Yusuf Kaplan
Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden görüşmesi merakla bekleniyor.
Görüşmenin merakla beklenmesi normal: Türk-Amerikan ilişkilerinde büyük kırılmalar yaşanıyor.
TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİNİN ŞİZOFRENİK DİLİ VE SEMİYOLOJİSİ
Önce, Türk-Amerikan ilişkilerinin dilinin semiyolojisini yapmamız gerekiyor: Türk akademyasında ve medyasında aynı ürperticilikte gözlenen bu köleleştirici, kompleksli dile dikkat çekmek farz oldu artık!
Özelde Erdoğan-Biden görüşmesiyle ilgili, genelde Türk-Amerikan ilişkilerine dâir yapılan yorumların dili ürpertici, tastamam celladına âşık tasmalı çekirgelerin zihnen sömürgeleştirilmiş epistemik kölelerin dili!
Herkes, “ABD, Türkiye’den vazgeçemez!” diyor!
Pardon, Türkiye, ABD’nin sömürgesi veya eyaleti oldu da bizim haberimiz mi yok!
Bu nasıl köleleştirilmiş, müstemleke aydını dilidir bu, böyle!
Ülkenin akademisyenlerinden, profesörlerinden söz ediyorum. Bunlar her bakımdan bağlanmışlar Amerika’ya çoktan. Zihnen oradalar, bedenen burada!
Yarın, “şizofreni, en çok Amerikan veya Batı muhibbi Türk elitlerinde görülen hastalıktır”,diye yazarsa tıp kitapları, hiç şaşırmayın artık!
Bu köleleştirici, şizofrenik dili terk etmediğimiz sürece, Türk-Amerikan ilişkilerini tam olarak anlayabilmemiz de, Türkiye’nin çıkarlarını belirleyebilmemiz ve koruyabilmemiz de mümkün değildir!
Özce zihnen özgürleşmemiz, bu şizofrenik zihni görmemiz ve terk etmemiz gerekiyor.
TÜRKİYE’NİN BATI’DAN BAĞIMSIZLAŞMA SÜRECİ…
Ancak o zaman, Türkiye ile ABD arasında yaşanan soğuk savaş’ın nedenlerini görebilmemiz imkân dâhiline girebilir.
Türkiye, son on yıldan itibaren, özellikle de “one minute” meydan okumasından itibaren Batı dünyasından bağımsızlaşma konusunda önemli adımlar attı.
Bizzat ABD’nin tezgâhladığını kendilerinin de itiraf etmekten çekinmedikleri (bu kadar yüzsünler yani!) 15 Temmuz darbesine geçit vermedi!
Bu, şaka değil; basit bir hâdise de değil. Türkiye’deki bütün darbeler, ABD tarafından tezgâhlanmıştır ve hepsine teslim bayrağı çekmiştir Türkiye’ye hükmeden devşirme oligarşik sivil ve askerî bürokrasi! Devşirmelerin derin derin devleti yani!
Ama ilk defa bir darbeye, 15 Temmuz darbesine “dur!” denilmiştir ve burada Erdoğan’ın tarihî rolü göz ardı edilemez!
Ardından ABD-İsrail’in uydusu olacak, bölgeyi karıştırmak için çıbanbaşı olarak kullanılacak PKK-YPG terör devleti kurma girişimlerine hem Türkiye içinde hem de sınırlarımızın ötesinde büyük darbe vurulmuştur!
Fırat-Kalkanı Harekâtı ile birlikte, o zamana kadar bölgeye üşüşen bütün emperyalist ve uydusu devletlere meydan okuyan bir süreç başlatılmıştır. Milat olarak tarihe geçecek kadar önemli bir meydan okumadır bu.
Sonrasında, Türkiye’nin Rusya başta olmak üzere Asya ülkeleriyle geliştirdiği stratejik ilişkiler, Türkiye’nin Batı ittifakının kölesi olmadığını, bölgenin kaderinin şekillenmesinde yeniden tarihî roller üstlenmeye başladığını dünya âleme ilan etmiştir.
Libya’ya müdahale etmemiz, ardından Karabağ’da birinci derecede aktif rol almamız ABD-İsrail’i de, İngiltere’yi de, İran’ı da ürkütmeye yetmiştir!
Erdoğan, Biden’la görüşmeye (şimdilik Batı ittifakının üyesi olsa bile) bölgenin kaderinin şekillenmesinde yeniden kilit rol oynamaya başlayan bir bölgesel gücün devlet başkanı olarak gidecek!
Ülkede yaşanan ve zoraki olarak icat edilmeye çalışılan kaosun gerisinde de kendilerinin olduğunu suratına çarpacak Erdoğan, Biden’ın ve Amerikan müesses nizamının adamlarının!
BÜYÜK KIRILMA-ANLARI, YENİDEN KURULMA-ZAMANLARI’DIR!
Evet, büyük kırılma-ânları, yeniden kurulma-zamanları’dır.
Kırılma, Türkiye’nin Batı ittifakının “ileri karakolu” rolüne bir şekilde son verecek önemli adımlar atması. Türkiye’nin şizofren Batıcı laik akademyası ve medyası, bu kırılma anının, Türkiye’nin bağımsızlaşma yolculuğunda yeni bir kilometre taşı olduğunu göremiyor!
Göremiyor mu gerçekten? Yoksa tarihte tatil yapmak daha mı zevkli ve keyifli? İyi de tarihte tatilin sonsuza dek sürmeyeceğini bilmiyor olabilirler mi? Bu kadar mı celladına âşık tasmalı çekirgelere dönüştüler bizim şizofrenler?
Soruyu soralım o hâlde: ABD ile “soğuk savaş” ne zaman biter?
Ne zaman ABD’nin önünde diz çökersek!
Peki, ne demek bu?
Türkiye’nin bitmesi demek, elbette ki.
Ama Türkiye bitmeyecek: ABD’ye de, bütün emperyalistlere de rest çekecek ve kendi geleceğini kendisi belirleyecek…
Elbette ki, büyük sorunlarımız var. Ekonomide, eğitimde, kültürde, adalet sisteminde halledilmesi gereken büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Ama savunma sanayisinde gerçekleştirdiğimiz atılımı, bu alanlarda da gerçekleştirecek uzun soluklu bir yolculuğa çıkabilirsek, bizim önümüzde kimse duramaz.
Erdoğan-Biden görüşmesi öncesinde, Erdoğan’ın İslâm medeniyetinin kurucu şehirlerinden birine, Karabağ’ın Şuşa şehrine gitmesi, dahası, güçlü ve kalabalık bir Türk heyetinin Libya’ya giderek Libya yönetimiyle güçlü fotoğraflar vermesi, kırılma-anları’nın yeniden kurulma-zamanları olduğunun sadece iki göstergesi olarak okunabilir.
Türkiye, Batı’dan bağımsızlaşma ve bölgesel (zamanla küresel) güç olma yolculuğunun durdurulmayacağını hatırlatacak Biden’a ve onun Türkiye’deki mandacı uzantılarına!
Bu şartlarda sürebilir ABD ile de, Batı ittifakının diğer ülkeleri ve kurumlarıyla da ilişkilerimiz, diyecek Erdoğan muhataplarına.
Vesselâm.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020