Hüseyin ÇAKIR
Bir mum diğerini tutuşturmakla
ışığından birşey kaybetmez.(Mevlana)
Taraf’taki tartışma bana göre Taraf gazetesi yazarlarının iç (aile içi) tartışması olmaktan öteye, Türkiye’li aydın, entelektüel, yazar, çizerlerin de içinde bulunduğu, demokratikleşmenin yolunu yöntemini bulma, demokrat olmanın vicdanı, aklı, zihniyeti tartışmasıdır.
Taraf gazetesindeki tartışmada, Türkiye’de alışılagelmiş olduğu şekliyle, yayın yönetmeninin “tapulu arazime gecekondu yaptırmam” demesi beklenirdi çünkü basın dünyasında genelde böyle olur. Ama Taraf’ta durum böyle olmadı; tartışma, Taraf yazarlarının ötesinde, okurlara ve kamuoyuna da taşındı. Bir gazetenin, iktidarın bugün izlediği politikalara eleştirirken ve muhalefet yaparken, kendi içinde de iktidara muhalefet yapmayı tartışıyor olması, demokratlık düzeyinin derinliğini gösterir.
Ahmet Altan, tartışımaya konu olan düşüncelerini şöyle açıklıyor. “AKP’nin özellikle 2011 seçiminden sonra demokrasiden uzaklaştığını, Avrupa standartlarında bir demokrasi kurmaktan vazgeçtiğini, insan haklarını kenara ittiğini, “tek adam” anlayışını benimsediğini söylüyorum… Ben demokrasinin kurumsallaşması gerektiğini, tek adamın keyfine göre uygulamaların demokrasi olmadığını söylüyorum.” Bu görüşler, liberal demokratlar, yeni solcular, İslamcı ve Kürt demokratlar içinde, demokrasi mücadelesinde AKP’nin neleri yapıp neleri yapamayacağı, Türkiye’nin demokratik değişim sürecinden AKP’nin bundan sonraki rolünün ne olacağı tartışmasına yeni bir boyut kazandıracaktır. Bu tartışma demokratların demokrasi ve demokratikleşme sürecine nasıl baktıkları tartışmasıdır. Başka bir ifadeyle, demokratlığın masaya yatırılmasıdır. Bu tartışma aynı zamanda siyasal, sosyal sorunların çözümünde demokratik yönetim ve yöntemden ne anlaşıldığı tartışmasıdır.
Ahmet Altan ilk yazısına“Taraf’ta kavga” başlığı yerine , “Taraf’ta tartışma” ile başlaması daha uygun olurdu. Yazılanlara baktığımızda kavga ortamı olmak bir yana, örnek bir demokratik tartışmanın sürdüğünü görüyoruz. Tabi ki, devam etmesini temenni ediyorum.
Demokratlık, eleştiri ve muhalefet
Tartışma, Taraf gazetesi yazarları özelinde iki ana tez/görüş ayrışması olarak ortaya kondu. Birincisi: Demokratikleşme süreci ve bu sürecin en temel sorunu olan Kürt sorununun çözümü, demokratikleşme içinde mi olacak? İkincisi: Otoriterleşme eğilimini her fırsatta gösteren AKP’nin “Türk-İslam sentezi” ideolojisi içinde AB sürecinden koparak sorunlar “Putin” vari bir rejim içinde mi çözülecek?
Demokratik muhalefetin bana göre olmazsa olmaz koşulu; “Demokratik bir rejimin tüm kurum ve kurallarıyla” işler olmasını savunmaktır. Demokratik kurum ve kurallar yerine liderin insafına kalmış bütün rejimler, kaçınılmaz olarak diktatörlüğe dönüşmüştür. Bir süre sonra liderin niyeti kurum ve kuralların yerine geçmiştir. Taraf’taki tartışmanın özü de AKP’nin otoriterleşme eğilimi karşısında demokratların alması gereken tutum tartışmasıdır.
Yukarıdaki iki soru aynı zamanda mevcut iktidarın sorun çözme yöntemine, siyasi ve ideolojik duruşuna taraf veya muhalif olma sorusu. Taraf gazetesi, yayınlandığı günden bu yana demokratik değişim tarafı oldu. Tartışmaya katılan yazarların görüş farklılıkları ve eleştiri merkezi, AKP'nin iktidarı yönetme yöntemi ve demokratikleşme özellikle AB sürecine yaklaşımı ekseninde yürüyor. Bu tartışma derinleşerek devam edecek gibi görünüyor. Bu tartışma, "demokrasi, kurumsal demokrasi ve demokratlık" paradigması tartışması. Bu konulardaki tezler/görüşler daha açık biçimde gündeme geldiğinde, tartışmanın bu boyutuna katılacağım.
Alper Görmüş tartışmayı "gazetecilik etik'i" açısından "meslek ahlakı" temelinde eleştiriyor. "Muhalif gazetecilik, eleştirel gazetecilik” ayrımı yaparak, Taraf’n muhalif gözeticiliğini eleştiriyor. Şöyle diyor: “Muhalif gazetecilik”, bütün fiyakasına rağmen doğru ve etkili bir gazetecilik çizgisini ima etmez. Doğrusu, gazetecinin “eleştirel” olmasıdır". Görmüş'ün bu düşünme tarzı, "[b]demokratların tarafsızlığı-renksizliği" gibi düşünme tarzı. Kendilerini böyle tanımlayan demokratlar varsa eğer, eleştirel ve muhalif düşünen birisi olarak kendimi "radikal demokrat" olarak tanımlarım.
Alper Görmüş'ün, zihnindeki "Eleştirel gazetecilik" , [/b] soyut ve saf bir gazeteci kimliğinin olması. Hekim hasta ilişkisinde, avukat, müvekkil, savcı, sanık ilişkisinde meslek ahlakı ve hukukunun gerektirdiği eleştiri yapılabilir. İşi siyasal, sosyal ve ideolojik olayların haberi, yorumu olduğunda bir "seçim" ve "tercih" yaparsınız. “Eleştirmek” için siyasal bir tercih, dünya görüşünden hareket edersiniz “Diğer” görüşleri bu kendi duruşunuzdan hareket ederek yaparsınız. Sözcü, Aydınlık, Yurt, Yeni Çağ vb gazetelerde yazmak yerine Taraf'ta yazmayı seçmek, aynı zamanda "nasıl bir muhalif" olduğunu tercihini kamuoyuna ilan etmektir. Taraf'ın haber/manşet yanlışları, hataları "muhabir, gazeteci kadrosu" sorunundan kaynaklı sorun olduğunu okurla bile biliyor. "Eleştirel-muhalif gazetecilik" ayrımı üstünden Taraf'ın yayıncılık politikasını eleştirmek başka bir şey, bu eleştiri, doğru olduğuna inanılan başta tarz bir gazetecilik düşüncesidir. Söz konusu düşün ve tercih hakikatin kendisi en doğru olan elbetteki değildir, bireyin hakikat kabul ettiği kendi doğrusudur.
Alper Görmüş’un “eleştiri-muhalefet” ayrımı zorlama ve ezber bir ayırım. Basın dünyasının “tarafsız gazetecilik” klasiği ve ezberi. Ama biz fanilerin ne “tarafsız gazeteci/gazetecilik” örnekleri görmüşlüğümüz var.
Taraf’ın logosunun altındaki, “Düşünmek taraf olmaktır” sözü çok şeyi anlatıyor. Kürtler, İslamcı-mütedeyyinler, özgürlükçü solcular, Aleviler, farklı cinsel tercihleri olanlar, KOBİ’ler, TÜSİAD, MÜSİAD; TOBB vb kuruluş üyesi işadamları… vs. Taraf gazetesinde demokratik muhalefetin sesini buldular, bu sesle buluştular.
Demokratlar elbette ki taraftır
Taraf gazetesinde Ahmet Altan, Alper Görmüş, Markar Esayan, Yıldıray Oğur, Melih Altınok’un tartışması, her şeyden önce, demokrasi ve demokratik tartışma kültürünün gelişimi açısından çok değerli. Aynı gazetenin genel yayın yönetmeni ile yazarlarının farklı düşündükleri halde aynı gazetede tartışabiliyor olmaları, “Atın o gazeteciyi” diyen bir başbakanın olduğu bir zamanda çok kıymetli. Bu demokratik tartışma kültürünün devam etmesi bile Türkiye’nin entelektüel dünyasına çok önemli katkı sağlayacaktır. Farklı düşünüp aynı zeminde birarada olabilmek ve bunu sürekli hale getirebilmek çok zor ve çok değerlidir. Söylenen sözlerin, öne sürülen görüşlerin O’suna, Bu’suna katılıp katılmamanın ötesinde, tartışma kültürü açısından Taraf gazetesi çok önemli bir tabuyu daha yıkmıştır. Bu olgunluğu gösterenlere teşekkür etmek isterim. “Öteki”, “hain”, “namert” vb aşağılayıcı kavramlar kullanmadan tartışabilmenin mümkün olduğunu görüyoruz. Bu erdemliliği gösterenler sayesinde tartışma kültürümüz için yeni bir sayfa açılacağını umut ediyorum.
Aslında tartışmanın içeriğine girmeyi düşünmüyordum. 50 bin tirajlı bir gazetede, demokratlar arasında, demokratlığın ne olduğunun tartışılması, demokratların demokrasi kültürünün geldiği noktayı gösteriyordu. Bu cümleyi bile yazmak benim açımdan yeterliydi. Komünist hareket ailesinden gelen birisi olarak, en masumane öneri ve görüşleri en masumane ve en yumuşak dille bile söylediğimde “yoldaş şimdi bunların zamanı değil, çok daha önemli şeyler var” gibi en kibarından yanıtları defalarca almış birisi olarak, Taraf tartışmasını önemsiyorum. Her zaman, “Şimdi bunların zamanı değil, çok daha önemli şeyler var” demenin bir gerekçesi kolayca bulunabilir.
Her demokrat gibi, Taraf’taki bu tartışmada elbette ki ben de tarafım. Bana göre, bütün sorunların sağlıklı, kalıcı, katılımcı, rızaya dayalı, hakkani çözümü, özgür demokratik bir ortamda gerçekleşebilir. Demokratik bir rejim içinde kalıcılaşabilir.
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018