Cafer Solgun
odrum, son zamanlarda yiyecek içecek mekanlarındaki fahiş fiyatlarla gündeme geliyordu. Araştırdım biraz üşenmeyip: Bir adet lahmacun ile ayran, arada tekrar zamlanmamışsa eğer 950 TL, makarna 700 TL, bir top dondurma 250 TL, bir bardak çay 90 TL, küçük su 50 TL imiş. Yurt sathında çok sayıda şubeleri olan bir simitçide sandviç fiyatları 355 TL’den başlıyormuş. Havaalanlarındaki uçuk fiyatlara neredeyse alışmıştık ama Bodrum iyice aşmış. (Ya diğer namlı tatil beldeleri?)
Haliyle fakirler bu rakamlara ancak yutkunarak bakabilir ve “Bu sene de Bodrum’a gitmeyiveririz, ne olmuş yani?” der, otururlar evlerinde, sorun değil (Sanki her sene gidiyorlar da bu sene eksik kaldı). Ama işin içinde “iş” varmış galiba? Bodrum’daki fahiş fiyatlarla ilgili peş peşe haberler ve üstüne de, “Yunan adaları daha ucuz” rivayetleri çıkınca, bunun bir “algı operasyonu” olduğu dillendirilmeye başlandı. Mesela Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci bu görüşü yüksek sesle dillendirenlerden. Mandalinci’ye göre Bodrum’un “çok pahalı” olduğunu söylemek, “algı operasyonu” imiş…
Beğenmediği bir görüş veya eleştiriyi derhal “algı operasyonu” diyerek geri püskürtmek, daha çok iktidar çevrelerinde görmeye alıştığımız bir yaklaşım. Ama Bodrum bu yani; deniz, tatil, eğlence, sekülarite… Dolayısıyla belediye CHP’de. Sayın belediye başkanı, yalandan da olsa “fahiş fiyatları, yerli ve yabancı turistleri kazıklamaya çalışanları daha sıkı denetleyeceğiz” filan diyeceği yerde, “Algı operasyonu!” diye feryat ediyor…
(Sahi magazin alemi canlıları ne diyorlar bu işe? Onların “hayat pahalı” diye bir gündemleri yok herhalde ama bir “görüşleri” vardır belki. Bakmak lazım.)
Anlamadığım, bunun ne tür bir “algı operasyonu” olduğu? Bu fiyatlar “pahalı” olmanın ötesinde “fahiş” değil mi yani? Yoksa hayat pahalılığı, enflasyon bir yanılsamadan mı ibaret? Birileri (“dış güçler”) algı operasyonu mu yapıyor? Psikolojimizi mi bozmaya çalışıyor? Ne oluyoruz?
Marketler tamam da semt pazarlarının da market fiyatlarından aşağı kalır yanı yok epey zamandır. Yarım kilo sivri biberin 65 TL olduğunu söyleyen pazarcıya, “Aslında bu bir algı operasyonu, biliyorsun değil mi?” deyince tersledi beni; “Git işine abi ya!” Arkamdan, “Millet sıyırdı iyice” dediğini de duydum. Geri dönüp “algı operasyonu” üzerine bir çift laf etmek isterdim ya, herif asabiydi biraz, durduk yere kavga çıkar diye vazgeçtim…
Üç sene önce Almanya’dan bir akademisyen arkadaşım gelmişti. Tutturdu Kadıköy’de “lüks” bir mekanda yemek yiyelim diye. Ben nereden bileyim “lüks” mekan? Velhasıl benim önerdiğim solcu diye adı çıkmış mekanları beğenmeyince, o araştırdı ve Moda’da bir mekanda karar kıldı. Adı lazım değil, gittik ama bende buradan nasıl çıkarız endişesi vardı tabii. Arkadaşım bunu fark edince, “Hesabı ben ödeyeceğim, rahat ol” dedi. “Olur mu öyle şey? Sen misafirsin” filan diye mırıldandım biraz elbette ama sağolsun, bir Alman’dan normalde beklenmeyecek bir tavır sergiledi: “Türkiye’nin durumunu, hayat pahalılığını, senin şartlarını biliyorum. Merak etme, size pahalı ama bana ucuz, Euro çok değerli burada.” (Boşuna demiyorum arkadaşım diye. Her bijî!)
Aynı arkadaşım önceki sene de geldi. Onun akademisyen maaşı değişmemişti ama bizim fiyatlar durduğu yerde durmuyordu işte. Velhasıl, kahvaltı yaptığımız yerde hesabı öderken, “Bu bana bile pahalı” dedi.
Böyleyken böyle: Artık yabancılar için bile pahalı bir memleketiz.
Bodrum mevzusu önemli ama. Mevzunun ne denli önemli olduğunu geçenlerde Bodrum Otelciler Derneği Başkanı Ömer Faruk Dengiz gayet açık ve anlaşılır bir dille açıkladı: “Türkiye’de en çok vergi veren illerin başında Bodrum geliyor. Bodrum batarsa Türkiye batar. Turizm biterse Türkiye biter.”
Daha ne desin, nasıl desin adam? Türkiye batma riskiyle karşı karşıya!
Malum, bilerek ya da bilmeyerek “komplo teorisi” yapmak memleketin “milli” sporlarından biri.
“Dış güçler” Türkiye’yi hayatın her alanında “batırmak” için sürekli dur durak bilmeden mesai halindeler. Sadece “dış güçler” mi? Bir de bu “dış” güçlerin “içerideki” ittifakları, müttefikleri, işbirlikçileri, taşeronları ve temsilcileri var (Ne kadar çoklar?!).
İçeriden ve dışarıdan on yıllardır uğraşıyorlar ama başaramıyorlar? Neden? Çünkü Türk milletinin (Kürtlere ve diğerlerine bir şey yok!) MHP isminde bir temsilcisi var! Herkes uyusa onlar uyumuyor! En son bazı MHP ve Ülkü Ocağı mensuplarının sanık olduğu Sinan Ateş davasında MHP avukatları mahkemeye 154 kişilik bir liste sundu ve bu kişilerin mahkemeye çağrılarak neden MHP’ye saldırdıklarının sorulmasını istedi. MHP lideri Devlet Bahçeli de fişleme listesini üstlenerek ilan etti, “Bu dosya elimizdedir. Günü geldiğinde de bu dosya eyleme geçecektir” dedi. Gerçi “eylem hukuki nitelikte olacaktır” diye de ekledi ama hangi hukuka göre olduğuna açıklık getirmedi: Cari hukuk mu, mafya hukuku mu, “derin devlet” hukuku mu? Bilemiyoruz.
Mevzuyu dağıtmayalım. Bodrum batarsa Türkiye batacaksa eğer, daha ne duruyoruz; uçakla, otobüsle, arabayla, otostopla, atla, eşekle, olmadı tabana kuvvet, istikamet Bodrum, ileri! Bodrum’a varınca da, sayın otelcilerin başkanını bulup, artık Allah ne verdiyse…
Millet çoktan bitmiş, bari Bodrum bitmesin…
***
Doğu Perinçek geçenlerde yine konuşmuş ve “CHP yüzde 90 oy alsa da ordu, polis onların iktidar olmasına izin vermez” diyerek apaçık darbeleri, darbecileri meşrulaştıran bir açıklama yapmış.
Doğu Perinçek, siyaseten darbecidir. Ordu içinde “cunta” oluşturmak yıllarca, özellikle de AKP’nin ilk iki iktidar sürecinde, neredeyse yegane “siyasi” faaliyetiydi. Cumhuriyet mitingleri, “Ordu göreve” çağrıları akamete uğrayınca, dansözleri kıskandıracak bir kıvraklıkla yıkmaya çalıştığı AKP’ye yanaştı, akıl hocalığı yapmaya başladı.
Bu “çıkışı” beni şaşırtmadı. CHP yetkilileri cevap verdiler. Ben de sosyal medyada bir iki kelam ettim. Daha fazlasına değecek biri değil ama geçen gün (24 Temmuz Çarşamba) gazetesinin manşetinde, eleştirilere cevaben, “Bu yazıları yazanlar sahil meyhanelerinde kadeh tokuştururken Vatan Partisi yöneticileri darbecilerin işkencehanelerinde mücadele ediyordu” dedi.
Bu zatı yeni kuşaklar tanımıyor olabilir. O yüzden normalde ciddiye almak gerekmeyecek bu türden desteksiz sallamamalarını cevapsız da bırakmamak lazım.
Bu kişi hangi darbelere karşı mücadele etmiş acaba? Misal, 12 Eylül döneminde tutuklanmıştı, evet, darbecilerin “herkese eşit mesafedeyiz” hassasiyeti (!) nedeniyle. Tabii kendisi ve arkadaşları hiçbir zaman devrimci mahpuslarla aynı hapishanelerde tutulmadılar, rahatları yerindeydi, o da ayrı bir konu.
Peki bu Perinçek cunta mahkemelerinde kendisini nasıl savunmuştu? Sanmayın ki darbeye ve darbecilere karşı bir “mücadele” ve “direniş” tavrı içerisinde idi! Ne gezer? Mahkeme savunmalarında söylediği (mealen), “Biz anarşist örgütlere karşı devletin yanındaydık. Gazetemizde onları ihbar ettik, yakalanmalarını, sağ veya ölü ele geçirilmelerini sağladık. Ordu ve devletin hizmetindeyiz. Bizi niye içeri attınız ki?” idi. (Bu “savunmayı” kitap olarak da bastılar ama sonra alelacele topladılar, uzun süre aradım, sahaflarda bile bulamadım.)
Bu arada söylediği de doğruydu. Perinçek’in bolca zigzaglı siyasi hayatında belki de “tutarlı” olduğu tek konu, solculara, devrimcilere, demokratlara karşı ve karşıt tutumudur. Ellerinde faşizme karşı mücadele eden devrimcilerin kanı vardır…
Maksat, söylediği ile kalmasın diye belirteyim dedim… (Şu “Sahil meyhanelerinde kadeh tokuşturmak” lafı için de söyleyeceklerim vardı aslında ama yazı uzadı.)
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAYM “vatandaşı koru” dedi… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025