Fehmi KORU
Hafta sonları günlerimin bir bölümünü televizyonda futbol maçlarını izlemeye ayırdığımı yazmam, yorumlarından anladığıma göre, okurlardan bazılarını şaşırtmışa benziyor.
Özellikle İngiltere Premier Lig takımlarının maçlarını izliyorum. Hem de büyük keyif alarak…
Eskiden aynı keyfi bizim ülkemizde siyaset sahnesini yakından gözleyerek duyuyordum.
Şaşıracaksanız şimdi şaşırabilirsiniz.
Futbol ve siyaset, ikisi de izleyene keyif verir(di)
Futbol ile siyaset arasında yakın bir ilişki görüyorum. İkisinde de işini iyi yapan maharetli insanlar oluyor. Daha da önemlisi, ikisinde de ön planda görünenleri kenardan yönlendiren müthiş zeki teknik adamların varlığıdır. Böyle bir zeminde geçen taktik zengini maçları izlemeye doyum olmaz.
Sadece futbolda değil siyasette de…
Hayatımda birkaç kez siyasete girme, aday olma teklifi almışlığım var. Her defasında teklif sahiplerine teşekkür ederken hep aynı cümleyi kullandım: “Sağolun, ama ben siyasetin içinde olmayı değil içinde olup bitenleri izlemeyi daha fazla önemsiyorum.”
Turgut Özal, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit, Deniz Baykal ve tabii Necmettin Erbakan birer siyaset virtüözü idiler. Zaten o sayede hepsi yaşadıkları dönemlerde gözlerini diktikleri yerlere gelme mücadelesi verirken ustalıklarını fazlasıyla ortaya koydular. İnişli-çıkışlı oldu herbirinin siyasi hayatı, en az bir -hatta birden fazla- kez küllerinden yeniden doğmaları gerekti.
Bunu da başardılar.
Askerler bile her defasında onların başarıları karşısında ne yapacaklarını bilemez hale geldier.
İçlerinden bazısı zora düştüğünde askerleri de kendi kurdukları oyun planı içerisinde değerlendirdi; hem de onlara hissettirmeden…
İzlenmesi olağanüstü keyifliydi o isimlerin birbirlerine karşı konuşlandıkları dönemde siyaset…
Şimdi bana futbol aynı sebeple keyif veriyor.
[İşin doğrusu, aynı zevki bizim Süper lig maçlarından aldığımı söyleyemem. Zaten Digitürk aboneliğimi de iptal ettirdim, onları izleyemiyorum.]
Dün akşamı ele alalım.
Günün en önemli Premier lig karşılaşması biri zirvede diğeri en aşağılarda iki takım arasındaydı. Liverpool – West Bromwich karşılaşması. Maçı Türkçe anlatma görevini üstlenmiş kişi ile yanına aldığı yorumcu arkadaşı maçın başında iki takım arasındaki seviye uçurumunu dakikalarca anlattıkları gibi zirvedeki takımın her girişiminde bir daha hatırlattılar.
Sunucu “30 kişiye bu maçı kim kazanır diye sorsanız 30’u da hep aynı takımın ismini söyler” bile dedi maçın başında.
Nitekim, maçın ilk yarısı tek kale oynandı. Zayıf takım oyuncuları zayıflıklarını kabul etmiş gibiydiler. Kendi sahalarına yığılmış, gol atmak için gelenlere karşı çaresiz bir savunma çabası içerisindeydiler. Top hakimiyeti 82-18 idi ilk yarıda. Savunmaları sonuç verdi; bir hafta önce sıralamada ilk birkaç takımdan biri olan rakibini 7-0 yenmeyi becermiş olan güçlü takım zayıf takıma ilk yarıda yalnızca bir gol atabildi.
İkinci yarıda ise zayıf takım bambaşka bir oyun sergiledi. Oyunu çoğu zaman rakibin sahasına yığabildiler. Yakaladıkları fırsatların birini değerlendirip bir de gol attılar.
Maç 1-1 sona erdi.
Az kalsın güçlü takımın 69 haftadır koruduğu ‘namağlup’ unvanını bozacaklardı.
Nasıl oldu bu?
Her önüne gelene yenilen ve daha şimdiden düşme hattının altına demirlemiş görüntüsü veren zayıf takım iki hafta önce antrenörünü değiştirdi. Yeni gelen teknik yöneticinin ‘düşme hattındaki takımları kurtarma’ şöhreti var. Daha önce de son anda kendisine başvurmuş üç takımı düşmekten kurtarmış bir teknik adam.
İki haftadır yenilmiyor zayıf takım; dün lidere de yenilmedi, berabere kaldı.
Antrenörün saha kenarından verdiği taktikler sayesinde.
“Kaleyi koruyacaksınız” dediğinde canlarını dişlerine takıp zaten en iyi yaptıkları o işi tek gol yiyerek başardılar; ikinci yarıya çıkmadan önce “Sizden ilk devredeki uysallığı bekleyen rakibe şimdi saldıracak, gözünü açtırmayacak, fırsatını bulduğunuzda golü -hatta golleri- atacaksınız” demiş olmalı ki, onu da yaptılar.
Güçlü takımın ‘yılın en iyisi’ unvanına sahip teknik direktörü yanlış taktik vermiş olmalı; herbiri milyonlarca sterlin değerinde bacaklara sahip oyuncuları yaya kaldılar.
Taktikler savaşında zayıf takım kendisinden fersah fersah güçlü olanı yendi. [Berabere kaldılar, ama ben onları yenmiş kabul ediyorum.]
Bizde siyaset geçmişte dün akşam en zevkli örneğini futbol sahasında izlediğim oyuna benzer bir taktikler savaşı olarak cereyan ederdi.
Bizler de gazeteciler olarak gelişen olayları en yakından izleme ayrıcalığını yaşardık.
Keyif alarak…
Siyaset keyif veriyor mu? Vermiyor
Şimdi sadece tek bir siyasi teknik yönetmenin kurguladığı bir siyaset oyunu oynanıyor. Ona karşı taktik oluşturması beklenenler arasında onun taktiklerini boşa çıkartacak bir oyun kurucu yok.
Varsa da elleri kolları bağlı.
Futbolda amaç ligde en tepeye çıkmak olduğu gibi siyasette de hedef iktidarı elde etmek…
İktidar güçlü görünmesi gerektiğinde gücünü göstererek, zayıf görünmesi gerektiğinde zayıf görünerek, her defasında istediği sonucu alabiliyor.
Oyun oynanırken oyunun kuralları değişir mi; bizde iktidar onu bile başarmayı bildi. [‘İktidar’ dediğimde siz bunu ‘iktidar cephesi’ olarak anlayın; AK Parti ve MHP ortak başarısı bu.]
Ne demek istediğimi anlamak amacıyla şu sıralarda siyaset sahnesinde gördüklerinize futbol maçı izler gibi bir bakın bakalım ne göreceksiniz…
Gelecek seçim için en kritik nokta HDP’nin durumu olacak. İktidar onu etkisizleştirmek zorunda. Kapatmak veya yüzde 10 barajına gömmek yöntemlerinden birini tercih edebilir. İlk yöntemi de deneyebilir, ama zor ve çetin bir iş olur bu. En iyisi, İyi Parti sayesinde Millet İttifakı dışında tutulabildiği için HDP’ye rakip bir-iki partinin önünü açarak onu baraj-altı bırakmaktır.
Oyun çok açık oynandığı için siyaset çoktandır bana futbolun verdiği kadar keyif vermiyor.
Futbol izlemeye vakit ayırmam hoşlarına gitmeyen okurlar beni mazur görsünler.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025