümete ve Başbakan’a yönelik ağır suçlama ve hakaretler bilinçli olarak halkta var olan güveni sarsmayı hedefliyor. Kandil, sürecin mimarı olarak Öcalan’ı gösteriyor ve süreçten dolayı hükümetin siyasi fayda sağlamamasıiçin elinden gelen çabayı gösteriyor. Hem her adımı hükümetten bekliyor, hem de halkın hükümete şükran hissetmesini engellemeye çalışıyor. Dikkat edilirse söylem düzeyinde hükümetin ‘kötü’ ve ‘düşman’ algısı güçlendirilmeye ve bölge halkının sempatisi kırılmaya çalışılıyor. Örgüt ve uzantıları, sürekli muhalefet ve düşmanlık üreterek tabanını canlı tutmak istiyor. Karakol, korucu, baraj gösterileri muhalif karakteri korumanın enstrümanları...
AK Parti iktidarının bugüne kadar Kürt meselesine yönelik attığı her adım örgüt tarafından ya görmezden gelindi, ya küçümsendi ya da kendi mücadelesinin sonucugibi gösterildi. En son Bayık, “göstermelik ve kandırma amaçlı paketlere” başvurulduğunu ve oyalama adımları atılacağını söyleyerek hükümetin çalışmalarına karşı negatif bir algı üretmeye çalıştı. Kin ve nefret söylemlerinden vazgeçmeyen bir anlayışın, demokratik reformlar konusunda da önyargıyı beslemesi şaşırtıcı değil.
***
Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’yi terk eden PKK’lıların oranının yüzde 20’yi geçmediğine dair sözlerine Kandil alelacele cevap verdi. Başbakanın sözlerini saptırma ve bilinçli çarpıtma olarak niteledi. Oysa onlar da hakikatin ne olduğunu bal gibi biliyorlar. “Güçlerimiz tarafından Türk ordusuna ve güvenlik kuvvetlerine karşı tek bir mermi sıkılmamıştır” sözü nasıl gerçeği yansıtmıyorsa, “Geri çekilme kararına da güçlerimiz harfiyen uymuş ve uygulama süreci devam etmektedir” sözleri de hakikati yansıtmıyor.
Türkiye’yi fiilen terk eden örgüt üyelerinin oranı yüzde 20’ler sınırındadır. Bunu bilen örgüt kendini savunmak için tüm unsurların hareket halinde olduğunu ve sınırı geçmenin aylar alabildiğini söylemektedir. Oysa bu da doğru değildir. Hareket halinde olanların veya yer değiştirenlerin oranı da yüzde 10’u geçmemektedir.
***
Abdullah Öcalan son açıklamasında kendisine ‘araçsal’ değil ‘stratejik’ konum biçilmesi gerektiğini söylüyor. PKK’nın eylemsizlik kararı, Türkiye’yi terk etmesi ve silah bırakması gibi adımların atılmasında Öcalan’ın ne kadar etkili olduğu ve nihai noktaya ulaşılıp ulaşılamayacağı henüz belli değil.
Öcalan Suriye’deki gelişmeler üzerinden kendisine bölgesel bir aktörlük ve rol üretmeye çalışıyor. PYD’nin Suriye Kürtleri üzerinde kısmi etkinlik kurması, Kuzey Irak’ta yapılacak muhtemel Konferans gibi konular Öcalan’ı böyle bir düşünceye sevkediyor. PKK üzerinden ulaşmaya çalıştığı araçsal rolü, PYD üzerinden stratejik role çıkarmaya çalışıyor.
PYD’nin Suriye’de yaşanan kaosu fırsat bilerek yakın zamanda bir statü elde edeceği tahayyülü, Türkiye’deki demokratik reformları küçümseyen bir tatminsizlik ve şımarıklık üretiyor.
Çözüm sürecini kararlılıkla ve sabırla devam ettiren AK Parti iktidarı ise tüm gelişmeleri yakında takip ediyor ve Türkiye’nin çıkarlarını en üst düzeyde korumaya çalışıyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019